Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
19 Ocak 2023
EKONOMİK KRİZLERİN SİYASAL TERCİHLERE ETKİSİ

Toplumumuzun “okumuş” kesiminde görülen genel bir eğilim, halkımızın bazı güçler tarafından kolaylıkla aldatılabildiğini sanmaktır.

EKONOMİK KRİZLERİN SİYASAL TERCİHLERE ETKİSİ

Bu yaklaşıma göre, aldatanlar ya dini inançları kullanırlar, ya etnik kökeni, ya da “cehaleti.” Böylece insanların siyasi tercihlerini de belirleyecek güçtedirler. Hele “sosyal medya”, televizyon kanalları ve yazılı basın da kontrolleri altındaysa, bu halktan umut yoktur. Onlar “okumuş” ya; her şeyi bilirler; herkese “öğretmenlik taslama” eğilimindedirler. Anlamaya çalışmak yerine, kulaktan dolma bilgiyle yargılamaya kalkarlar. Onun için de gelişmeleri doğru kavrayamazlar.

Halbuki halkımızın siyasi tercihleri, kısa vadeli çıkarlar dikkate alındığında, gerçekçidir ve mantıklıdır. O zaman, halkımızın siyasi tercihlerini değerlendirirken, kısa vadeli çıkarlarının gelişmelerden nasıl etkilendiğini ve nasıl etkileneceğini incelemek gerekir. Anketler tabii ki çok önemlidir; ancak halkımızın anketlere verdiği yanıtların da küçümsenmeyecek bir kurnazlık içerdiğini gözden kaçırmamak gerekir. Anketi yapan kimdir, kimin adına yapmaktadır, ankette sorulara verilen yanıtlar belirli yerlere gidiyor mudur? Halkımız bütün bunları jet hızıyla kafasından geçirir ve yanıtlarını ona göre biçimlendirir. Anketler yararlıdır; ancak genel bazı gözlemler de dikkate alınmalıdır.

İnsanlarımızın birçok kimliği vardır. Belirli bir etnik kökenden gelir; belirli bir inanç sisteminin içindedir; ailesinden de etkilenerek belirli bir siyasi çizgiyi benimsemiştir; belirli bir mesleği vardır; belirli bir bölgenin insanıdır; hayatını belirli bir biçimde kazanıyordur ve belirli bir sınıfa mensuptur; vb.

Eğer ekonomik durumu iyiyse, genellikle sınıf kimliği geri plana itilir ve diğer kimlikler davranışlarında belirleyici olur. Eğer ekonomik koşullar kötüyse ve daha da kötüleşme eğilimindeyse, ekmek kavgası veya diğer deyişle sınıf kimliği ön plana geçer. İşler iyi giderken farklı köken, inanç veya görüş nedeniyle kavga ettiği insanlarla, hayatın zorlamasıyla, aynı safta yer alır. Bu konuda da son derece pragmatiktir, gerçekçidir.

Siyasi görüşlerinin belirlenmesinde de bu kural geçerlidir.

Tabii ki siyasi görüşünü kemikleşmiş bir biçimde savunan ve oranları giderek azalan bir kesim vardır. “Babam vefat ederken vasiyet etti; aman oğlum bilmem kimin partisinden şaşma,” diyenlere de rastlayabilirsiniz; CHP döneminde vergi tahsildarı ve jandarma köyü bastığında ormana kaçıramadığı için evde yatağa yatırıp gizlediği danasının anası olduğunu söyleyen ve “danama anam dedirten CHP’ye ölsem oy vermem,” diyene de; “bize kuru üzümle çay içirtti” sözlerine de. “Bir dönem kuyruklar vardı” veya “geçmişte mağarada yaşıyordunuz” benzeri iddialar da pek ciddiye alınmaz. Belirli bir cemaat ve tarikatın kararına uyan da vardır. Ancak insanların büyük çoğunluğu, cebine ve tenceresine bakarak karar verir.

Bu aralar çok sık duyduğumuz bir laf da, “kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz”. Kısa vadeli çıkarları bilmek, aptal yerine konup geçici bazı rüşvetlere kanmak anlamına da gelmiyor. İnsanımız görmüş geçirmiştir. Aptal muamelesi yapılmasını da kabullenmez.

Birkaç örnek, genel eğilimi yansıtacaktır.

İnsanımızın önemli bölümü 1946 ve 1950 seçimlerinde CHP’ye oy vermedi. Kurtuluş Savaşımızın önderi CHP halktan destek bulamadı; çünkü 1929 Büyük Burhan’ının ve İkinci Dünya Savaşı’nın faturası CHP’ye çıkarıldı.

İnsanımızın önemli bölümü 1950’li yıllarda DP’ye oy verdi. Bu yıllar kapitalizmin Altın Çağı idi ve hayat standardı ciddi biçimde yükseldi. 1961 ve 1965 seçimlerinde Adalet Partisi’ne oy verilmesinin bir nedeni bu durumdu. Bu dönemde işçiler lehine getirilen uygulamalar ve kabul edilen mevzuat da son derece önemlidir.

İnsanımız ve özellikle işçilerimizin önemli bölümü Süleyman Demirel’i destekledi, AP’ye oy verdi. 1969 yılında emeklilik için yaş koşulunu kaldırdılar. 1975 yılında kıdem tazminatı hakkında önemli iyileştirmeler yaptılar. Açılan birçok fabrikada iş olanakları doğdu. Köylere elektrik gitti, vb. Yine son derece gerçekçi ve mantıklıdırlar.

