FRİTOLAY TARSUS İŞYERİNDE İŞTEN ATILAN ARKADAŞLAR
Fritolay´da yargısız infaz..

Tekgıda-iş Sendikası olarak, Fritolay ‘ın Kartepe, Suadiye ve Tarsus’taki işyerlerinde örgütlenme çalışmalarımızı yürütürken,örgütlemeye başladığımız günden beri; yapıcı bütünleştirici olmanın, daha fazla üretmenin, üreterek büyümenin, bu büyüyen pastadan hakkımız olan payımızı almanın, bütün bunları yaparken de kaliteden daha fazla üretimden taviz vermemenin ve işyerlerini kendi işyerimiz gibi görmenin vazgeçilmez ilkelerimizden biri ve en önemlisi olduğunu her toplantıda arkadaşlara anlattık.
Her iki işletmede 500 civarı üyemiz bulunmaktadır, bu üyeleri yaparken de örgütlenmede öncülük yapan arkadaşlar hiçbir işçi kardeşine en ufak kırıcı söz söylememeye özen göstermiş olup, sen de üye ol bile dememıştir. Her işçi kardeşimiz uluslararası bir işletmenin demokrasiye olan inancını ve aynı zamanda yarım asırdır pepsi ile örgütlü olan Tekgıda-iş Sendikası’na üye olmanın mutluluğunu yaşiyorlar idi. Ancak bu mutlulukları kısa sürdü,15 gün önce Tarsus İşyerine müfettişler geldi denilerek İşyerindeki işveren vekilleri orda öncülük yapan 3 arkadaşimizi çağirarak soruşturma var soruşturma bitinceye kadar idari izinlisiniz denildi.
İşyerinde bir direkt hat var. İşçiler kendileri ile ilgili şikayetlerini şirketin tepe noktasına iletiyorlardı. Bu meyanda Tarsus işyerinde 60′ a yakın işçi bu hattan aramış, 58 tanesi işverenin yerel yöneticilerini şikayet etmiştir. Demokratik ve anayasal hakkımız olan sendikaya üye olduğumuzdan dolayı baskı gördüklerini dile getirmişler ve bu baskıların durdurulmasını istemişlerdir.
Gelen müfettiş dedikleri; ki biz kim olduklarını bilmiyoruz, Tarsus işyerinde 15 güne yakın süre soruşturma yapmışlar.
Soruşturma sonunda işten atılan 3 arkadaşımızı çağırıp ifadeleri alınmadan kıdem ihbar vs.hiçbir ödenti yapmadan iş akitlerini feshettiler, gerekçe siz burda işçilere baskı yaptınız, çalişma barışını bozdunuz.
Biz de diyoruz ki; Ey Fritolay uluslararası ve Türkiye piyasasının % 80’i elinde olan ve kendi söylemlerinde demokrasiye sonuna kadar inanmış hatta demokrası öncülüğüne soyunmuş bir firma olarak, Türkiye’de bebek katileri, polis asker katilleri, çocuk tacizcileri, ırz düşmanları, vatan hainleri bile yargılanırken savunmaları alınıyor. Savunma avukatı olmayanlara Ceza Mahkemeleri yasası gereği avukat temin edilirken bizim işten atılan 3 arkadaşımız hangi sıfata yakıştırılmıştır.
İşveren vekillerine sorduğumuzda bizim bundan haberimiz yok deniliyor. Kamuoyu böyle söze ne kadar güvenir, yabancı ülkeden birileri gelecek burda kendince soruşturma yapacak, Türkiye’deki yetkililer de buna seyirci kalacak, haberdar olmayacak. Bu olacak iş değil, bir yerde bir eksiklik olduğuna inanıyoruz.
Biz sendika olarak işten atılan arkadaşlarımızın sonuna kadar arkalarında olup onların işe dönmelerini sağlamak için ikili görüşmeler ve hukuk çerçevesinde mücadelemizi vermeye devam edeceğiz.
Bizim isteğimiz işveren ile karşılıklı kavga, kırma dökme değil; kardeşce bir arada iş güvenliği, iş barişi ve iş sağliği olan alanlarda beraber çalışmaktır.
Arkadaşlarımızın işe iadesini bekliyoruz, aksi halde bizim de sendika olarak üretimden gelen gücümüzü ve birlikteliğimizi kullanarak karara alıp uygulayacağimiz eylemleri uygulamaya koymaktan geri kalmayacağız.