EMPERYALİST MERKEZLERİN SOSYAL GÜVENLİĞE SALDIRILARI
Dün Cumhuriyet´in sosyal güvenliğe verdiği önemi okuduk, inşa ettiği kurumları gördük. Cumhuriyet´in kurucuları sağlığı ve sosyal güvenliği, milletin korunması ve sağlıklı nesiller yetiştirmek üzerine kurmuşlardı.
![EMPERYALİST MERKEZLERİN SOSYAL GÜVENLİĞE SALDIRILARI](https://www.tekgida.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/MEHMETAKKAYA-AYDINLIK_7726.jpg)
Dün Cumhuriyet’in sosyal güvenliğe verdiği önemi okuduk, inşa ettiği kurumları gördük. Cumhuriyet’in kurucuları sağlığı ve sosyal güvenliği, milletin korunması ve sağlıklı nesiller yetiştirmek üzerine kurmuşlardı.
M. Kemal Atatürk, daha 1922 yılında Cumhuriyet’in sağlık ve sosyal güvenlik amacını şöyle açıklıyor:
"Sağlık ve sosyal yardım hususlarında takip ettiğimiz gaye şudur: Milletimizin sıhhatinin korunması ve takviyesi, ölümün azaltılması, nüfusun artırılması, bulaşıcı ve salgın hastalıkların etkisiz hale getirilmesi, bu suretle millet fertlerinin dinç ve çalışmaya kabiliyetli bir halde sıhhatli vücutlar olarak yetiştirilmesi…" (1922)
Sağlık, cumhuriyetin giderek daha fazla olanaklarını seferber etmesi gereken bir devlet politikası olmalıydı:
"Sağlık teşkilatımızda memleketin ihtiyaçlarına uygun isabet ve gayret açık olarak görülmektedir. Cumhuriyet Hükümeti’nin başlı başına esas olarak başarıyla takip eylediği sıhhat mücadelesine gittikçe araçlarını artıran bir genişlikte devam olunmak lazımdır ve mühimdir." (1925)
Cumhuriyetin amacı buydu. Aksamalarla beraber, 90’lı yıllara kadar esas olarak bu çizgi sürmüştür. 90’lı yıllar, sadece sağlık ve sosyal güvenlik alanında değil, Cumhuriyet’in inşa ettiklerinin yıkılmasında emperyalist merkezlerden seferberliğin başladığı yıllardır. Sovyetler Birliği’nin dağılmaya başİadığı, Amerika’nın tek kutuplu merkez olarak kendini ilan ettiği yıllar.
Ulusal devletleri çökertmek ve iç pazarlarını ele geçirmek amacıyla büyük bir saldırı başlatılmıştı. Milli devletler parçalanıyor, ulusal kurumlar hızla satılıyordu. Giderek büyüyen ve merkezi devletini güçlendiren AB’de, pazar kavgasında yerini almış, milli devletlerin çökertilmesinde ABD’ye eşlik etmeye başlamıştı. Sosyal güvenlik ve sağlık politikalarımız, diğer kurumlarımız gibi, o tarihlerden itibaren emperyalist merkezlerin giderek artan saldırısıyla karşılaştı. ABD ve AB, kendi baskılarıyla yetinmemiş, bütün emperyalist merkezleri bunun için seferber etmişlerdi. Baskılardan, daha doğrusu yandaşı hükümetlere talimatlarından bazı örnekleri okuyalım:
Emperyalist merkezlerin sosyal güvenlik talimatları
1- Dünya Bankası 1996 Raporu:
"Personel giderlerini ve maaşlarını kıstınız, yetmez, işçi ve memur sayısını süratle düşürün… Zorunlu tasarruf ve Konut Edindirme Yardımı programları tasfiye edin… Emekli olma yaşını 62’ye, prim ödeme sayısını 30’a çıkarın."
