Adını, 1913 yılında August Bebel’in ölümünden sonra Almanya Sosyal Demokrasi Partisi’nin Genel Başkanlığına seçilen ve 1919-1925 döneminde de Almanya’da Weimar Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olan Friedrich Ebert’ten alan bu vakıf ne yapıyor? Harcadığı paraların kaynağı ne? Değirmenin suyu nereden geliyor?
1999 yılında Türk-İş’te Genel Başkan Danışmanı olarak çalışıyordum. Friedrich Ebert Vakfı’nın Türkiye temsilciliğine atanan Hans Schumacher benimle görüşmek istedi. Türk-İş’te görüştük. O gün verdiği kartvizitin arkasına, kendi anlatımlarına göre, görev yerlerini yazmışım. 1989-1992 döneminde Moskova’da görevliymiş. Tam Sovyetler Birliği’nin dağıldığı dönem. Ardından Güney Afrika’da Johannesburg’da 1992-1994 döneminde görev yapmış. Güney Afrika’da ırk ayrımı (apartheid) sisteminin çöktüğü dönem. 1994-1998 yıllarında Pekin’de görevliymiş. Bereket o yıllarda Çin’de önemli bir sarsıntı yaşanmamış. Ardından Almanya’da kısa bir görevin ardından, Friedrich Ebert Vakfı Türkiye temsilciliğine atanmış. Çok nitelikli bir görevliydi. Ancak Moskova, Johannesburg ve Pekin görevlerinin ardından Türkiye’de görevlendirilmesi beni ürkütmüştü.
Sayın Necip Hablemitoğlu’nun Alman Vakıfları, Bergama Dosyası kitabı (Otopsi Yay.,İst.) 2001 yılında yayımlandı.
Necip Hablemitoğlu, “Ebert Vakfı’nın bilinmeyen faaliyetleri, istihbarat niteliği ağır bastığından, bilinenlerin çok çok üzerindedir,” (s.42) diyordu. Aynı sayfada, Almanya Adalet Bakanı ile içlerinde DİSK Genel Koordinatörünün de bulunduğu 10 kişi arasındaki görüşmenin Hans Schumacher tarafından düzenlendiğini anlatıyordu.
DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?
Kendi yayınlarına ve açıklamalarına bakarsanız, bu örgütün amacı, sosyal demokrasi görüşünü yaymak. Bu nedenle de çalışmalarında ağırlığı sendikalara ve sosyal demokrat parti, dernek ve vakıflara veriyor. Sendikalarla ortak etkinlikler düzenliyor. Örneğin, 11 Mayıs 2019 günü İstanbul’da DİSK ve ILO tarafından düzenlenen Çalışma Hakları ve Çalışmanın Geleceği toplantısını maddi olarak destekledi ve toplantının açılış konuşmacıları arasında bu örgütün Türkiye temsilcisi Felix Schmidt de yer aldı.
Buraya kadar güzel de, bu değirmenin suyu nereden geliyor?
Bu değirmenin suyu, emperyalist Alman devletinden geliyor.
Avrupalılar ve özellikle Almanlar, kaz gelmeyecek yere yumurta bile vermezler. “Alman usulü” lafı boşuna söylenmemiştir.
Bu tür örgütlerin iyi yanı, yayımladıkları yıllık faaliyet raporlarında gelirlerinin kaynağını da göstermeleri.
Internette Friedrich Ebert Stiftung sayfasına girerseniz, yayımladıkları yıllık raporlarda değirmenin suyunun nereden geldiğini açıkça görebiliyorsunuz.
Friedrich Ebert Vakfı’nın 2015 yılındaki toplam geliri 157.9 milyon avro idi. Bu miktarın 153.1 milyon avroluk bölümü Federal Alman Devleti’nden alınmıştı. 2.7 milyon avro ise eyaletlerden temin edilmişti. 2016 yılındaki toplam gelir 167,8 milyon Euro idi. Bu miktarın 163,3 milyon avroluk bölümü Federal Alman Devleti’nden, 2.9 milyon avroluk bölümü eyaletlerden temin edilmişti. 2018 yılı bütçesi 177.5 milyon avro idi. Bu miktarın 171 milyonluk bölümü Federal Alman Devleti’nden, 2.9 milyon avroluk bölümü eyaletlerden sağlanmıştı. (FES, Jahresbericht-2017, 2018 Perspektiven)
Friedrich Ebert Vakfı’nın “ortağı” iseniz veya onunla yakın ilişki içindeyseniz, emperyalist Alman devletiyle ortaksınız veya yakın ilişki içindesiniz. Sendikacılarımızın ve araştırmacılarımızın bu gerçeği dikkate almaları gerekir. Alman devleti bu para karşılığında sizden ne istiyor?
TÜRKİYE’DEKİ ORTAKLARI
Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin internet sayfasına (http://fes-tuerkei.org/pages/tuerkce/giris-sayfasi.php) girerseniz, “ortaklarımız” başlıklı aşağıdaki bilgiyi okuyabilirsiniz:
“Friedrich Ebert Stiftung Derneği’nin bütün çalışmaları Türkiye’deki çeşitli ortaklarıyla yakın ve samimi işbirliğine dayanmaktadır. Sendikalar, devlet kurumları, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, insan hakları örgütleri, üniversiteler ve araştırma enstitüleri FES’in birlikte çalıştığı çeşitli ortaklardır. Ortaklarımızla birlikte düzenli olarak muhtelif etkinlikler, konferanslar, seminerler ve çalıştaylar düzenliyoruz. Bunun yanı sıra araştırma projelerini ve çeşitli yayınları da destekliyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz konu alanları dahilinde birlikte çalışmak isteyen kuruluşların bizimle iletişime geçmesini bekliyoruz.”
Friedrich Ebert Stiftung Derneği’nin “ortakları” arasında DİSK de sayılmaktadır.
2014 yılında oluşturulan Emek Çalışmaları Topluluğu da, Friedrich Ebert Stiftung Derneği ile yakın bir çalışma içinde. Topluluk güzel çalışmalar yapıyor; örneğin, işçi eylemlerine ilişkin yıllık raporlar hazırlıyor. Ayrıca bu raporları İngilizceye de çeviriyor. (Report on Working-Class Protests in 2017). Bu raporun ilk sayfalarında, “Bu rapor, Friedrich Ebert Stiftung Türkiye Bürosu’nun katkılarıyla hazırlanmıştır” ifadesi yer alıyor.
Emek Çalışmaları Topluluğu, 2019 Akademik Buluşmasını 27 Nisan 2019 günü Boğaziçi Üniversitesi yerleşkesinde gerçekleştirdi ve bu çalışmaya 35 araştırmacı katıldı. İlgili haberde, “Çalışmaya verdikleri destek için Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumuna ve FES’e teşekkür ederiz,” deniyor.
Emek Çalışmaları Topluluğu 2019 yılında 7 Nisan-26 Mayıs tarihleri arasında Sendika Okulu düzenledi. İlgili açıklamada, “Programımız Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği tarafından desteklenmektedir” deniyor.
Emperyalist Alman devleti, bu paraları ne için veriyor? Karşılığında ne alıyor? İstihbarat mı topluyor, yoksa tövbe etmiş günahkar olarak yalnızca günahlarını affettirmeye mi çalışıyor?