Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
08 Ekim 2012
GELECEĞE DÖNÜŞ MÜ ?

Üç haftadır dünya ekonomisindeki kaygı verici gelişmeleri, siyasi etkilerini izlemeye çalışıyorum.
IMF: “2018’den önce toparlanma beklemeyin!”

GELECEĞE DÖNÜŞ MÜ ?

Dünya ekonomisi 2007/8 mali kırılmasıyla sarsıldığında dünya ticaretinin 2006da yüzde 10un üstünde seyreden büyüme hızı, 2009 yılında adeta çökerek yüzde -12 olmuştu. O sırada dünya deniz ticaretini kargo fiyatlarındaki gelişmeler üzerinden izleyen Baltic Dry Index bir yılda yüzde 95 gerilemişti.

Dünya Ticaret Örgütünün son verilerine göre dünya ticaretinin 2010da toparlanarak yüzde 14e yaklaşan büyüme hızı, 2011’de yeniden yüzde 5e gerilemiş; bu yıl da yüzde 2.5 düzeyini geçemeyecekmiş. Bu haberi aktaran Wall Street Journal, yazısında yer alan grafikler, Çin, ABD, Almanya, Japonya gibi dünyanın en büyük ekonomilerinin ihracat ve ithalat büyüme hızlarının 2010dan bu yana belirgin biçimde gerilemekte olduğunu ortaya koyuyor. Financial Times, ABD fabrika siparişlerinde ağustosta yüzde 5.2 gerileme olduğunu aktarıyordu.

Baltic Dry Index de benzer bir eğilim sergiliyor. Bir yıl önce 11 Ekimde 2161 düzeyinde olan indeks, bu yılın temmuz ayında 1160 düzeyine indikten sonra, 3 Ekimde 768e gerileyerek bir yılda yaklaşık yüzde 70 değer kaybetmiş (Bloomberg, 03/10/2012). Dünya ticaretindeki bu gerileme hem ekonomik yavaşlamadan kaynaklanıyor hem de ekonomik yavaşlanmayı olumsuz yönde etkiliyor.

IMF Başekonomisti Olivier Blanchard geçen hafta yaptığı açıklamada Avro bölgesi krizine, Japonya ve ABDdeki borç yükü sorununa, Çin ekonomisindeki yavaşlamaya göndermeyle, Dünya ekonomisinde 2018den önce bir toparlanma beklememek gerekir diyordu (The Guardian, 03/10/2012).

Ekonomik büyümeyle, dünya ticaretinde birbirini besleyen gerilemeler, yine aklıma Prof. Williamsonun 19. yüzyılın son çeyreğinde başlayan küreselleşme ve finansallaşmada, 1. Dünya Savaşını izleyen mali kırılmadan (1929) sonra başlayan dağılma sürecini irdeleyerek günümüze ilişkin dersler çıkaran çalışmasını getirdi.

Williamsonun geçtiğimiz yıllarda da aktardığım bulguları, sağduyudenecek kadar akla yakın. Ülkelerin içinde gelir dağılımı bozulmaya başlayınca halk, siyasi liderlerden bu duruma acilen çare bulacak politikalar üretmelerini istiyor. Gelir dağılımındaki bozulma, ekonomik duraklamayla, ticaretteki daralmayla ilişkilendirildiğinden bu liderler, halkın öfkesini üstlerine çekerek siyasi iktidarlarını tehlikeye atmamak için ekonomiyi, yapısal sorunlarına dokunmadan, acilen canlandırmaya yönelik önlemlere başvuruyorlar. İçeride sanayi üretimini etkileyerek işsizliği artırdığı düşünülen dış ticarette korumacılık, dışarıda da ihracatı artıracak yeni pazarlar, kaynaklar bulmak çabası, finansal ve siyasi baskı, şantaj ve şiddet araçlarını harekete geçiren politikalar gündeme geliyor. Bu gelişmeler, uluslararası ticareti olumsuz etkiliyor, ticaret savaşlarını tetikliyor. O dönemde, 1930larda neler yaşandığını biliyoruz. Ben, bugün de benzer süreçlerle ve olasılıklarla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.

Toplumsal patlamalar, faşistler

O dönemi andıran bir durum, ilk kez 1999-2003 arasında küreselleşme karşıtı hareketler yükselirken ortaya çıkmaya başlamıştı. Hem iki büyük savaş hem de çok büyük, hızlı bir parasal genişleme, bu genişlemenin büyüttüğü kredi balonu bu dalgayı bastırmıştı.

MALİ kırılmayla birlikte 2011den bu yana yine benzer bir konjonktürün oluşmaya, ekonomik yavaşlamanın yoksullaştırıcı, işsizliği artırıcı etkilerine ek olarak, mali krizin kemer sıkma politikaları ve gıda fiyatları üzerinden getirdiği ağır yüklere tepkiler yükselmeye başladı. ABDden Avrupaya işgal hareketi(Occupy Movement), ABnin Yunanistan, İspanya, Portekiz, İtalya gibi en kırılgan ülkelerinde işçi hareketleri, genel grevler, sokak çatışmaları yoğunlaştı. Bu sırada Avrupa periferisinde Tunus, Mısır başta olmak üzere gıda fiyatlarıyla da ilişkilendirilebilecek sosyal patlamalar yaşandı.

