EMEKLİLERİN YARGIYA TAŞINAN ZAM FARKLARI KONUSUNDA BİR AÇIKLAMA
HÜKÜMET, 01.11.2002 tarihli 2002/4857 sayılı BKK ile SSK ve Bağ kur emekli aylıklarına aynı dönemde memur aylıklarına yapılan zam kadar zammın 2002 Aralık ayında yapılacağı sözü verdi.
HÜKÜMET, 01.11.2002 tarihli 2002/4857 sayılı BKK ile SSK ve Bağ kur emekli aylıklarına aynı dönemde memur aylıklarına yapılan zam kadar zammın 2002 Aralık ayında yapılacağı sözü verdi.
Ancak, siyasi otorite bu defa 17.01.2003 tarihinde yayınladığı ve daha yüksek bir zam içerdiğini iddia ettiği 2003/5145 sayılı BKK ile vermiş olduğu bu sözü dikkate almadan ve üstelik ilk çıkardığı kararnamenin yürürlüğünü de yine 01.11.2002 tarihinde geçerli olarak kaldırdı.
Fakat zam konusunda 2002 Aralık, ayında yani yükseltmenin yapılacağı tarihte 2002/4847 sayılı BKK hala yürürlükte olduğundan konu bu sebeple yargıya taşındı.
Buna ilaveten dava konusu olan diğer önemli olay; 2006 yılında memur maaşlarına yapılan zamların ve enflasyon farklarının yasal prosedüre göre SSK ve bağ kur emekli aylıklarına yansıtılmadığı noktasında çıkmaktadır.
Buna göre SGK 2007/8 sayılı genelgesinde 2006 yılında memur maaşlarına yılın her iki yarısı için yüzde 2,5 ar zam ve Ocak 2006-Haziran 2006 arası için doğan yüzde 2,32 lik zammı da dikkate alarak 1,025×1,025×1,0232=1,075 oranını bulurken, Emekliler ise haklı olarak çıkan rakamın 1,0202 ile de çarpılarak, 1,0967 rakamının esas alınması gerektiğini savunuyorlar.
Yani SGK: 2006 yılının Temmuz – Aralık dönemi için doğan yüzde 2,02 lik enflasyon farkını uygulaması doğal olarak 2007 yılı başına kaldığı için 2006 yılı zammı olarak kabul etmeyip aylık hesabına dahil etmemiş, Bu fark 2007 yılı Bütçe Kanununda öngörülen memur maaş katsayısı olan 0,04605 rakamını etkileyerek 2007/11533 sayılı BKK ile bu rakamı yüzde 2,02 fazlası ile, 0,046985 e taşıyor. Bu durumda emekli, dul ve yetimlerin aylığa hak kazanma tarihleri çalışma gün sayıları, prime esas kazançlarını da dikkate alırsak; Toplam olarak takriben 1300-1750 TL bir zam farkı almaları gündeme gelmektedir ki işte bu farkın ödenip ödenemeyeceği konusundaki ihtilaf yargıya taşınmıştır.
Bu olayın hukuki boyutları ise şöyle :Bu güne kadar sonuçlanan bir dava var, ancak bu dava 21. hukuk dairesi tarafından red edilmiştir. Şu anda sadece İstanbul’daki İş Mahkemelerinde açılmış dava sayısı yaklaşık olarak 100 civarında olup, pek çoğu Yargıtay safhasındadır.
ÖNERİMİZ: Şimdilik dava safhasının takip edilerek sonuçlarının beklenmesidir.
TEMENNİMİZ: İse hükümetin bu konuda milyonlarca emekli ve hak sahibi dul ve yetimi yargı yoluna müracaat ettirmeden yasal haklarına kavuşturmasını, bu koduna gerekir ise yasa dahi çıkarmak sureti ile geciken haksızlığın ortadan kaldırılması hususunda gayret göstermesini dilemektedir.
Çetin ZORLU
SOSYAL GÜVENLİK MÜŞAVİRİ