Türk-İş ve TİSK, düzenleme için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yolladı.

Mektuba göre enflasyonist ortamda vergi dilimleri yenilenmediği için Ocak 2022’de eline net 10 bin lira geçen bir çalışan aralıkta 9 bin 143 lira alabilecek.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Başkanı Özgür Burak Akkol, hızla üst vergi dilimine geçen çalışanları korumak için gelir vergisinde düzenleme yapılması talebiyle ortak bir mektup kaleme alarak dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdi.

193 sayılı Gelir Vergisi Yasası’nda yer alan gelir vergisi tarifesinin TÜİK’in açıkladığı enflasyon veya asgari ücret zamları oranında artırıldığı ve yıllık belirlendiği anımsatılan mektupta, bu durumun, asgari ücret ve bunun üzerinde ücret geliri elde eden çalışanların bir üst vergi tarifesine daha erken girip, daha fazla vergi ödeyerek daha düşük gelir elde etmelerine neden olduğunun belirtildi. Mektuptaki vurgular şöyle:

-2011 ‘e kadar asgari ücretli yıl içinde ilave kazancı yoksa ikinci vergi basamağına hiç çıkamazken Temmuz 2021’den itibaren tüm asgari ücretliler ikinci vergi basamağına çıkarak daha yüksek vergi ödedi. Örneğin ücreti brüt 13 bin 43 lira olan bir çalışanın eline geçen ocak ayında net 10 bin lira geçerken aralık ayında bu rakam 9 bin 143 liraya düşüyor. Bu çalışan, nisandan itibaren tamamen ikinci, ağustostan itibaren tamamen üçüncü vergi dilimi üzerinden vergilendiriliyor. Vergi oranı ocakta yüzde 15 iken ağustosta yüzde 2 7’ye yükseliyor ve bu nedenle çalışanın eline geçen net rakam azalıyor.”

-Gelir vergisi tarifesinin ilk basamağının geçmiş yıllarda olduğu gibi yıllık asgari ücret brüt tutarının (fazla mesai, yol, yemek, yakacak yardımları gibi ek menfaatler de dikkate alınarak) belirli bir miktar üzerinde tespit edilmesi, diğer vergi tarifesi oranlarının da ilk dilim baz alınarak çalışan lehine güncellenmesi Türk-İş ve TİSK olarak ortak talebimizdir.

Mektupta ayrıca, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren kayıtlı ve örgütlü işletmeleri destekleyecek, bu kesimdeki işletme ve çalışanları olumlu yönde ayrıştıracak uygulamaların hayata geçirilmesi de istendi. Bu kapsamda da “Beyaz Bayrak” uygulaması ile örneğin sosyal yardım kalemlerinin belli ölçüde SGK prim matrahına dahil edilmemesi önerildi.