FABRİKAYI BÜYÜTTÜK, ATILDIK
Çeşnili hazır makarna üreten, kapasiteyi üç katına çıkaran Tekgıda-İş üyesi işçiler: Vazgeçmek yok
Tekirdağ Çerkezköy’de faaliyet gösteren Indomine Adkoturk fabrikasında işveren, toplu iş sözleşme masasına gelmeyince işçiler greve çıktı. Fabrikada grevdeki işçilerin çoğunluğunu oluşturan kadınlar, “Hakkımızı alana kadar buradayız” diyor.
Yüzde 100 yabancı sermayeli Hazır Noodle’ın Türkiye’deki üreticisi Adkoturk’te dört yıllık sendikal mücadelenin ardından toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yetki alan Tekgıda-İş Sendikası’nın işverene yaptığı çağrılar yerine ulaşmadı. İşveren bir türlü sözleşmeye yanaşmadı. Zaten öncesinde de sendikaya üyelikleri engellemek için bilindik bilinmedik tüm yolları denedi. 21 işçiyi, atma yasağına karşın Kod 29’tan attı. O işçiler, 130 gün fabrika önünde direndi. Sendika grev kararı aldı. Bu kez ikaz mesajları gönderildi işçilere. 10 maddelik “ikaz” mesajları işe yaramadı. İşçiler sendikal hakları ve toplu iş sözleşme hakkı için greve çıktı. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu çalışanlar, “Bizim kaybedecek bir şeyimiz yok. Çoğumuz asgari ücretle çalışıyoruz. Performans dedikleri bir ödeme var ama kesmek için bahaneleri çok. Hakkımızı alana kadar buradayız” görüşünde birleşmişler.
PANKART HAZIRLIYORUZ
Fabrikadaki iki yıllık işçi Pınar Demir, işverenin sendikal örgütlenmeden rahatsızlık duyduğunu ve bu nedenle de ilk sendikal çalışmalardan itibaren üye olmak isteyenleri taciz ettiğini belirtti. Pınar yaşadıklarını, “Sendikalı olduklarından şüphelendiklerine vatan haini bile diyecek kadar garip ithamlarda bulundular. Bir algı oluşturmak ve yalnızlaştırmak istediler. Her türlü yolu bulamayınca da bizi işten attılar. Biz de günlerce direndik. Şimdi de üç gündür grevdeyiz” sözleriyle anlattı. İki çocuk annesi Pınar, işyerinde kadınlara yönelik şiddet ve tacizi anlatan pankartlar hazırladıklarını dile getirerek göz hapsinden vardiya değişikliğine bir dizi yıldırma ile karşı karşıya kaldığını söyledi.
KOCA TANKLARI TEMİZLEDİK
36 yaşında, iki yıllık işçi Meryem Yıldız da asgari ücretle çalışıyor. Performans diye bir şey olduğunu ama onu kesmek için ellerinden geleni yaptıklarını anlatan Yıldız, hasta olduklarında kendilerine kötü davranıldığını belirtti.
Yıldız, en önemli konulardan birini de pazar günleri temizliğe çağrıldıklarını, koca koca makine tanklarını iş sağlığı ve güvenliği açısından uygun olmayan normal kıyafetlerle temizlik yapmaya zorlanmaları olduğunu söyledi.
Grevci kadınlardan Zemzem Çetin de “Devletin verdiği yetki, arkadaşlarımızı sendikaya üye oldular diye işten attılar, bizleri greve destek vermeyelim diye casus gibi posta başılar içeri alıp götürüyorlar. İşimi seviyorum. Arkadaşlar direnişte biz de destek vermek için buradayız” dedi.
KADIN GÜCÜ OLARAK BURADAYIZ
Sendikaya ilk üye olanlardan temsilcilik de yapan Sevcan Dervişoğlu, 10 yıllık geçmişi olan fabrikada en uzun süre çalışan işçilerin iki ya da üç yıllık olduğunu, sendikalaşmayı önlemek için işverenin sürekli işçi çıkarıp attığını anlattı.
Üç dakikada hazırlanan makarnaları ürettiklerini hatırlatan Dervişoğlu, durumu şöyle özetledi: “Fabrika kısa sürede kapasitesini artırdı. Pandemi ile hazır yemek talebi çok arttı. 2017 yılından itibaren sürekli kadro değişikliğine gitti işveren. Örgütlenmeyelim diye. Ben işçi temsilciliği de yaptım. İşten atıldım ama kadın gücü olarak buradayız ve hakkımızı alana kadar da burada kalacağız…”