ESKİŞEHİR 3 NOLU ŞUBEMİZİN KONGRESİ TAMAMLANDI
Eskişehir 3 Nolu Şubemizin 1. Olağan Kongresi tamamlandı.
Eskişehir’de 31 Temmuz Pazar günü yapılan kongreye, Genel Başkanımız Mustafa Türkel, Genel Mali Sekreterimiz Ali Bükülmez, Genel Teşkilatlanma Sekreterimiz İbrahim Ören ve Genel Eğitim Sekreterimiz Kemal Köse katıldı.
Kongreye şube başkanlarımızdan da Adana Şube Başkanı İbrahim Sani Gökmen, Ankara Fırınları Şube Başkanı Çelebi Karakökçek, Bursa Şube Başkanı Zeki Ertürk, Bursa Mustafakemalpaşa Şube Başkanı Engin Öz, Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı Serdar Geneci, Eskişehir 2 Nolu Şube Başkanı Erdoğan Yörüksoy, İzmir 7 Nolu Şube Başkanı Ömer Atabey, Kocaeli Şube Başkanı Ali Bostan, Manisa Şube Başkanı Yavuz Uçkıran, Trakya Şube Başkanı Aytaç Göçmen ile Örgütlenme Uzmanımız Adem Çınkır katıldı. Kongreye kardeş sendikalardan ise Belediye-İş Şube Başkanı Kemal Azak katıldı.
Kongre, Eskişehir 3 Nolu Şube Başkanı Yılmaz Taşpınar tarafından yapılan açılış konuşması ile başladı. Sonrasında delegelerin önergesi ile kongreyi yönetmek üzere Divan Kurulu oluşturuldu. Divan Kurulu Başkanlığına Genel Teşkilatlanma Sekreterimiz İbrahim Ören, Divan Kurulu Üyeliklerine; Genel Mali Sekreterimiz Ali Bükülmez ve Genel Eğitim Sekreterimiz Kemal Köse seçildi. Divan Kurulu yerini aldıktan sonra başta Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı şehitleri olmak üzere iş kazalarında hayatını kaybeden işçilerin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Misafirlerin tanıtımı sonrası konuşmalara geçildi. Genel Teşkilatlanma Sekreterimiz İbrahim Ören yaptığı konuşmada, ETİ’de var olan kimi sorunların genel başkanımızın liderliğinde adım adım nasıl çözüldüğünü anlattı, Tekgıda-İş’in iyi toplu iş sözleşmelerle gıda sektöründe farkını nasıl ortaya koyduğunu aktardı. Daha sonra Bursa Mustafakemalpaşa Şube Başkanımız Engin Öz bir konuşma yaptı. Engin Öz konuşmasında, tarım politikalarının önemine değinerek kendi yiyeceğini üretemeyen toplumların başka ülkeler tarafından yönetilmeye mahkum olacağına dikkat çekti. Kongrede delegelerimiz de söz aldı. Delegelerimizden Murat Tekcan, Zihni Özalp ve Sabri Gülşen yaptıkları konuşmada imzalanan toplu iş sözleşmelerinden duydukları memnuniyeti, çalıştıkları kurumlarda adaletsizliğe neden olan kademeli sistemin kaldırılmasının önemine değindi.
Delegelerin konuşmasının ardından bir konuşma yapan Genel Başkanımız Mustafa Türkel, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumu, pandemi süreci ve bunun çalışanlara yansımalarını, asgari ücret artışını ve bunun toplu sözleşmelere etkileri de dahil çalışma hayatının gündemindeki konuları değerlendirdi.
HER AY YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR TARAFINDAN DENETLENEN TEK SENDİKAYIZ
Genel Başkanımız Mustafa Türkel’in konuşmasının satır başları şöyle:
-2005 yılından bu yana, her ay yeminli mali müşavir tarafından denetlenen tek sendikayız. 2013 yılında Sendikalar Yasasında yapılan bir değişiklik ile iki yılda bir de olsa sendikaların tümünün yeminli mali müşavir tarafından denetlenmesi yönünde bir düzenleme girdi kanuna. Bunun öncüsü Tekgıda-İş Sendikası’dır. “İki yılda bir denetlenir” düzenlemesine rağmen biz her ay denetlenme hakkımızı kullanmaya devam ediyoruz. Sendikamızın her ay tüm gelirleri ve giderleri kuruşuna kadar bağımsız ve tarafsız yeminli mali müşavirler tarafından denetlenir, raporları yazılır. Bunun ikinci bir örneği yoktur.
