30 Ağustos 2014
EZBER BOZALIM: TÜRKİYE’DE SENDİKAL HAKLAR KISITLIDIR!
Türkiye´de sendikacılara karşı karşıya bulundukları sorunları sorsanız, büyük çoğunluğu size kanunlardan şikayet edecektir.

Türkiye’de sendikacılara karşı karşıya bulundukları sorunları sorsanız, büyük çoğunluğu size kanunlardan şikayet edecektir.
Türkiye’deki çalışma mevzuatının sendikal hak ve özgürlüklerine kadar kısıtladığından yakınacaktır. "Ah" diyecektir, "Şu kanunlar sendikal haklara bir saygı gösterse, siz bizi o zaman görürsünüz; neler neler yaparız." Böyle yanıt verenler, ya çok saf ve bilgisizdir; ya da sizi çok saf ve bilgisiz zannetmektedir.
TÜRKİYE’DE SENDİKAL HAKLAR ÇOK GENİŞTİR
Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükler, bunları bilen, kullanma cesaretini gösteren ve kağıt üzerindeki hakları hayata geçirmek için kararlı bir biçimde sabırla mücadele edenler için son derece geniştir.
On yıldır bunu yazmaktan usandım, anlatmaktan dilimde tüy bitti. Bazen, "herhalde" diyorum kendi kendime, "Bu kadar kurnaz sendikacılar bu gerçeği anlamadığına göre, kabahat bende olsa gerek; demek ki derdimi yeterince anlatamıyorum."
Danıştay, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi bu gerçeği kavradı ve kararlarını ona göre veriyor. Yerel mahkemelerde de bu gerçeği kavrayan yargıçların sayısı artıyor. Birçok yerde işçiler bunun farkında. Ancak sendikaların büyük çoğunluğu, hâlâ sendikal hak ve özgürlüklerin yetersizliğinden yakınıp duyuyor.
Özetle tekrar edeyim Anayasanın 90. maddesine 7.5.2004 tarihinde eklenen bölümle, onaylanmış uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanırlık kazanması sağlandı.
İlgili bölüm şöyledir: "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır."
Yargıçlar ve savcılar, bu düzenlemeye dayanarak önce Yargı-Sen’i, ardından Yargıçlar Sendikası’nı kurdular. Sivil Memurlar Sendikası SİME-SEN, bu düzenleme sayesinde Anayasa Mahkemesinin, kendilerine ilişkin sendikalaşma yasağını iptal etmesini sağladı. Emniyet-Sen, bu olanaktan yararlanarak, Anayasa Mahkemesinin Emniyet Gn.Md. işyerlerindeki bazı memurların sendikalaşmasının önündeki engelleri kaldırmasına katkıda bulundu.
Türkiye’nin onaylamış bulunduğu 87 ve 98 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmeleri, işçi veya memur ayrımı yapmaksızın, tüm ücretlilere çok geniş sendikalaşma, toplu pazarlık ve grev hakları tanımaktadır.
BİLGİSİ VE CESARETİ OLAN HAKLARINI KULLANIR
Sendikaların ve üst örgütlerinin mevcut hakları öğrenip, bu konuda duyarlılık yaratıp, etkili kampanyalarla kitle desteği sağlamaları durumunda, Türkiye’de sendikal hak ve özgürlüklerin en geniş biçimiyle kullanılabilmesi olanaklıdır. Bu konuda en büyük görev de, Türk-İş ve Memur-Sen’e düşmektedir.
Sosyal-İş Sendikası bir süre önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından yetki almadan bir toplu iş sözleşmesi imzaladı; bunu ilan etti.
Çalışma Bakanlığı sesini çıkaramadı. Başarısız kalsa da genel grevler ilan ediliyor. Kanunlarımıza göre yasak olmasına karşın doğrudan uygulanırlık kazanmış olan uluslararası sözleşmeler sayesinde, bu kararları alanlar ve uygulamaya çalışanlar hakkında dava açılamıyor.
Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükler gerçekten çok geniş. Eğer sendikacılığı bir parça biliyorsanız; Eğer sendikacılığı lacivert takımlar giyerek masalarda uzlaşma olarak anlamıyorsanız; Eğer bu konuda üyelerinizi eğitiyorsanız; Eğer hükümetten korkmuyorsanız; Eğer sabırlı ve kararlı bir mücadeleye varsanız; Kağıt üzerindeki son derece geniş sendikal hak ve özgürlükleri hayata geçirirsiniz.
Ezberinizi bozun!