Yatağan Enerji işçisi Mutlu Akseki, Türk-İş Nerede? yazı dizimize gönderdiği mektubu ile Türk-İş´in güncel durumunu değerlendirirken, ´emeğin karargahı´ sözüyle de Türkiye işçi sınıfı için önemini vurguluyor.

Yatağan Enerji işçisi Mutlu Akseki, "Türk-İş Nerede?" yazı dizimize gönderdiği mektubu ile Türk-İş’in güncel durumunu değerlendirirken, ’emeğin karargahı’ sözüyle de Türkiye işçi sınıfı için önemini vurguluyor. Türk-İş’in Konfederasyon olarak vatam, emeği ve cumhuriyeti savunmada ön saflarda olması gerektiğini altını çizen Akseki, Türk-İş’de yönetimin işçinin elinde değil de, saltanat süren bir grubun elinde olduğunu söylüyor.

Akseki’nin işte o mektubu: Türkiye yağmalanıyor

"Türk-İş vatam, emeği ve cumhuriyeti savunmada ön cephede yer almak zorundadır. Var olan gücü ile Türkiye’nin geleceğinde belirleyici bir dinamiğe sahip olmalıdır. Vatam savunmak yalnız elde silahla yapılmıyor. Emperyalizm işçi sınıfına ve yurdumuzu yönelik büyük bir saldırı yürütmektedir. Özelleştirme bu saldırının temel araçlarından biridir. AKP iktidarı bu saldırının taşeronluğunu üstlenmiştir. Halkımızın 80 yıldır yarattığı ekonomik değerler on yıl içinde talan edilmiştir. Bütçe açığı kapatma vb. bahanelerle Türkiye’nin göz bebeği fabrikalar kurumlar, tesisler, yağmalanmıştır yağmalanmaktadır.

Hata kurulan sistemde

İşçi arkadaşlarımız işten çıkarılmakta. İş güvencesi ve sosyal haklar yok edilerek, işçi kıyımı yaşanmaktadır. Taşeron tüm işkollarında esası oluşturacak şekilde yayılmış. Bizzat devlet kendi kurumların da kıdem tazminatını, sosyal hakları vermemek için her türlü oyunlar oynayarak modern kölelik yaşatılmakta. İş kazaları ve işçi ölümlerinde hayatlar yok olurken Türk-İş yöneticileri hayatını yaşamaya devam etmektedir. Konfederasyon yöneticileri, sendika yöneticileri hatta şube yöneticileri işçiliği unutmuş sistemim yarattığı sendikal anlayışla saltanat benzeri yaşam sürmekteler. Her türlü anti demokratik tavırla seçimlerde işçi sınıfının gerçekten sesini yansıtacak oluşumlara meydan vermeyip pastayı korumanm peşindeler. Yasalarla, tüzüklerle, anlayışlarla öyle bir mekanizma kurulmuş ki etkisiz bir sendika sonuç olarak karşımız çıkmakta.

işçi eğitimsiz bırakılıyor

Bizzat merkez yöneticileri bizler sizleri eğitmiyoruz eğitim çalışmaları yaparsak sizler bizleri rahat bırakmazsınız demektedir. Evet işçi sınıfı sınıf bilincinden uzak günü kurtaran bireysel işlerini yaptırma peşinde koşan bir hale getirilmektedir. Tayin, servis değişikliği, izin, rapor, devlet dairesindeki bir işte araya girme gibi görev yapan bir konuma gelmiştir. Aydınlık gazetesinin sorduğu soruyu bu gelişmeler yaşanırken işçiler sürekli birbirine sormaktadır. Türk-İş nerede? Umarız bu tartışma işçinin cevabını bulamadığı sorunun aydınlanmasını sağlar. Türk-İş yönetimi bırakalım işçi sınıfının haklarını korumayı emeğe yönelik tüm saldırılar karşısın da işçilerin tepkilerini dizginlemektedir.

Türk-is iktidar yardımcısı

Türk-İş işçi sınıfının geleceğinin kararmasında siyasal iktidara yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla emeğin alın terinin karargâhı emek karşıtlarının işgali altındadır. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılar toplumsal sorunlar yok hükmünde karşılanmakta ki kendi asli sorumluluklarını yerine getirmeyen bir zihniyetten daha ileri tavırlar beklemek hayaldir. Türk-İş başta olmak üzere sendikaların emeğin rotasma tekrar girmesini sağlamak için çalışmalar yapmak emekçilerin bilinçlenmesi sağlamak önümüzde duran yakıcı görevdir."

Katkılarınızı bekliyoruz Görüşlerinizi bir dosya kâğıdı boyutuna sığdırmaya çalışınız. Mektuplarınızı göndereceğiniz adreslerimiz: İstanbul: Esin Ergenç – Aydınlık Gazetesi, İstiklal Caddesi, Deva Çıkmazı, Taksim-İstanbul Ankara: İlkay Akkaya – Aydınlık Bürosu, Toros Sokak, No: 9 Sıhhiye Ankara e-posta: esinergenc@gmail.com / ilkayakkaya@hotmail.com Tartışmaya devam

1- Hükümetin saldırısıyla, işçi sınıfı kazanılmış haklarını kaybediyor ve köleleştirişken, sendikacılar neden susuyor?
2- Hükümet yandaşı olan sendikacının işçiye daha iyi sahip çıkacağı ya da çıktığı doğru mudur?
3- işçilikten gelen kimi sendika başkanları, milyonlarca dolara, onlarca arsa ve taşınmaz sahibi olmaları, sizce nasıl mümkün olabilir?
4- Sendika yöneticilerinin hükümetlerin avucuna düşmesi, sendikada yapılan yolsuzluklar yüzünden midir?
5- Türk-İş, hükümetlerin arka bahçesi olmaktan nasıl kurtulur? işçi sınıfını savunan bir örgüt haline nasıl getirilir?
6- Sendika Genel Kurullarında işçinin etkili olabilmesinin yolu nedir?
7- Türk-İş’in ve bağlı sendikaların, işçi sınıfını ve vatanı savunan örgütler yapılması, tabanın söz ve karar sahibi olacağı sendikalar haline gelmesi nasıl sağlanır?