Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
17 Eylül 2020
GELİR DAĞILIMINDA 14 YILDIR YERİMİZDE SAYIYORUZ

İnsan kendince daha iyi bir işi ya çok para kazanmak ya daha iyi bir çalışma hayatı sürmek için ister. Çok para kazananın amacı da bu parayla daha iyi yaşama erişmektir.

GELİR DAĞILIMINDA 14 YILDIR YERİMİZDE SAYIYORUZ

 * Önce birey… İnsan kendince daha iyi bir işi ya çok para kazanmak ya daha iyi bir çalışma hayatı sürmek için ister. Çok para kazananın amacı da bu parayla daha iyi yaşama erişmektir.

* Bir ülke… Ekonomide çeşitli iyileşmeler sağlanması niye istenir; bu iyileşmeler vatandaşa refah olarak dönsün, gelir dağılımı daha adil olsun diye.
 
* Gelir dağılımımız… 2006-2019 dönemi, yani tam on dört yıl. Ekonomiyi iyileştirmeye dönük araçlar hiç işe yaramamış; yaramamış çünkü gelir dağılımında olduğumuz yerde sayıyoruz.
 
Bireyden başlayalım. Bir insan niye daha iyi iş sahibi olmak ister ve işin iyi olup olmadığını yalnızca kazanılan paranın miktarı mı belirler?
 
Daha iyi bir iş kavramı herkese göre değişebilir. Kimine göre güneş altında çalışmamak ve şık ofislerde görev yapmaktır daha iyi iş; kimine göre toprakla haşır neşir olmak. Kimi insan illa çok para kazanacağı bir işin peşinde koşar ama bir başkası daha az paralı ama daha şöhretli ya da itibarlı bir iş için uğraşır.
 
Araçlar başka başkadır ama amaç aynıdır; mutlu olmak.
 
Ya da insanlar niye çok para kazanmak ister? Amaçla aracı birbirine karıştırıp para istifleyenleri ayrı tutuyorum; amaç, kazanılan o çok parayı kullanıp refah içinde yaşamaktır çünkü.
 
Bireyden aileye atlayalım; daha iyi bir evde, belki daha büyük, belki bahçeli bir evde oturmaktır çok para kazanmaya yönelten dürtü. Ya da daha iyi ve lüks bir arabaya binmek.
 
Büyütelim halkayı, ülkeye gelelim. Enflasyonun düşük olması da, çok üretim yapmak da, ihracatın artması da, cari açıktan fazlaya geçmek de, bütçenin fazla vermesi de hep araçtır. Bu araçların bir kısmı ya da tümü vatandaşı refaha götürecektir; yani amaca.
 
Araçları düzene koyabilmek için yıllardır uğraşıyoruz. Bu araçlar neredeyse bizim amacımız haline gelmiş durumda. Ama olması gereken amaç başka; refahı sağlamak, geliri adilce pay edebilmek.
 
O konuda neredeyiz ve daha da önemlisi bir gelişme sağlayabiliyor muyuz?
 
Araçları halledemedik ki…
 
Hemen her gün konuştuğumuz konularda, örneğin enflasyonda, örneğin işsizlikte, yani vatandaşın an be an yaşadığı sorunlarda bir iyileşme sağlayabilmiş değiliz ki, araçlar konusunda mesafe alabilmiş değiliz ki amaçla ilgili olumlu şeyler söyleyebilelim.
 
Söyleyemeyiz, çünkü bu gerçek TÜİK tarafından yapılan resmi çalışmayla da ortaya konuluyor.
 
Amaca ulaşmak için gerekli araçlarda başarı elde edeceğiz ki amaç yönünde bir gelişme sağlayabilelim; vatandaşın refahını artırabilelim. Ama yok, olmuyor!
 
Patinaj yapıyoruz!
 
TÜİK her yıl gerçekleştirdiği gelir ve yaşam koşulları araştırmasının 2019 sonuçlarını yüzde 20’lik gruplar itibarıyla açıkladı. Biz bu verilerde biraz daha detaya indik ve yüzde 5’lik gruplara göre olan duruma baktık.
 
Nüfusun en yoksul yüzde 5’i toplam gelirden ancak yüzde 0.9 pay alabiliyor. 2006-2019 dönemini kapsayan seride en yoksul yüzde 5’in payı zaten hiçbir yıl yüzde 1’i aşmamış ki…
 
En zengin yüzde 5’lik grubun gelirden aldığı pay ise 2019 itibarıyla yüzde 21.1 düzeyinde.
 
Yüzde 5’lik grupların toplam gelirden aldıkları pay yıldan yıla öyle kayda değer bir değişiklik göstermiyor. TÜİK’in bu çalışmasında 2006 yılına kadar gidilebiliyor ve on dört yılda neredeyse küçük iniş çıkışlar dışında her grubun toplam gelirden aldığı pay adeta sabitlenmiş gibi.
 
Yoksul hep yoksul; orta direk sayılan kesim hep aynı yerde, zengin ise hep zengin…
 
 
Yüzde 45=Yüzde 5!
 
TÜİK verilerine göre nüfusun yarıya yakını, yüzde 45’i toplam gelirden yüzde 20.6 pay alıyor. Nüfusun en zengin yüzde 5’inin aldığı pay ise girişte de belirttik; yüzde 21.1 düzeyinde.
 
Yani nüfusun yüzde 45’i, toplam gelirden en zengin yüzde 5 kadar pay ancak alabiliyor. Hatta yüzde 45’in payı, yüzde 5’in payından biraz da aşağıda.
 
Nüfusun yarısının aldığı pay, toplam gelirin dörtte biri. Nüfusun kalan yarısı ise gelirin dörtte üçüne sahip.
 
Nüfusun yüzde 75’i, gelirden ancak yüzde 47.6 pay alabiliyor, yarıyı bile değil. Yüzde 25’lik kesimin payı ise yarıdan fazla.
 
Bir çarpıcı detay daha. Nüfusun tam yüzde 95’i, gelirde ancak yüzde 78.9 paya sahip. Kalan yüzde 5’in payı ise yüzde 21.1.
 
Bu tablo 2019’da böylesine bozulmuş değil. 2006’dan beri neredeyse değişen hiçbir şey olmamış. Yıllardır aynı durumdayız. Öyle dramatik bir kötüye gidiş de yok, iyileşme de. Yerimizde sayıyoruz. Yıllar geçiyor ve gelir dağılımının iyileşmesi anlamında bir arpa boyu yol alamıyoruz.
 
Ayrıca sanki biraz amaçla araç karışmış gibi. Araçlarda iyileşme olduğunda bile bunu amaca yansıtamıyoruz. Bakın on dört yıl boyunca bunu yapamadık.
 
Aslında bu apayrı bir konu ve temel bir tercihin sonucu. Biz refahı daha eşit ve adil dağıtmayı istiyor muyuz, yoksa mevcut tablo siyaseten daha mı işimize geliyor?
DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.