Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
25 Mayıs 2017
ESKİ KÖYE YENİ ADET LAZIM

“Eski köye yeni adet mi getiriyorsun” diye kızarlar bazen. Oysa bugünlerde, tam da yeni adetlerin zamanıdır. Hatta eskilerin bazılarını rafa kaldırmak zamanıdır.

ESKİ KÖYE YENİ ADET LAZIM

 “Eski köye yeni adet mi getiriyorsun” diye kızarlar bazen. Oysa bugünlerde, tam da yeni adetlerin zamanıdır. Hatta eskilerin bazılarını rafa kaldırmak zamanıdır.

Nelerin kalkması gerektiğini ayrıca tartışabiliriz. Önce lazım olan yeni adetlere bakalım.
Bugün insanların, hatta toplumların beynini ele geçirmede medyanın ne kadar etkili olduğunu, nasıl kullanıldığını ele alacağız. Sendikacıların neredeyse hiç kullanmadıklarını yani…
 
Hatırlayalım; 1979’da TÜSİAD, CHP Hükümetini nasıl devirdi?
Gazete ilanlarıyla.
 
Yakınlara gelelim. Amerika’dan gönderilen, nerdeyse kimsenin tanımadığı Tansu Çiller, DYP’nin başına nasıl gelebildi?
 
“Topuklu Leydi” manşetleri ile.
 
“Açın Türkiye’nin önünü” diye bağıran, başka da bir şey söylemeyen Cem Uzan’ın, zehir zemberek Batıcı ve neoliberal programına rağmen % 7.5 oy alabilmesi, büyük kısmını da Atatürkçülerden alabilmesi nasıl mümkün olabildi? Bu illüzyonu nasıl yapabildi?
 
Gazete, televizyon, cep telefonu ve kokoreçle…
 
Baykal’ı Genel Başkanlıktan istifa ettiren tertip nasıl etkili olabildi?
 
Gazete, tv ve internet…
 
Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getiren “Gandi Kemal” rüzgârı nerede estirildi?
 
Gazete ve televizyonlarda elbette…
 
AKP kurulurken “mazlum adam” imajı nereden pompalandı topluma?
 
“Bunlar değişti, gömleklerini de değiştirdiler, bildiğiniz adamlar değiller” denilerek, toplumdaki 
kanaati iki ayda tersine çevirebilen güç neydi?
 
Peki ya AKP iktidara geldikten sonra, 4 yıl boyunca neredeyse başka iş yapmadan günler, geceler ve haftalar boyunca neyi ele geçirmek için uğraştı?
 
Sokağa, insanlarımıza bakalım biraz da…
 
Toplumdaki değerlerin nasıl da hızlı değiştiğini anlatıp dururuz birbirimize. Modanın rüzgâr hızıyla toplumu oradan oraya savurduğunu gözleriz.
 
Jöle dükkânlarındaki kuyruk daha geçen seneydi. Unuttuk bile değil mi? Ne çabuk eskiyor her şey!
 
Şimdilerde ise saçlarını süpürge bitmiş gibi yapan çocuklarımızın garipliğine şaşıyoruz.
Burunlarına, göbeklerine halka takan kızlar her köşeden bitiverdiğinde, nasıl da şaşırmıştık.
 
Maviye yeşile boyalı saçlar, kafasının yarısını ustura ile kazıtanlar…
 
Gözümüz birden sahneye iliştiğinde daha da açıldı ağzımız hayretle. 17’sini bile doldurmamış… 
Zıplıyor durmadan. Ne diyor diye soruyorsun zıplayan binlerce saçı usturalı boyalılardan birine: “Boş ver amca, zıpla sen de” diyor.
 
Üç gün sonra soruyorsun sahnedekini; “Oooo amca sen çok gerilerde kaldın” diyorlar, uzaydan geldiğini sanan şaşkınlıkla.
 
Bir sabah uyandığımızda, öğretmenine kuyruk takmaya çalışan talebeleri gördük, sonraki sabah kravatı beline bağlayan okul bebelerine hayret ettik, değil mi?
 
Otobüse bindik, “kankim” dediği arkadaşından arakladığı ilk göz ağrısına yazılmış mektubu, otobüste yüksek sesle okuyup topluca kahkahalarla dalga geçenleri anlamaya çalıştık boşuna.
 
Ve daha neler neler?!..
 
Gazetelerin, televizyonların, şimdilerde internetle de beraber, toplum ve birey üzerindeki etkisini izledik. Şaşırdık, kızdık, şaşırdık, ağzımız açık kaldı hatta her defasında.
 
Politikacıların üç kelimelik saçma açıklamalarını bile neden 30 televizyondan naklen yayınlattıklarını sorduk kendimize.
 
15 sene boyunca taşeron işçisinin sırtında tepinmiş olmalarına rağmen, seçime az kala sadece birkaç defa “ Hükümet galiba kadro vermeyi düşünüyor” şeklinde bir balonla, hurraaaaa diye taşeron işçilerinin sandığa koştuğuna tanık olduk.
 
Şaşırdık, şaşırdık, şaşırdık… Ama bu imkanı işçi için kullanmaya kalkmadık bir türlü.
 
Hükümetin sözcüleri şimdilerde bir kez daha kedinin fareyle oynamaması gibi oynuyor toplumla ve de işçilerle. Kıdem tazminatını fona geçirmenin nimetlerini (!) anlatıp duruyorlar habire.
 
Sendikacı ne mi yapıyor? Öylesine bekliyor; toplum ve işçi lime lime teslim alınırken, beyinleri yeniden imal edilirken. Ara sıra “kırmızı çizgi” diyor sadece.
 
Oysa farkında değil ki, çizgi lazım olduğunda, herkesi çizgiye göre hizaya çağırmak gerektiğinde, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak belki de. İşçi sendikacının değil, hükümetin çizgisine gidecek belki de.
Beyinler gazetelerde ve televizyonlarda ve internette imal ediliyor gayri. Sendikacıların medyanın önemini keşfetme zamanı geldi de geçiyor bile. Eski köye yeni adet lazım gayrı.
DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.