28 Aralık 2014
EMEĞE YÖNELEN SALDIRILARI SİYASALLAŞARAK PÜSKÜRTÜRÜZ
Aydınlık 2. Emek Kurultayı Petrol-lş Genel Merkezi´nde gerçekleşti
GAZETEMİZİN düzenlediği 2. Emek Kurultayı, dün İstanbul’da bulunan Petrol-lş Genel Merkezi’nde gerçekleşti.
Yıllardır özelleştirmeye karşı mücadele eden Yatağan işçileri iledirenişteki Sütaş ve Nestle işçilerinin de katıldığı kurultay, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde şehit düşenler ile iş cinayetlerine kurban verdiğimiz işçiler için 1 dakikalık saygı duruşunun ardından başladı.
İstiklal Marşı’nın da okunduğu kurultayda coşku hakimdi. Konuşmaların sık sık alkış ve sloganlarla kesildiği kurultayda açış konuşmasını Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Sabuncu yaptı.
‘AYDİNLİK İŞÇİNİN YANINDADIR’
Konuşmasında 2014 yılında yaşanan iş cinayetlerine ve özelleştirmelere değinen Sabuncu, kurultayın 2015 yılma ışık tutacak bir karar alması gerektiğini belirtti, özelleştirme ve taşeronlaşmaya karşı mücadelenin aym zamanda vatan mücadelesinin parçası olduğunu ifade eden Sabuncu, Aydınlık gazetesi olarak işçinin yamnda olduklarını, bundan sonra da yanlannda olmaya devam edeceklerini söyledi.
‘SİYASETEN HESAP SORMALIYIZ’
Sabuncu’nun ardından kürsüye ev sahibi olan Petrol-lş Genel Başkanı Mustafa öztaşkın çıktı, öztaşkın konuşmasında emek mücadelesinin siyasallaşması gerektiğine vurgu yaptı. Hükümetin sendikal alana yönelik aldığı hak kaybına neden olan kararların siyasi kararlar olduğuna dikkat çeken Öztaşkın, bu kararların ancak siyasal bir tavır koyarakortadan kaldırılabileceğini belirtti. "Siyaseten hesap sormamız gerekir" diyen Öztaşkın, "Umuyorum ki 2015 Genel Seçimleri, bu hesapların sorulduğu, haklarımızı elimizden alan bu iktidarın ortadan kaldırıldığı bir seçim olur" dedi. Üç oturumdan oluşan kurultayın 1. oturumunda özelleştirme ve taşeronlaştırmanın siyasal çözümü konuşuldu. Yazarımız eski CHP milletvekili Engin Ünsal’ın başkanlığını yaptığı oturumda İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Eski Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan siyasal çözüm konusunda önemli değerlendirmeler yaptı.
‘SINIF PARTİSİNİ İKTİDARA TAŞIMALIDIR’
Oturumun açışını yapan Engin Unsal, AKP’nin işçi sınıfından korktuğu için sınıfın kendisine direnemeyecek hale gelmesi için iktidara geldiği 2002 yılından itibaren kendisine biat eden sendikalar yaratmaya çalıştığını belirtti. Sendikaların siyasallaşmasının engellenmesinin 1950’lerden soma ABD’de eğitilen sendikacılar vasıtasıyla yapıldığına dikkat çeken Unsal, Türkiye’de ücret sendikacılığı yaratıldığını söyledi .
"Sendikalar siyasallaşmalıdır" diyen Unsal, işçi sınıfının kendinden yana bir partiyi iktidara getirmek zorunda olduğunu ifade ederek, "İşçiler özgür ve onurlu bir yaşama sahip olmak istiyorsa siyasallaşmalıdır" dedi.
Tekgıda-iş Genel Başkanı Mustafa Türkel de salondaki emekçilere seslenerek, "Emeğin karşılığını alamayanlar bilsinler ki, 1989 bahar eylemlerinde kimse bize bir şeyleri altın tepsiyle sunmadı. Örgütlenmeler yaptık, demek ki istenilirse oluyormuş. Unutmayın arkadaşlar ferman mahkemelerinse tüketmeme gücü de bizim elimizdedir" dedi. Türk-iş ve DİSK konfederasyonlarını da eleştiren Türkel şöyle devam etti: "iktidara kendini bağlamış şube müdürlükleri vardır. Türk-iş şu an Çalışma Bakanlığfna bağlı şube müdürlüğü yapıyor. Siyasi iktidarın güdümünde adeta kuyrukçuluk yapacak kadar sendikalaşmayı basıtleştırdiler. Onlarla aynı dönemde sendikacılık yapmaktan utanıyorum. Sadece Yatağan’a, Soma’ya sahip çıkarak sendikacılık yapanlardan da utanıyorum. Yalnızca Türk-iş değil, DİSK yönetimi de suspus olmuş durumdadır. Yine siyasi iktidara borazancılık yapan Hak-lş’ın de yaptıkları ortada. Ama buradan işçilere sesleniyorum; emekçiler, işçi sınıfı, öyle mücadele edin, öyle işler yapın ki sizlerle gurur duyalım" ifadelerini kullandı.
