Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
05 Şubat 2020
ENFLASYON YENİDEN

TÜİK’in enflasyon hesabında kullandığı “tüketici sepeti” içerisinde yüzde 22.77 ile en yüksek ağırlığa sahip olan Gıda ve Alkolsüz İçecekler grubundaki fiyat artışları ise son on iki ayda ortalama yüzde 17.70 artış gösterdi.

ENFLASYON YENİDEN

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ocak ayına ait enflasyon istatistiklerini yayımladı. TÜİK’in hesaplamalarına göre tüketici fiyatları ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 1.35; 2019’un ocak ayına göre yüzde 12.15; yıl boyunca on iki aylık ortalamalara göre ise de yüzde 14.52 artış gösterdi. TÜİK’in enflasyon hesabında kullandığı “tüketici sepeti” içerisinde yüzde 22.77 ile en yüksek ağırlığa sahip olan Gıda ve Alkolsüz İçecekler grubundaki fiyat artışları ise son on iki ayda ortalama yüzde 17.70 artış gösterdi.

On iki aylık ortalamalar bazında bakıldığında, tüm 2019 boyunca, gıda fiyatlarındaki yüzde 17.79’luk artışı, yüzde 17.21 ile ev eşyası ve yüzde 16.78 ile sağlık harcamaları kalemleri izliyor. Yani tüketicileri en yakından ilgilendiren ve toplamda yüzde 34 paya sahip olan bu temel kalemlerin fiyatlarındaki artış 2019 boyunca ortalama yüzde 17’yi aşmış durumda. (Bu rakamın daha mürekkebi kurumamış olan asgari ücret hesaplarıyla karşılaştırılmasını bu köşenin yazı sınırları içerisinde sürdürmek mümkün değil; ancak devlet eliyle yaratılan açık sömürünün boyutu da zaten ortada.)
 
Enflasyon sistemik krizin sonucudur
 
Aylık enflasyon oranları 2019’un temmuzundan sonraki dört boyunca sanki düşme eğilimi içerisindeydi.  Bunun ise son derece basit bir nedeni vardı. Bir önceki yıl aynı aylarda enflasyon çok yüksek çıkmış ve dolayısıyla o dönemin yüksek baz etkisi nedeniyle yaşanmakta olan (ve devam eden) fiyat artışları oransal olarak sanki yavaşlıyormuş etkisi yaratmıştı. İlkokul aritmetiğinin büyüsü…
 
Ancak, ekim ayından bu yana geçen dört ay boyunca enflasyon oranlarının yükseliş içinde olduğu görülmekte. Enflasyon, bu köşede defalarca vurgulandığı üzere, ekonomideki mal ve hizmet ve işgücü piyasalarındaki dengesizliklerin ve yapısal nitelikli tıkanıklıkların tezahürüdür. Türkiye’de de enflasyon sistemik nitelikli olup süregelen ekonomik ve siyasal krizin sonucudur. Bu haliyle de ne Merkez Bankası’nın sıkı duruş ve benzeri ezoterik söz oyunlarıyla ne de “enflasyonun nedeni faizlerdir” türünden iktisat bilimi dışı söylemlerle aşılabilecek niteliktedir.
 
Türkiye’de enflasyon ile birlikte süregelen yüksek işsizlik; ithalata (özellikle enerji ithalatına) bağımlılık; tekelci / oligopolcü yapılarda hüküm süren taşeron sanayi ve denetlenmemiş spekülatif finans ve rant oyunlarının yarattığı istikrarsızlık ve belirsizlik ortamı, siyasi ve hukuksal krizler ile bütünleşmiş ve sistemik bir kriz haline dönüşmüş durumdadır. Bu savlarımızı dile getirecek birçok veriden sadece birisini sergileyelim: sanayi üretimindeki dalgalı yapı ve istikrarsızlık.  
 
Aşağıdaki grafikte, gene TÜİK verilerinden elde ettiğimiz mevsimsel ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi aylık değişme oranları var:
 
 
Sanayi üretiminde son iki yılda yaşanan dalgalanmaları net bir biçimde gösteren grafiğin mesajı son derece açık: Türkiye gittikçe derinleşen bir dengesizlik içindedir. Sanayi üretimindeki dalgalanmalar özellikle 2019’un ocak ayından bu yana, yüzde 4 ve -3.2’lik oranlarla şiddetlenme eğilimindedir. “Dengesizlenme” ise doğrudan doğruya yukarıda vurguladığımız sistemik krizin tezahürüdür; aynı enflasyonda söz konusu olduğu gibi…
 
***
 
Bilsay Kuruç Hoca söz konusu dalgalanmaların şiddetlendiği günlerde, 10 Ekim 2018’de Manifesto gazetesine verdiği söyleşide şu sözleri vurguluyordu: “Öncelikle bir konuda berraklaşmak lazım. Bu bir sermaye rejimi krizi. Bu çerçeveyi atlarsak hiçbir şeyi doğru bir şekilde açıklayamayız. Sermaye rejimi de gökten zembille inmez, zaman içinde oluşur. Türkiye’de de bunun bir çekirdeği vardı. 1980’den sonra bu çekirdek büyüdü… 2000’den bu yana son 18 yıldır ise Türkiye tam anlamıyla sermaye rejimi içinde yaşıyor…”
DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.