Halkımız, hayatını kolaylaştıranları ödüllendirmenin yanı sıra, hayatını zorlaştıranları da siyasi olarak cezalandırmaktan geri kalmadı.

5 Haziran 1977 günü Cumhuriyet Senatosu üyeleri üçte bir yenileme seçimlerinde CHP’nin oyu yüzde 42,4 ve AP’nin oyu yüzde 38,3 idi. 1978 yılında derinleşen kriz sonrasında, 14 Ekim 1979 tarihinde yapılan Cumhuriyet Senatosu üyeleri üçte bir yenileme seçimlerinde CHP’nin oyu yüzde 29,1’e düştü; AP’nin oyu yüzde 46,8 oldu.

Anavatan Partisi, milletvekili genel seçimlerinde 1987 yılında yüzde 36,3 oy aldı. Ekonomik sıkıntıların ardından, 1991 yılında oy oranı yüzde 24,0’e düştü. Yerel yönetim seçimlerinde il genel meclisinde oyu 1984 yılında yüzde 41,2 iken, 1989 Mart’ında yüzde 22,1 oldu. İstanbul, Ankara ve İzmir belediye başkanlıklarını kaybetti.

1999 yılında milletvekili genel seçimlerinde DSP’nin oyu yüzde 22,19 idi. MHP yüzde 17,98 ve ANAP yüzde 13,22 oranlarında oy aldı. Ardından ekonomik kriz patladı. 2002 yılı sonunda yapılan milletvekili genel seçimlerinde DSP’nin oyu yüzde 22,19’dan yüzde 1,73’e düştü. MHP’nin oyu yüzde 9,97 ve ANAP’ın oyu yüzde 8,72’de kaldı. 57. Hükümeti oluşturan üç siyasi parti de barajın altına itildi.

Rahmetli Süleyman Demirel halkımızın nabzını en iyi tutan politikacılardan biriydi. “Kaynamayan tencere her iktidarı götürür” veya “Tencerenin düşürmeyeceği hükümet yoktur!” sözlerini boşa söylemedi. Çok deneyimli bir politikacı olan Bülent Arınç’ın tespitleri de önemlidir. 22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç 20 Eylül 2021 günü TV5’te yayınlanan 4. Güç programında ekonomik sorunlara ilişkin soruları yanıtlarken şunları söyledi: “Bakın siyasetten kalan bir tecrübemi söyleyeyim. Bizim dindar insanlarımızın bile tamamen tersine döneceğini bir gün göreceksiniz. Çünkü onlar dini böyle hamaset kokulu konuşmaların yanında cebine giren ve cebinden çıkan paraya bakar. Eğer onda bir eksilme görüyorsa, din, iman, vatan, millet bunlar bir kenarda durur onlara saygısını eksik etmez; ama değer yargıları tamamen değişebilir.” Bülent Arınç, yaşadığı bir anıyı ise şu şekilde paylaştı: “1988 yılında ilk defa hacca gidiyordum. Bütün kafilemiz havalimanına geldi. Dediler ki ‘vizelerin bir kısmı yetişmedi, sizi bir gün veya en fazla iki gün İstanbul’da misafir edeceğiz; ben eşimle beraber anlayışla karşıladım ama kafiledeki insanlar o kadar büyük tepki gösterdiler ki ağızlarından küfürler çıkmaya başladı. ‘Siz ne yapıyorsunuz’ dedim. ‘Ben anlamam nasıl vizeler gelmemiş, neden ertelenmiş, bizi mi kandırdılar?’ dediler. Ondan sonra korktum ve dedim ki ‘Eyvah, dindarların gazabından korkmak lazım; işlerine gelmeyen bir şeyle karşılaştıkları zaman ne aslandı ne kaplandı, hiç birisini dinlemez bu insanlar.’“ Ekonomik kriz giderek daha da derinleşiyor. Siyasal iktidar ekonomik yapıda köklü değişiklikler yapmadan mevcut devlet olanaklarını sınırların ötesine zorlayarak insanlara bazı olanaklar sağlıyor. Seçime bu koşullarda gidilirken, halkımızın olası siyasi tepkilerini bu olguları ve tecrübeleri de dikkate alarak değerlendirmekte yarar var.

KAYNAK Yıldırım KOÇ
DİĞER HABERLER
CARGİLL’DE İMZA TÖRENİ
CARGİLL’DE İMZA TÖRENİ

Sendikamızın kısa bir süre önce toplu iş sözleşmesi görüşmelerini anlaşma ile tamamladığı Cargill’de işveren heyetinin ve yönetim kurulumuzun katılımı ile imza töreni düzenlendi.

İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR
İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR

Koşulların ağır olması ve kaynakların amacı dışında kullanılması nedeniyle işsizlik ödeneğinden yararlananların sayısı azılıyor.

EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ
EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ

AYM, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkını engelleyen düzenlemeyi iptal etti.

YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME
YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME

Merkez Bankası’nın dün açıkladığı menkul kıymet istatistikleri seçimden sonraki haftada yabancıların hem hisse senedi, hem devlet iç borçlanma senedi alarak döviz getirdiklerini gösteriyor.