GEÇİM KOŞULLARI ZORLAŞIYOR
Prof. Dr. Korkut Boratav’a göre siyasi iktidar kronik problemlerin çevresinde dolaşıp duruyor. Yapısal bir çözüm ufukta görünmüyor

Prof. Dr. Korkut Boratav’a göre siyasi iktidar kronik problemlerin çevresinde dolaşıp duruyor. Yapısal bir çözüm ufukta görünmüyor
© Gelir dağılımının daha da bozucu bir hal aldığına işaret eden Prof. Dr. Boratav’a göre tüketime yüklenmenin dışında bir finansman yöntemi de yok. Yavaşlayan ekonomi kamu maliyesini de zorluyor. Toplumun emeği ile çalışan yahut emekli gelirleri ile ayakta durmaya çalışan kitlesinin geçim koşulları zorlaşıyor.
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA – Prof. Dr. Korkut Boratav, ekonomideki gidişi değerlendirirken “Ekonomi bir durgunlaşma patikasındadır. Bunun daha da aşağıya inip inmeyeceği tamamen önümüzdeki aylarda kayıtlı veya kayıt dışı dış kaynak girişinin canlanıp canlanmamasına bağlıdır” dedi.
Prof. Dr. Korkut Boratav, Orta Vadeli Program’ın (OVP) hükümetin niyetlerini, öngörülerini, temennilerini belirleyen bir metin olduğunu ancak ekonominin geleceğine ilişkin ciddi bir belge olarak görmediğini söyledi. 2012’nin ilk 6 ayının büyümesinin, yapay öğeler olan “hayali altın ihracı” ayıklandığında yüzde 2.6 olduğuna işaret eden Boratav, şu değerlendirmelerde bulundu:
* MALİye politikası giderek maliyecilerin diliyle “regresif” bir hal alıyor. Yani gelir dağılımı daha da bozucu bir hal alıyor. Tüketime yüklenmenin dışında bir finansman yöntemi de yok. Yavaşlayan ekonomi kamu maliyesini de zorluyor. Toplumun, emeği ile çalışan yahut emekli gelirleri ile ayakta durmaya çalışan kitlesinin geçim koşulları zorlaşıyor. Bunun daha da kötüye gitmesi halinde bir de işsizlik binecek.
* Kamuoyunda zamlar denen olay vergi sisteminin halka yüklenerek finansmanı demektir. Kamu maliyesi ekonomi durgunlaşıp en başta ithalattan alınan vergiler veya genel olarak hem tüketim hem gelir vergileri düştükçe bütçe açığı ile cari açığı pompalayan ikinci bir kanalın katkı yapmasını önlemeye çalışıyor. Eğer Türkiye’nin cari açık sorunu bu derece vahim olmasaydı durgunlaşan ekonomide bütçe açığı ekonominin yavaşlamasını telafi ederdi. Şimdi ise cari açık problemi kronik ve çözülemediği için bütçede kemer sıkılarak frenlenmeye çalışılıyor.
* Ekonominin kontrol edilemeyen dış dengesizlik sorunu her şeyi belirliyor. Dışarıdan para gelsin canlanalım istiyoruz, dışarıdan gelen para da cari açığı artırıyor. Cari açık arttıkça ekonominin iç dengeleri zorlanmaya başlıyor. Bunu çözmenin yolu ve yöntemi de yok. Ancak ekonomi yavaşladıkça bu problem hafifliyor. Ama ekonominin yavaşlamasının iyi mi, kötü mü olduğunu da yöneten kadrolar içinde kimse söyleyemiyor.
Ufukta çözüm görünmüyor
* Yumuşak iniş iyi midir, kötü müdür? Yumuşak iniş demek yavaşlamak demek. Yüzde 3’e, yüzde 2.5’e inmek demek. Sevinelim mi, üzülelim mi? Üzülelim çünkü yavaşlıyoruz. Sevinelim çünkü cari açık birazcık daralıyor. Cari açık daralıyor ama bu daralma yüzde 2.5 büyürken yine 50 milyar dolar civarında seyrediyor. Halbuki, eskiden yüzde 7-8 büyürken bu kadar açık vermezdik. İşte problem bu.
* Bu kronik problemlerin çevresinde dolaşıp duruyor siyasi iktidar. Yapısal bir çözüm ufukta görünmüyor. Çünkü teşhisler ciddiye alınır değil.