Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
14 Kasım 2011
ENKAZ ALTINDA KALAN GAZETECİLİK

Genci yaşlısı, evlisi bekan, alaylısı mekteplisi, kadını erkeği hepsinin yüreğinde aynı ateş yanar.

ENKAZ ALTINDA KALAN GAZETECİLİK

       Genci yaşlısı, evlisi bekan, alaylısı mekteplisi, kadını erkeği hepsinin yüreğinde aynı ateş yanar.

       Onlar, bu lanet mesleğe uykusuz, beş parasız, sigortasız, sendikasız, ıssız başlar… Yoldaşlannı hemen tanırlar. Gözlerinden tanırlar. Heyecanlarından tanırlar. Gülümsemesinden tanırlar.

       Bu mesleğin dini, dili, cinsiyeti, rengi yoktur. Sahicisinin vicdanı haymatlostur. Zamanının tanığıdır. Gerçeğe, hayata ve o ana adanmıştır.

       Bir cinayet, bir çatışma, bir intihar, bir kovalamaca, bir itiraf, tek bir sözcük…O haber her ne ise ve her neredeyse o an her şey buharlaşıverir. Ne para, ne partner… Gazetecilik hisseden için bir aşktır. Paha biçilemez, terk edilemez, devredilemez.

       Aşkların en vefasızıdır gazetecilik. Tanıklıkların uğruna, onu aktarmak uğruna saatlerce; bazen günlerce beklersin, itilir kakılırsın, aşağılanırsın, üşürsün, acıkırsın, korkarsın, uykusuz kalırsın, utanırsın… Ama hepsinin toplamı ve daha ağın yıllar içinde önüne çıkan faturadır. Bu mesleğin psikolojik faturası çok ağırdır. Ailesi, şayet varsa mutlaka etkilenir. Çoklukla boşanır gazeteci. Evlilik yürütemez. Alkolik olur. Çocuklanna babalık yapamaz. Hayattan façası vardır, izah edemez onun o mühim gününde neden orada olamadığını. Anlatsa anlaşılmaz. Unutamadığı manşetleri gibi unutamadığı dayaklar vardır. Hırsızlığı vardır. Haber uğruna ya bir morgdan ya bir cenaze evinden bir kare vesikalık fotoğraf çalmıştır. Yalansız gazeteci olmaz. Bilgi almak için telefonda nöbetçi müdür olur, vali olur, savcı olur.

       İmkansız, yasak, geçemezsin, bilmiyorum, söyleyemem, dur, sus, bakma lügatinda yazmaz gazetecinin. Gidilecek ve haber yapılacak bir şey varsa ne asker, ne polis, ne bakan, ne milletvekili, ne başbakan ne de cumhurbaşkanı tanır. Gider, geçer, alır, çeker ve yazar.

       Böylesi bir insanı, böylesi bir aşkla işini yaparken en çok ne incitir?

       Uğruna hayatını sakatladığı bu mesleğin hali. Hemen her kademesinde acısıyla tatlısıyla her şart altında görev yapmış bir gazeteciyim. En üst rütbe en kıymetli makam muhabirliktir. Tartışmam.

       Van depreminde iki gazeteci can verdi. O iki gazeteci bu ülke medyasının ne vaziyette olduğuna dair çok hayati bir fotoğraftır.

       Mesele medya grubunun ne olduğu değil. Hepsi aynı rezilliği aynı ikiyüzlülükle gazetecilere dayatıyor. Sendikasızlaştınlan, meslek örgütlerinin esamesi okunmayan medya sektörü kelimenin tam anlamıyla vahşileşmiştir. 90’h yıllardan bu yana haklarını koruyamayan veya satan gazeteciler mesleği bu hale getirmiştir. Kifnsfe, patronlara kızmasın. Onlar patronluğunu yaptı. Sömürülmeye teşneyseniz sömürülürsünüz. Kerameti kendinden menkul finansçılar, yöneticiler dizilere, ‘celebrity’lere, gizli ortaklıklan olan yapım şirketlerine milyonlarca dolar aktanrken gene aynı muhabirler tam da bu şartlarda çalışıyordu. Sömürülen, sömürülmesi en kolay olan kimdir? Aşkla yanan ve gözü haberden başka bir şey görmeyen muhabirdir, kameramandır, foto muhabiridir. Sahadaki adamdır. Bugün ekranlan ve gazete köşelerini dolduran, bilmiş bilmiş ahkam kesen börek suratlı birtakım insan müsvettelerine bakıyorum. Adını sadece sektörün bildiği yöneticilere bakıyorum. Ne uğruna bu mesleği iğfal ettiniz. İki villanız, iki yafanız, üç yazlığınız eksik olsa ne olurdu? Bir model eksik arabayla dolaşsaydınız. Bugün tirajlara ve toplam bilançolara bakınca nasıl başansız olduğunuz da ortada. Son lafım da isimlerinin altına gazeteci yazdıranlar. Tercihiniz sadece ayıp değil aynı zamanda zulümdür. O enkazın alfanda iki gazeteci kaldı. Gazeteci onlardır. Sizin ne olduğunuz belli. Şimdi çıkın o ekranlara haysiyet cellatlan ve gerine gerine biz gazeteciyiz deyin. Utanmadan.

DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.