GELİYOR GELİYOR!
Bakın göreceksiniz, nasıl bir sel gibi, çığ gibi büyüyerek geldiğini, işçiler, sanayiciler, gençler, kadınlar, doktorlar, eczacılar, hukukçular, mavi yakalılar, beyaz yakalılar hepsi ama hepsi ayağa kalkıyor, geliyorlar. Daha aydınlık daha uygar, daha özgür, daha güzel günlerin muştusuyla.
Bakın göreceksiniz, nasıl bir sel gibi, çığ gibi büyüyerek geldiğini, işçiler, sanayiciler, gençler, kadınlar, doktorlar, eczacılar, hukukçular, mavi yakalılar, beyaz yakalılar hepsi ama hepsi ayağa kalkıyor, geliyorlar. Daha aydınlık daha uygar, daha özgür, daha güzel günlerin muştusuyla. Kavga nasıl verilir, hak nasıl alınır bilmeyenlere öğreterek geliyorlar. Yasa nasıl yazılır, güçlü nasıl olunur göstererek geliyorlar.
Grev hakkı için genel grev
Devletin işleyişini sağlayan en önemli unsur memurdur. Memur durursa devlet denilen aygıt durur. Vergi toplanamaz, haberleşme sağlanamaz, okullarda ders yapılamaz, ulaşım sağlanamaz… Yani memurun sorunu çözülmeden devlet sağlıklı işleyemez. Peki memurun sorunu ne? Yüzde bilmem kaç maaş artışı mı? Bence hayır. Memur grev hakkı istiyor. Grev olmaz ise o toplu iş sözleşmesi masasının anlamı kalmaz, sendikanın anlamı kalmaz. Diyelim ki yüzde 10 verildi memura, tamam mı o zaman; sonrası ne olacak? Maaşı dışında sorunu yok mu memurun? Bugün yüzde 10’u al sus denmiş olmayacak mı? Tüm bunlan düşününce memur grevinin daha ilk adım olduğu ortaya çıkıyor. Arkası gelecek. Hem de büyüyerek. Önümüzdeki yıl grev hakkı olmadan masaya oturulmamalı. Bunun basamakları döşenmeye başlandı. Ortak alınan grev kararı alanlardaki eylemlerde tam bir ortaklığı sağlayamadıysa da tabanın bu aynmlan çok da umursamadığını hatta önümüzdeki süreçte hiç görmeyeceğini de gördük. Hükümet memurun meşru hakkı karşısında boynun eğmek zorunda kaldı. O kabadayı AKP gitmiş, "demokratik haklan" diyen, ortamı yumuşatmaya çalışan AKP gelmişti. Böyle olmalıydı çünkü, arkasından gelecek bir genel grev neleri silmez ki? AKP hükümeti bunu çok iyi görüyor. Sıra emekçilerin öncüsü sendikalarda. Onlarda bunun gerçekten farkına vardığı zaman işçi memur el ele genel greve, hayal değil gerçek olacak.
Yine yeni yeniden
Memurlarla aynı gün neredeyse aynı taleplerle hava çalışanlan da eylemdeydi. Memurlar olmayan grev hakkı ve toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık için grev yaptı. Sorunlar ve saldırılar tek merkeze yönelik değil. Memurların yanında işçilere ve işçi sendikalarına da aynı saldırılar yapılıyor. Hava-İş Sendikası üyesi işçiler de ellerindeki grev hakkının alınmak istenmesine ve toplu iş sözleşmesinin baltalanmasına karşı alanlara çıktı. 23 Mayıs’ta hava gerçekten çok güzeldi. Türkiye’nin her köşesi bayram yeri gibiydi. Hava-İş Sendikası’nın eylemi işçi sınıfının üzerindeki pası sildi. Eski eylemleri hatırlattı. Sendikasının arkasından inanarak, kararlı, dik yürüyen işçileri yeniden görmek umut verdi. Genel Başkan Atilay Ayçin, "Ne mutlu annelerinize, babalannıza, eşlerinize sizin gibi evlatlara, eşlere sahipler. Ne mutlu bize sizin gibi üyelere sahibiz" diye noktaladı konuşmasını. Ne mutlu ki hâlâ ilkeli, cesur, ahlaklı sendikacılar var. Umut giderek büyüyor, ete kemiğe bürünüyor.