2-OECD 2000 Raporu:
"İşten çıkarmayı kolaylaştırın… İşten çıkarma tazminatlarını, istihdamı teşvik için azaltın… İşverenin işgücü maliyetini azaltıcı tedbirler uygulayın… İşverenin ödediği sosyal güvenlik primleri azaltın… Belirli süreli hizmet akitleriyle çalışma usullerini destekleyin… Geçici istihdam bürolarının faaliyete sokun… İşsizlik sigortası ile ödenen yardımları hak etmenin koşullarını zorlaştırın ve yaptırımları sıklaştırın."
3-OECD 2006 Raporu:
"1999 yılında Avrupa Birliğindeki standart uygulamalardan esinlenilerek katkı ve kazanç kurallarının oluşumuyla resmi işsizlik sigortası başlatılmıştır. Bu uygulama, kıdem tazminatı sisteminin yerini alması niyetiyle doğmuştu. Çok ağır yükler getiren kıdem tazminatı sorumluluğu daimi istihdamı çok pahalı hale getirerek kayıtlı sektörde istihdam yaratmayı engelleyen unsurlardan biri olmaktadır." OECD raporundan anlıyoruz ki DSP-MHP-ANAP hükümetinin ve AKP’nin övündüğü İşsizlik Fonu, meğer kıdem tazminatını kaldırmanın hazırlığı içinmiş.
4-OECD 2007 Raporu:
"Asgari ücret çok yüksektir. Bölgelere göre farklı asgari ücret getirin. Kıdem tazminatı ödemesini kaldırın. Emeklilerden sağlık sigorta primi alın"
5-IMF’nin Türkiye – 2007 Madde IV Görüşmeleri Raporu:
"Harcamaları, kamu personel ve sosyal güvenlik reformları ile kısın. Zorunlu kıdem tazminatı sisteminin rasyonelleştirin. Esnek çalışmayı yayın"
6-Dünya Bankası 2008 Raporu:
"Farklı uygulanan kıdem tazminatları azaltılmalıdır… Esnek çalışma yaygınlaştırılmalı, yarı zamanlı işler yaratılmalıdır… Sosyal güvenlik katkı primlerinin azaltılması gerekir:"
Emperyalist örgütlerin talimatları böyleydi. AB emperyalizmi de, her raporunda kurumlarımızın hızla satılmasını isterken, sağlık ve sosyal güvenlik merkezlerimize saldırmayı da ihmal etmedi.
Avrupa Birliği’nin talimatları
Belge 1:
"Uzun tartışmalardan ve sendikaların kütlesel direnişinden sonra, Parlamento, kamu maliyesi üzerinde halen ağır bir yük olan emeklilik sisteminde reform yapılmasını öngören bir yasayı kabul etmiştir… Yeni yasa, emekli olma yaşını kadınlarda 58’e, erkeklerde 60’a çıkarmaktadır. Emekli olmalarına en fazla iki yıl kalmış olan işçiler, yeni sistemden etkilenmeyecektir. Diğer işçiler için on yıllık bir geçiş dönemi öngörülmüştür. Asgari prim ödeme süresi, 5000 günden 7000 güne çıkarılmıştır. (…) Emekli maaşları da aylık enflasyona endekslenmektedir. Eylül başında, Cumhurbaşkanı reform paketine gerekli onayı verdi."
Belge 2:
"Türk sosyal güvenlik sisteminde reform, devam eden bir süreçtir ve acilen gereklidir."
Belge 3:
"Sosyal işler alanında, iş yasası… konulu yönergeler programa dahil edilmelidir."
Belge 4:
"Avrupa Komisyonu, Türk sendikacılık hareketinin ‘mezarda emeklilik’ olarak nitelendirdiği ve ‘sosyal güvenlik reformu’ adı altında sürdürülen uygulamaları da desteklemekte ve bunlara acilen ihtiyaç olduğunu belirtmektedir. Bu tavır, 2004 yılında da sürdürülmüştür. 2004 İlerleme Raporu’nda da sosyal güvenlik sisteminde bir reform yapılmasının gereği vurgulanmaktadır."
Bütün bu emirler, işbirlikçi hükümetler tarafından adım adım uygulandı. Bunu yarın ele alacağız.