Türkiye’nin soya ve ürünleri ithalatının 10 ayda bir milyar doları aştığı belirlendi. Bu durum Türkiye kendi çiftçisini değil başka ülkelerin çiftçisini destekliyor’ şeklinde yorumlandı.
Türkiye’de ithalatta sıfır gümrük uygulanması ve gerekli desteğin verilmemesi nedeniyle üretim bir türlü artırılamazken, üreticiler izlenen ithalat politikasının değiştirilmesini istediler. Mevcut politikanın yabancı ülkelerin çiftçilerini desteklemek, onları beslemek anlamına geldiğini vurgulayan Adanalı çiftçiler, Türk çiftçisinden esirgenen paraların yabancılara verildiğini ifade ettiler.
MİLYARLAR GİDİYOR
Türkiye’nin soya ve soya ürünleri ithalatının artması ile ilgili olarak açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da, soya fasulyesinin, olağanüstü özellikleriyle sağlıklı beslenmedeki önemi dolayısıyla gıda sektörünün yanı sıra tutkal, mürekkep, sabun, benzin, böcek ilacı, alkol, plastik ve lastik gibi 400’ün üzerinde endüstriyel ürünün üretiminde de kullanıldığını, yağı alındıktan sonra geriye kalan küspesi bol miktarda protein içerdiğinden, iyi bir hayvan yemi olarak özellikle kanatlı yem üretiminde de kullanıldığını bildirdi.
Dünyada 350 milyon tonu aşan bir soya üretimi varken Türkiye’nin üretiminin 140 bin tonda kaldığını kaydeden Bayraktar, Türkiye’nin soya üretiminin, ihtiyacı karşılayamadığını, her yıl milyar dolarlık ithalat yapıldığına dikkat çekti. Bayraktar şunları söyledi: "2016’da ülke ihtiyacının yüzde 93’ü ithalatla karşılanmıştır. 2016’da 2 milyon 175 bin ton soya ve 664 bin ton da soya küspesi ithalatı yapılmıştır. Bu yılın Ocak-Ekim döneminde ithalat soyada 1 milyon 906 bin tonu, soya küspesi ithalatı 651 bin tonu bulmuştur. Geçen yıl soya ve ürünlerine ödenen döviz 12 aylık dönemde 1 milyar 140 dolarken, bu yılın Ocak-Ekim döneminde, 10 ayda 1 milyar 15 milyon dolara ulaşmıştır."
GÜMRÜK ALINMIYOR
Soya fasulyesinde gümrük vergisi alınmadığını da ifade Bayraktar, "2017 yılı gümrük vergi oranları soya fasulyesinde yüzde 0, soya yağında yüzde 31.2, soya küspesinde yüzde 5 olarak tespit edilmiştir. Soya fasulyesi alıcılarının ithal ürüne alışkın olmaları nedeniyle, dünya fiyatlarının düşük gerçekleştiği yıllarda üreticiler ürünü pazarlayacak yer bulmakta zorlanmaktadır" diye konuştu.
Ülkemizin dışa bağımlı soya üretimiyle hayvancılığa rekabetçi bir yapı kazandırması mümkün olmadığını da belirten bayraktar şu görüşleri savundu: "Soya alımı yapan tarım satış kooperatiflerinin etkin çalışabilmesi için finans kaynakları oluşturulmalıdır. Ekonomik kayıplara neden olan depolama koşulları iyileştirilmelidir. Soyaya verilen kilogramda 60 kuruş olan prim tutarı artırılmalıdır. Soya ve ürünleri ithalatında uygulanan gümrük vergi oranlarının düşük kalması nedeniyle üreticimiz dış piyasa fiyatlarıyla rekabet edememektedir. Özellikle üreticinin ürün pazarlama döneminde (hasat ve sonrası) ithalat engellenmelidir."