-Toplu sözleşme süreçlerin her aşamasında çok dikkatli davrandık. 2011 yılında merkez olarak toplu sözleşmelere müdahale ettiğimizde gördük ki, siz nasıl sözleşme yaparsanız yapın yılbaşında artan asgari ücretten olumsuz etkileniyorsunuz. Toplu sözleşmede yüzde 30-40 oranında zam alıyorsunuz, asgari ücret yüzde 40 artıyor. Daha ocak ayında toplu sözleşme zammı almadan, asgari ücret sizin ücretinizi alıp götürüyor. Dedik, bu böyle olmaz. Daha önce 31 Aralık ücretlerinin üzerine zam alınırken bunu 1 Ocak’a çektik. Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret artışları, 1 Ocak’taki ücretlerin üzerine alınacak. Yani ücretler asgari ücretin altındaysa önce asgari ücret seviyesine yükselecek, sonra bu ücretlerin üzerine toplu sözleşme zammı uygulanacak. İşte o zaman işçiler gerçekten sendikanın toplu sözleşme yaptığını hissedecek.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMELER 2023’TE ALTIŞAR AYLIK DİLİMLER HALİNDE OLACAK
-2023 yılında başlayacak toplu iş sözleşmelerde iki temel kriterimiz var. Birincisi asgari ücret beklenecek. Geriye doğru yaşanmış enflasyon ne ise onun üzerine konulacak, iyileştirmelerle, kıdem zamlarıyla birlikte bu düzeltmeler yapılarak çalışanların emeklerinin karşılığını almaları sağlanacak, toplu sözleşmeler adaletli olacak. İkincisi de toplu sözleşmeler altışar aylık dilimler halinde yapılacak. Enflasyonun yüzde 30’un üzerinde olduğu, yüzde 40’ları bulduğu andan itibaren toplu sözleşmelerin altışar aylık dilimler halinde yapılmasının çalışanların lehine olduğunu biliyoruz. Ama enflasyonun yüzde 30’ların altına indiğinde yıllık artışların çalışanların lehine olduğunu düşünüyoruz. Bizim yıllarca yaşadığımız deneyimlerden ortaya çıkan tablo bu. Onun için 2023 yılından itibaren Türkiye’deki ekonomik kırgınlıklar, dalgalanmalar durulup Türkiye ekonomisi yeniden istikrar kazanana kadar bizim toplu iş sözleşmelerimiz altışar aylık dilimler halinde olacaktır.
-Toplu iş sözleşmelerle ne kadar iyi haklar alırsak alalım, toplu iş sözleşmeden kaynaklanan ücret artışları, çalışma koşullarınız ne kadar iyi olursa olsun, geçen sene 5 liraya aldığınız domatesi bu sene 25 liraya yiyorsanız, geçen sene 9 liraya aldığınız ayçiçek yağını şimdi 35 liraya alıyorsanız ve ekmeği, asgari ücretin 2 bin 825 lira olduğu dönemde 2450 ekmek alan asgari ücretli, asgari ücret 4 bin 200 liraya çıktığında 1400 ekmek alabiliyorsa, şimdi asgari ücret 5 bin 500 lira yükselmiş ama bu parayla 1100 ekmek alabiliyorsa ve asgari ücret yükselmiş gibi görünmüşse de burada bir çarpıklık var. Ve biz ne kadar iyi toplu iş sözleşmeler yaparsak yapalım, asgari ücreti 5 bin, 10 bin, 20 bin liraya nereye getirirseniz getirin, eğer alım gücünü de aynı oranda koruyamazsanız, batmış bitmiştir sistem. Bu hesabı, bu ülkeyi 20 yıla yakındır yönetenler vermek zorundadır.
İŞÇİ SINIFI EMEĞİN SİYASETİNİ YAPMALI
-Zaman zaman bize dersiniz “Siyaset yapma sayın başkan”. Siyaset yapmazsak nasıl olacak? Vergiyi onlar koyuyor. Elektriğe, suya, otomobile, benzine vergiyi kim koyuyor? Siyaset kurumu. Peki biz kimiz, sendikayız. Biz ne yapıyoruz, sizin daha iyi yaşayabilmeniz, daha müreffeh bir toplum haline gelebilmemiz için, sizin gelirinizin artması, çocuklarınızın iyi eğitim alabilmesi, kolay sağlığa ulaşabilmesi için çabalarken aynı oranda ülkeyi yönetenler bunu ÖTV, KDV diye bir şekilde direk vergilerle geri alırken, ücretlerimiz daha elimize geçmeden yüzde 15 yerine yüzde 25, yüzde 35, yüzde 40 vergi dilimleriyle ellerini cebimize atmışken, bizi adeta soyarsa bizim aldıklarımızın bir anlamı var mı? Onun için sendikalar, işçiler siyaset yapmak zorunda. Ama siyaseti yaparken AKP’ye karşı olup diğer partileri destekleme anlamında siyaseti yapmamalı. İşçi sınıfı, emeğin siyasetini yapmalı. Hiçbir siyasi partinin ipoteğine girmeden, iradesine girmeden, din tutar gibi değil, sınıftan yana, emekten yana, ekmekten yana kavgasını vermeli.
-Türkiye’nin en iyi sendikasını, en mücadeleci sendikasını, endüstriyel ilişkilerde en üst noktaya ulaşmış ama yeri geldiğinde de 50 yıllık işyerlerinde de grev yapmaktan tereddüt etmeyen en mücadeleci sendikasını birlikte yarattık, hepinize teşekkür ediyorum.
Genel Başkanımızın konuşmasından sonra delegeler sandık başına gitti.