GEMİLERİ YAKTIK GERİ DÖNÜŞ YOK
Santrallerin ihale başvuru tarihleri ertelendi. Alıcılar, 17 Aralık sonrası belirsizlik ve dövizdeki dalgalanma diyerek ihaleye yanaşmadılar. Türkçesi, Hükümet sallanıyor, ekonomik kriz derinleşiyor diyorlar. İşçinin mücadelesi ise ayrı bir korku… Erteleme zamanı ise manidar (!) İşçilerin Ankara yürüyüşünden 4 gün önce.
Santrallerin ihale başvuru tarihleri ertelendi. Alıcılar, "17 Aralık sonrası belirsizlik ve dövizdeki dalgalanma" diyerek ihaleye yanaşmadılar. Türkçesi, "Hükümet sallanıyor, ekonomik kriz derinleşiyor" diyorlar. İşçinin mücadelesi ise ayrı bir korku… Erteleme zamanı ise manidar (!) İşçilerin Ankara yürüyüşünden 4 gün önce.
Ne zamana ertelendi peki? 3 ay sonraya. Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralları ile Kemerköy Liman Sahası için ihale başvurusunun son günü 24 Ocak’tan 10 Nisan’a, Çatalağzı Termik Santralı, 5 Şubat’tan 21 Nisan’a, Yatağan Termik Santralı 10 Şubat’tan 30 Nisan’a ertelendi. Neden 3 ay? Bir manidarhk daha…
Seçimleri atlatacak ya hükümet. Zaten sallanıyor, seçim öncesi işçiyle de kapışmayı göze alamadı. Ertelediği tarihler ise, seçimin hemen sonrası. "Seçimde bana oy verin, seçimden sonra fabrikalarınızı yabancılara da açık olacak şekilde satacağım, sizi de kapı dışına koyacağım" diyor yani. E işçi yer mi bunu. Yemez elbette.
"Bize enayi gibi davranıyorlar. Bu kadar keriz olacağımızı sanmaları büyük gaflet" diyorlar. Keriz yerine koymanın başka bir biçimi de, MALİye Bakanı Mehmet Şimşek’in, ertelemelerin ilan edildiği gün söyledikleri; "özelleştirmelerde kararlıyız. Santralları bu yıl bitirmek istiyoruz" Şimşek, "Ertelemeler, seçim öncesinde gözünüzü boyamak için. Hele seçim geçsin, sadece 4 santralı değil, geri kalan santrallann tamamını da bu yıl içinde satacağız" diyor alenen. İşçi ne diyor peki? "Erteleme değil iptal istiyoruz." "3 aylık erteleme ile aptalmışız gibi davranmanın cevabını alacaksınız." "Enerjide özelleştirme, bağımsızlığımıza saldırıdır, talandır, yağmadır" "Çanakkale geçilmez, Yatağan Çanakkale’dir" "özelleştirme İdaresi, Çanakkale’ye gelmiş İngiliz ordusudur."
23 Ocak günü Yatağan’da santralın önünde toplanıp Yatağan meydanına yürüyecekler. Orada ailelerle, halkla, diğer sendikalar, kitle örgütleri ve partilerle buluşacaklar. İzmir’den, Aydın’dan, Denizli’den, Burdur’dan, İsparta’da kopup gelenlerle yüreklerini birleştirecekler. Ardından 40 kilometrelik Muğla yoluna sel olacaklar. Muğla Muğla olalı böyle bayram görmemiş olacak. On binlerin sloganıyla inleyecek Muğla; "Gemileri yaktık geri dönüş yok", "Hükümet istifa!" Akşamüzeri, yüzlerce otobüs yola çıkacak Muğla’dan.
Ege’nin vatansever on binlerini, Ankara’nın yüzbinleri ile buluşturmak için yola revan olacaklar. Türküler, marşlar söylenecek, halaylar çekilecek yollarda. Gecenin zifiri karanlığında molalarda dağlar sloganlarla yırtılacak. "Ankara yolumuz, ölüm olsa sonumuz"
24Ocak sabahı ise, Ankara’da başka bir telaş. Oluk oluk akacak Ankara Sayıştay önüne. Ellerinde Türk bayrakları, Yatağan’ın ve Zonguldak’ın kahramanlarını bekleyecekler coşkuyla. Eskişehir yolundan yükselen sloganlar, dalga dalga, Keçiören sırtlarından Yenimahalle düzlüğüne, Mamak derelerinden, Çankaya yokuşlarına, yankılanacak dört bir yanda. Gelecek madenlerin ve enerjilerin yiğitleri, Ankara bağırlarına basacak yüzbinlerle. "Gemileri yaktık geri dönüş yok." Sel olup Özelleştirme İdaresi’ne akacaklar. Baretlisi, bayraklısı, çoluğu, çocuğu, yaşlısı, genci ile yüzbinler… Bahar gelecek Ankara’ya. işçi baharı… Haziran ayaklanmasının bayrağı şimdi işçinin elinde…
Haydi Ankara! Haydi Türkiye!