24 Ağustos 2017
GENÇLERİN GÖZÜ NEDEN DIŞARIDA?
Gençlerle ilgili olumsuz göstergeler hepimizi üzecek kadar çoğaldı.
Gençlerle ilgili olumsuz göstergeler hepimizi üzecek kadar çoğaldı.
1.Gençlerde işsizlik oranı artıyor.
Temmuz ayında ilan edilen ortalama işsizlik oranı yüzde 10.2 olduğu halde gençlerde işsizlik oranı yüzde 22 oldu.
Temmuz ayındaki yüzde 10.2 işsizlik oranı , Fiili işsizlik oranı, yani iş aramayan ve fakat iş bulsa hemen başlayacak olanları da katarsak, yüzde 16 ediyor.
Gençler de yüzde 22 olarak ilan edilen işsizlik oranını aynı oranda artırırsak , genceler arasında filli işsizlik oranı yüzde 34.5 oluyor.
OECD her yıl 35 üye ülkede, gençler içinde ”işsiz ve eğitimsiz genç” oranlarını açıklıyor. İşsiz ve eğitimsiz genç oranı en yüksek olan ülke Türkiye çıkıyor. Türkiye için bu oranlar 2013 yılında yüzde 29.8, 2015 yılında yüzde 28.4 olarak açıklandı. Bizden sonra ikinci sırada Yunanistan ve İtalya geliyor. En iyi durumda ise yüzde 6.5 oranıyla Lüksemburg, yüzde 7.1 oranıyla Norveç geliyor.
Gençler neden işsiz ve eğitimsiz kalıyor ?
EĞİTİMde iş gücü planlaması yapılmıyor. Özellikle YÖK’ün böyle bir derdi yok …Üniversiteler , özellikle yeni kurulan Vakıf Üniversiteleri laboratuar gerektirmeyen, pratik ve maliyeti düşük fakülteler kuruyorlar. Sonuçta Bazı dallarda arz fazlası , bazı dallarda arz eksiği mezun oluşuyor.
EĞİTİMe gelince … Siyasi iktidar öğrencileri İmam hatiplere yönlendirmeye çalışıyor…Daha çok imam hatipli diye de bu eğilimini açıklıyor. Birçok ailede bu kıskaçtan kurtulmak istiyor.
Gerçekte ise , İmam- hatip liselerini, siyasilerin tasallutundan, istismarından kurtarmak gerekir. Gerçekte Türkiye’nin Kuranı gerçekçi açıdan yorumlayan, Arap geleneği ile dini kuralları birbirinden ayırt eden, ulusal bilinç sahibi, aydın din adamlarına ihtiyacı var.
Bu çerçevede, Türkiye’nin ne kadar ilahiyat fakültesi mezununa ihtiyacı var, ne kadar imam- hatip mezununa ihtiyacı var, önce bu ihtiyaç tespit edilip, ona göre din eğitimi yeniden organize edilerek, imam hatipliliği militan olarak kullanmak isteyenlerin elinden kurtarmak zorundayız.
Öte yandan Türkiye de 3-4 milyon Suriyeli var… Bunlardan bir milyonun çalıştığı tahmin ediliyor… Böyle bir yanlış politika , gençlerin üçte birinin işsiz kalmasına neden oluyor.
Ayrıca yeni yatırım ortamı olmadığı içinde , işsiz sayısı da artıyor.
Gençlerde işsizliği azaltmak için, devletin özellikle stratejik alanlarda ve temel gıda maddeleri alanlarında , geçici de olsa yatırım yapması gerekir.
Özel yatırımların önünü açması için , OHAL’in kalkması ve Hukukun Üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının sağlanması gerekir.
2. Beyin göçü arttı..
Yüksek büyümenin yaşandığı 2012 yılına kadar beyin göçü azalmıştı… Bu yıldan sonra başlayan ve artan Ekonomik ve siyasi sorunlarla beraber yeniden beyi göçü de artmaya başladı.
Bir insan yetiştirmek, uzman yapmak, bir fabrika kurmaktan daha zordur… Daha da önemlidir. Hele hele çağımızda. Artık makine ikinci planda kalmıştır. Zaten vasıflı insan olmazsa, sermaye de olsa, fabrika kuramazsınız. Teknoloji üretemezsiniz.
Zaman zaman, yabancı ülkelerde, özellikle ABD, Avrupa ve sanayileşmiş ülkelerde, Türk uzmanların her alanda dünya çapında isim olduklarını görüyoruz. Türkiye’den bu güne kadar Nobel ödülü alan çıkmadı ve fakat ABD’ de Aziz Sancar gibi bir Türk çıktı. İsviçre’den Dünya çağında beyin cerrahi Gazi YAŞARGİL çıktı.
Sanayileşmiş ülkeler, beşeri yatırımı kendi ülkelerine çekmek için her türlü imkanı yaratıyorlar. Zira, eğitilmiş uzman bir insanın bir ülkeye gitmesi, o ülkenin bir kuruş harcamadan kurulu bir fabrikayı almasına benzer.
Türkiye de işsizlik yanında , AR-GE’nin sınırlı olması da gençleri dışarıya gitmeye zorluyor.
Daha da önemli bir sorun oluşmaya başladı… İnsanların yaşamına müdahale arttı… Birçok belediyenin içki ruhsatları için zorluk çıkarması ,bazı valilerin içki yasağı getirmesi, memurlar için toplu sözleşmeye helal gıda ve hac kolaylıkları getirilmesi ve nihayet siyasi ideolojik militanların sokaklardaki kızlara ve hanımlara müdahalesi gençleri tedirgin etmekte ve çıkışı hızlandırmaktadır.