Geçen haftalarda İspanyada Katalan ayrılıkçı hareketinin hız kazanması, İtalyada iki büyük sendika konfederasyonunun ortak eylemi, Yunanistanda bir genel grev, bu dalganın yönetici kesimler üzerindeki basıncının hızla artmakta olduğuna işaret ediyordu. Cuma günü İtalyada, büyük kentlerde, lise öğrencileri polisle çatışıyordu.

Bu dalganın getirdiği siyasi riskler, ABD ve İngiltere basınında özellikle İspanya bağlamında giderek daha fazla tartışma konusu oluyor. Geçen hafta BBC Web sitesine konan kapsamlı bir araştırma yazısı, Yunanistanda faşist partinin güçlenmekte, taraftar toplamakta olmasına dikkat çekiyor, ancak İspanyanın Yunanistanda olmayan boyutta bir patlama yaratma kapasitesi var diyordu. BBC yazarını en çok kaygılandıran gelişme, Katalonya ayrılıkçılık hareketi hız kazanırken, Baskta sol eğilimli akımlar güçlenirken, yakın zaman kadar üzeri örtülen, unutulmuş gibi yapılan 1936 iç savaşına ilişkin anıların, saflaşmaların, simgelerin ve söylemlerin, özellikle de ordu içinde ve emekli subayların örgütlerinde yeniden ortaya çıkmaya başlamış olmasıydı.

Financial Timesdan Mark Mazower, Avro bölgesinde tartışmayı ekonomik sorunlar sürüklüyor, ama esas siyasi sorunlardan kaygılanmamız gerekir diyordu. Marzower, özellikle Yunanistanda iki partili sistemin çöktüğünü, faşist partinin güvenlik güçleriyle yakın işbirliği içinde hızla güçlenmekte olduğunu, yoksullara ve işsizlere yönelik Yunanlı olmaları koşuluyla sunmaya başladıkları sosyal yardımlarla topluma nüfuz etmekte olduğuna işaret ediyordu.

Parasal genişleme – rekabetçi devalüasyon

Bu basınçlar altında sorunların köküne inmek yerine sorunları acilen öteleyecek önlemler gündeme geliyor. Örneğin, Amerikada Fed, Avrupada Avrupa Merkez Bankası ekonomiyi canlandırmak umuduyla sınırsız bono satın alma yoluyla likidite yaratacağını açıklıyor.

Ancak bu parasal genişleme çabaları, bu kez başka sorunları harekete geçiriyor. Örneğin, ekonomik yavaşlama derinleşir, yayılırken Financial Times ve Market Watch yorumcularının dikkat çektiği gibi 2010-11 döneminde yatışarak döviz savaşlarındagöreli bir ateşkeseneden olan küresel dengesizlikler (ABDde dış ticaret açığı Çin ve başka ülkelerde dış ticaret fazlası ve döviz rezervleri) konusu yeniden öne çıkmaya başlıyor. Bu koşullarda parasal genişleme politikaları, kimi Brezilya gibi yükselmekte olan ülkeler tarafındanrekabetçi devalüasyonolarak algılanıyor, tepki çekiyor. Çin ekonomisindeki yavaşlama, Çinden sermaye çıkışının “remninbi”nin değerini düşürücü etkileri, ABDnin bu ülkeye ihracatını olumsuz etkilerken döviz manipülasyonu suçlamalarını yeniden canlandırıyor.

Avrupada merkez bankasının sınırsız parasal genişlemeye gidebileceğini açıklaması, bu kez Alman Bundesbank öncülüğünde bir kesim tarafından, faizleri etkileyerek mali politika alanına geçtiği, enflasyonla savaş hedefini terk ettiği gerekçesiyle şiddetle eleştiriliyor. Toplumsal muhalefetin basıncı, yine uluslararası gerginliklere yol açmaya mı başlıyor?

CUMHURİYET – ERGİN YILDIZOĞLU

DİĞER HABERLER
GÖSTERMELİK BİR TOPLANTI
GÖSTERMELİK BİR TOPLANTI

Yıllar sonra toplanan Çalışma Meclisi’nin taslak gündemi belli oldu.

İHRACATTAN DÖNEN GIDALARI BİZE Mİ YEDİRİYORLAR?
İHRACATTAN DÖNEN GIDALARI BİZE Mİ YEDİRİYORLAR?

İhracattan dönen gıdaları bize mi yediriyorlar?

BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen M. Kemal Atatürk’ün yolunda, biz 23 Nisanlarla büyüyenler; koşullar ne kadar çetin, imkanlar ne kadar yetersiz olursa olsun, cumhuriyeti bütün değerleri ile koruma kararlılığından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımız her 23 Nisan’da daha da güçlenecektir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız kutlu olsun.

İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA
İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA

ILO’ya göre aşırı sıcaklığa bağlı yaralanmadan kaynaklı 1 yılda 18 bin 970 işçi yaşamını yitirdi.