‘İŞÇİYİ ÖN PLANA KOYANIN YANINDAYIZ’
2015 yılında işçi sınıfı mücadelesinin yükseleceğinin vurgusunu da yapan Türkel, "Bu karanlıktan çıkmayı işçi sınıfının genç kadroları sağlayacaktır. Programında işçiyi, emekçiyi ön plana koyanların yanında olacağız ve vatan mücadelesine katkı veren herkesle kolkola yürüyeceğiz. 2015 yılının işçi sınıfının yükseldiği, AKP zulmünün bittiği bir yıl olması için hep birlikte çalışacağız" dedi. Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal’a teşekkür eden Türkel, "Sizde yanımızda olmasanız bizim emek mücadelemizi yayacak kimse yok. Ayrıca gençliği ile yanımızda olan ve bize sahip çıkan Türkiye Gençlik Bırlığı’ne de çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. UNSAL’ın ardından kürsüye işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek çıktı. Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Perinçek, borçlanma ekonomisinin sonuna gelindiğini belirterek şunları söyledi: "Bir kararın eşiğinde Türkiye. Bir devir bitmektedir. Taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, işten atma, Turgut Özalların kurduğu borçlanma ekonomisi, dünyaya açılıyoruz dedikleri ekonomi.o devir bitmektedir. Türkiye yeniden üretim ekonomisi çağına girmek üzeredir, girecektir, bu kaçınılmaz, bir mecburıyet.Bunun anlamı emekçilerin, Türkiye işçi sınıfının ve üretime katkıda bulunan bütün sınıfların çağı gelmektedir. Başbakanlık koltuğunda oturan Davutoğlu’nun Yapısal Dönüşümhamlesi diye açıkladığı programı dikkatle inceleyelim. Özeti şudur ‘iflas ettik ‘diyorlar. Davutoğlu’nun Yapısal Dönüşüm hamlesi de bir iflas ilanıdır.İflas eden nedir? iflas eden işte taşeronlaştırma, iflas eden sendikasızlaştırma, iflas eden özelleştirme, iflas eden işten atmadır. Yani borçlanma ekonomisidir." Borçlanma ekonomisinin tek seçeneğinin üretmek olduğunun altını çizen Perinçek, "Borçlanma ekonomisinin tek seçeneği var: Üretmek. O seçenek sizsiniz. Üretim ekonomisine Türkiye mecburen geçecek. Üretim ekonomisini kim kuracak?Borçlanma ekonomisinin efendileri, sıcak para komisyoncuları, faizciler, okyanus ötesindeki devletlerle, Avrupa’yla dünyanın büyük para krallarıyla işbirliği yapanlar onlardan komisyon alanlarındevri bitmiştir.
Petrol-iş salonundan ilan ediyorum Tayyip Erdoğanların devri bitmiştir. Devrilenler- Yıkılanlar ne yapar, saraylar yapar" Ya örs olacağız ya çekiç
KURULTAYIN 2.oturum başkanlığını ise Aydınlık Gazetesi Emek Servisi Şefi Esin Ergenç Turhan yaptı. Mücadele veren işçi sınıfının önünde siyasilerin duramayacağını söyleyen Ergenç "işçi sınıfının istediği zaman nasıl mücadele ettiğini ve iktidar sahiplerine koltuklarını nasıl dar edeceklerini gördük. Bakınız Sütaş işçileri direnişlerini sürdürüyor. Grev haklarını ellerinden alındı. Seslerini kesmeye çalışan hükümete direndiler. Hiç kimse onların sesini kesemedi" dedi. Kristal-iş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş de taşeronlaşmanın AKP hükümeti ile arttığını vurgulayarak, şunları ifade etti:" AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında resmi rakamlarla 350 bin taşeron sayısı şu an 1.7 milyona çıkmıştır. Ayrıca sendikalaşma oranı da yüzde 6’ya geriledi, işçi ölümlerinin artması da tesadüf değildir. Sunu unutmayın; sendika yoksa, taşeron varsa orada ölüm de vardır.
Türkiye Cumhuriyeti AKP eliyle önce taşeron cumhuriyeti şimdi de ölü işçiler cumhuriyetine çevrildi. AKP tafından ilan edilen ‘Yeni Türkiye’ sloganı boş değil. Baskı altında, siyasal ve ekonomik dönüşümler yapıyorlar ve Neoliberallikle emekçiler için olumsuz adımlar atacaklar. Bu tablo karşısında harekete geçmeliyiz. Örgütsel yapımızı güçlendirmek zorundayız. Kararlılıkla siyasal iktidara direnmeliyiz. Ya örs olacağız ya da çekiç. Çekiç olmalıyız çekiç."