FINDIK ÜRETİCİSİNİ DE, İŞÇİSİNİ DE EZEN HÜKÜMET
Güneydoğu´dan Karadeniz´e gelen mevsimlik işçiler, işçiler Aydınlık´a konuştu.

Her fındık mevsiminde aynı sorunlar yaşanıyor ama, bu yılki sorunlar daha içler acısı. Çünkü bir fındık işçisinin günlük ücreti 35 TL. 35 liranın %10’una baş çavuş el koyuyor. Çünkü işçilere işi bulan o.
Yol ücretleri ve yemek giderleri de 35 liranın içinde. Bir işçinin Güneydoğu’dan, Karadeniz’den gidiş dönüş otobüs ücreti 160 TL civarında, bir işçi mevsim boyunca ortalama 20 gün çalışıyor. Evine dönerken cebinde kalan para ise ortalama 300 TL. Giresun’un Trebolu ilçesi, Örenkaya Köyü’nde Güneydoğu’dan gelen mevsimlik fındık işçileri ile görüştük. İşte mevsimlik fındık işçilerinin hayatı:
‘Aldığımızın yarısı yol ve yemeğe’
Elif, Batman’dan büyük umutlarla kalkmış gelmiş Giresun’a fındık toplamak için. Fındık toplayacak ve kazandığı parayla ailesine katkıda bulunacak. Ama günlük ücreti öğrenince umudu kırılmış. "Bir şey söylemeye artık utanıyorum ağabey" diyor. "35 Lira günlük ücretimiz. Onun da yarısı yol ve yemeğe gidiyor. Ne söyleyeyim artık" diyerek bitiriyor konuşmasını.
‘Bu fiyata yapılacak iş değil ama..’
Halil Balice, amele çavuşu. Yani işçilerin başında duruyor. Onların sorunlarını çözmeye çalışan ve fındık üreticisi ile işçilerin aracısı. 13 Tane işçisi var. "Bu arkadaşların başına bir şey gelse ailesi benden soracak" diyor ve ekliyor: "Büyük umutlarla getirdik bu işçileri memleketten. Ama gelin görün ki, bu fındık fiyatları ne bizi kurtarıyor, ne de fındık üreticisini. Fındık fiyatı yüksek olsa biz de yüksek ücret alacağız. Bizim bu kadar düşük ücret almamız üreticiden kaynaklanıyor. BUnu bizde görüyoruz. Bu ücretle yapılacak iş değildir bu, ama mecburuz. Çünkü yapacak birşey yok."
‘Sorun üreticide değil, hükümette’
Feride Göğüs, üç beş kuruş kazamak için Adıyaman’dan gelmiş. Mevsimlik işçilik yaparak ailesine katkı sağlamaya çalışıyor. Kayısı toplamaya da gidiyor. Pamuğa da. 19 işçinin aşçısı. Sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği ondan soruluyor. Tabii temizlik işleri de. Tek başına yardımcısı yok. Düşük ücretin nedenini çok iyi biliyor. "Sorun bizi bahçesine koyan üreticide değil, sorun hükümette" diyor.
‘Çözüm birlikte hareket etmekte’
Mazlum Demir, "bu ücret düşüklüğü sadece fındıkta değil. Fıstıkta da öyle pamukta da. Anlayacağın nereye gitsen aynı. Ürtici kazanamazsa işçisine nasıl dolgun ücret versin ki?" "Nedir bu işin çözümü?" diye soruyoruz Mazlum’a, "Bu durumu Başbakan bilmiyor mu? Biliyor. Ama çözmüyor. O zaman hep birlikte hareket etmemiz lazım. İşçisiyle üreticisiyle. İşte çözüm orda." diyor ve şöyle biritiyor konuşmasını. "Bu hükümetin işçiye üreticiye saygısı yok. Yüzlerce işçi geldi Karadeniz’e Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan. Yazık değil mi bu kadar yoksul insana?"
Metin çözümü bulmuş
Metin lise ikinci sınıfa geçmiş. Okul harçlığını çıkarmanın yollarını arıyor. O da fındıktan umduğunu bulamamış. Ama bu işin çözümünü bulmuş. "Bak ilyas ağabey, şimdi bizim Güneydoğu’ya yatırım yapsa bu devlet, biz buralara gelmeyiz. Oralarda çalışırız. Fındık üreticisi de o zaman işçi bulmakta zorlanacak ve ister istemez günlük ücretler yükselecek. Ama bu fındık fiyatı ile işçi ücretleri yükselir mi, yükselmez. O zaman da üretici fındığın fiyatının yükselmesi için çare arayacak." Soracak başka bir sorumuz kalmıyor Metin’e ve ayrılıyoruz yanından. Ama sesleniyor arkamızdan. "İlyas ağabey, bu sorunları hep beraber çözeceğiz. İşçi de mağdur üretici de. Aynı vatanda aynı bayrak altında yaşıyoruz."
‘Açlık, yoksulluk olmazsa isyan da olmaz’
Mesut 19 yaşında, Şırnak’tan gelmiş. Tam 8 yıldır fındık işçiliği yapıyor. Sonunda amele çavuşu olmuş. 14 işçisi var. İşçilerinin hepsi 16 yaşın altında ve 13’ü kız çocuğu. Tabi şunu da belirtelim. Amele çavuşunun günlük ücreti işininkinin iki katı. Yani 70 TL. alıyor bir günde. "Nasıl çözülecek bu sorunlar Mesut? sorusuyla başlıyoruz sohbetimize. Şu anki durumundan nefret ediyor Mesut. "Böyle bir rezillik olamaz. Burada çalışan işçilere bir bakın. Bu yaştaki insanlar parklarda oyun oynaması gereken çocuklar.
Ama ne yazık ki, bu sıkıntıları çekmeye mecburlar. Çünkü başka çaremiz yok" diyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor Mesut Çavuş: "Burada tek kazanan hükümet ve tüccarlar oluyor. Güneydoğu’ya yatırım yapılmıyor ve bu insanlar mecbur buraya geliyor. Fındık para etmiyor, üretici çaresiz zararına fındığını ucuza satıyor. Hükümet ne işçiye sahip çıkıyor, ne de üreticiye. Ne oluyorsa yoksul halka oluyor. Hükümet sırf gösteriş için yabancı devletlere paralar yağdırıyor. Libya’ya yardım, Somali’ye yardım. Suriye’ye yardım. Ama kendi ülkesi işsizlikten kırılıyor. İşte isyanda buradan çıkıyor. Yoksulluk olmasın, açlık olmasın bakalım isyan olur mu? İsyanın en önemli nedeni işsizliktir. Hükümet Güneydoğu’ya yatırım yapsın üreticinin hakkını versin bakalım isyan olur mu?"