GAZETE İLANIYLA ÇÖZÜM ARADI
Türk-İş Başkanı´nın gizli protokolü geri çektirilemedi Gazete ilanıyla çozum arandı Türk-İş Yönetim Kurulu gazetelere verdiği ilanla, protokol ayıbını kapatmaya çalıştı. Başbakanlıkla yapılan protokol, geri çektirilemeyince yönetim kurulu çareyi gazetelere ilan vermekte buldu.

Türk-İş Başkanı’nın gizli protokolü geri çektirilemedi
Gazete ilanıyla çozum arandı
Türk-İş Yönetim Kurulu gazetelere verdiği ilanla, protokol ayıbını kapatmaya çalıştı. Başbakanlıkla yapılan protokol, geri çektirilemeyince yönetim kurulu çareyi gazetelere ilan vermekte buldu.
Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, Başbakan Tayyip Erdoğan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik ve Hak-İş Başkanı Mahmut Aslan’la yapılan gizli bir toplantıda 6 maddelik bir protokole imza atmıştı. Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısında önemli değişikliklere neden olacak bu protokol, Türk-İş yönetimi ve sendikalarında sert tepkiye neden olmuştu.
Gazete ilanıyla çözüm
Protokolün geri çekilmesi çabaları sonuç vermeyince Türk-İş Yönetimi çareyi gazetelere verdiği ilanda buldu. Türk-İş Yönetimi, verdiği ilanda, Türk-İşin, 21.yüzyılın uzlaşma çağı olduğu bilincinden hareketle sorunları öncelikle sosyal taraflar ile görüşerek çözmeye çalıştığı vurgulandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı ile ilgili olarak yıllardır sürdürülen çalışmalarda da TÜRK-İŞ’in tavrının bu olduğu ifade edildi. Toplu İş İlişkileri tasarısı için de, "TÜRK-İŞ’in bütünüyle benimsemediği ancak sosyal taraflarla asgari müştereklerde buluştuğu bir taşandır." yorumu yapıldı.
Başkan imzaladı Türk-İş rahatsız oldu
Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu’nun imzalamasının tartışmalara neden olan protokol için ilanda "Şubat 2012’den itibaren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından sendikalara toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi verilmeyerek ağırlaştırılan bir ortamda müzakereler sürdürülürken, tasarıda önergelerle yapılacağı öğrenilen düzenlemeler TÜRK-İŞ topluluğunun endişe ve huzursuzluğunu artırmıştır." ifadeleri kullanıldı. Oysa ki önergeler tamamen Başbakanlık’ta imzalanan protokoldeki maddelerden oluşuyor. Türk-İş Yönetimi önergelerden rahatsızlık gerekçelerini de şöyle açıkladı:
"1- Sendikanın kurulacağı iş kolunda çalışmayan, işçi olmayan insanların sendika kurabilmesinin Türk çalışma hayatına kazandıracağı hiçbir şey olamaz. Böyle bir durumda ortaya, sendika görüntüsü altında yüzlerce kuruluş çıkacak, çalışma hayatı kendim daha büyük bir kaosun içinde bulacaktır.
2- 30 ve daha az işçi çalıştıran işyerlerinde işçilerin sendikal nedenle işten atılmaları halinde işe iade davası açma haklarını düzenleyen fıkra tasarıdan çıkarılarak işçilerin sendikal tazminat alma hakları ortadan kaldırılmaktadır. Böylelikle 30’dan az işçi çalıştırılan işyerlerinde örgütlenmenin önü kesilmekte, milyonlarca işçinin temel insan hakkı olan örgütlenme özgürlüğü ellerinden alınmaktadır.
3- Tasarının yayımı tarihinden itibaren bir süre sendikal barajlarla ilgili düzenleme askıya alınmakta, bu yolla da bazı sendikaların yetkili kılınması sağlanmaya çalışılırken, sistem bozulmakta, ilkeler çiğnenmektedir.
4- Grev yapan işçilerin iş yerinin önüne kuracakları çadır dahi yasaklanmaktadır.
5- Sendikaların yetki müracaatına işverenlerce yapılacak itirazlarla toplu iş sözleşme sürecinin önü kesilmektedir." Türk-İş, ilanını "Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu haklı isteklerini dikkate almasını talep etmektedir." çağrısıyla sonlandırdı.