EV KADINI SAYISI ARTIYOR
TEPAV, Türkiye´de kentleşme arttıkça kadınların işgücüne katılım oranının gerilediğini belirterek, Türkiye´de 1985 yılında yüzde 44.3 olan kadınların işgücüne katılım oranının 2008 yılında yüzde 21.6
TEPAV, Türkiye’de kentleşme arttıkça kadınların işgücüne katılım oranının gerilediğini belirterek, Türkiye’de 1985 yılında yüzde 44.3 olan kadınların işgücüne katılım oranının 2008 yılında yüzde 21.6’ya gerilediğini bildirdi TEPAV Araştırmacısı Ülker Şener’in "8 Mart’ın 101. Yılında Kadınlar" başlıklı değerlendirme notu yayımlandı.
Not’ta Türkiye’de kadınların işgücüne katılımı ve istihdamının hem AB’ye hem de aynı gelir grubunda yer alan ülkelere (Meksika, Sırbistan) göre son derece düşük olduğu belirtildi. Kadının işgücüne katılım oranı AB ülkelerinde ortalama yüzde 60 iken (İzlanda yüzde 79, Yunanistan yüzde 50), Türkiye’de 1985 yılında yüzde 44.3 olan işgücüne katılım oranının 2008 yılında yüzde 21.6’ya gerilediği belirtildi.
Şener’in hazırladığı raporda, kadın istihdamının gerilemesinin arkasında kırdan kopan kadınların kentte göç ile birlikte istihdam dışında kalmasının rol oynadığı savunularak, "Kente göç ile birlikte kadınların istihdamın dışına itilmesi, entegrasyon sorunlarından kırsal ve kentsel alanlardaki çalışmaya bakış açısına, sahip olunan becerilere ve öğrenme süreçlerine, bakım hizmetlerinin örgütlenişine kadar pek çok etken tarafından biçimlendirilmektedir" denildi. Kadınların istihdama katılımlarının düşük düzeyde gerçekleşmesinin, hem kadınların "yapabilirlikleri" önünde önemli bir engel teşkil etmekte olduğu, hem de sosyal kalkınmanın gerçekleşmesini imkânsız kıldığının ifade edildiği raporda, kadınların istihdama katılım oranlarının yüksek olduğu İzlanda, İsveç, Norveç ve Danimarka, sosyal kalkınma göstergelerinden insani gelişme endeksi ve toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinde de önde yer aldığı savunuldu.
Türkiye’ye bakıldığında ise kadınların istihdama düşük düzeyde katılmasına paralel olarak, hem insani gelişme endeksinde hem de toplunisal cinsiyet eşitliğinde çok gerilerde olduğu görüldü. Raporda, kadınların ücretli çalışma hayatının dışında yer almasının kadın yoksulluğunu arttırdığı gibi erkeğe bağımlılık ilişkilerini süreklileştirmekte olduğu ve temel insan hakkı olan "kendi kaderini tayin hakkını" kullanmayı olanaksızlaştırdığının altı çizildi.
Kaynak: Dünya Gazetesi