Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
13 Eylül 2015
EKONOMİK-DEMOKRATİK MÜCADELE VE SİYASİ PARTİ

1960´lı ve 1970´li yıllarda yaygın ve sorgulanmayan bir kabul vardı: Siyasi parti siyasi mücadeleyi yürütür; ekonomik-demokratik mücadeleyi yürütme görevi sendikaların ve diğer demokratik kitle örgütlerinindir.

EKONOMİK-DEMOKRATİK MÜCADELE VE SİYASİ PARTİ

1960lı ve 19701i yıllarda yaygın ve sorgulanmayan bir kabul vardı: Siyasi parü siyasi mücadeleyi yürütür; ekonomik-demokratik mücadeleyi yürütme görevi sendikaların ve diğer demokratik kitle örgütlerinindir.

Sendikalar ve işçi sınıfı partileri ilk ortaya çıktığında aralarında böyle bir işbölümü yoktu. Türkiye tarihinde de fiilen sendikacılık yapan siyasi partiler oldu.

İŞÇİLERİN SORUNLARI HANGİ ARAÇLA ÇÖZÜLECEK

Günümüzde sık sık karşılaştığımız sorular şunlar:
(1) Günümüzde işçi sendikalan, düzenin karşılarına çıkardığı ve giderek derinleşen sorunlarla baş etmede yeterli mi?
(2)Yeterli değilse, bu sendikaların bu görevleri yerine getirecek biçimde değiştirilmesi ve dönüştürülmesi mümkün mü?
(3) Eğer değilse, ne yapılmalı; yeni sendikalar mı kurmalı, dernekleşmeye mi gidilmeli, siyasi partilerin görevleri zenginleştirilmeli mi?

SENDİKALAR YETERSİZ

Türkiye iktisadi ve siyasi olarak fırtınalı bir döneme girdi. Fırtına daha da şiddetlenecek.

Mevcut işçi sendikalarının çoğu ise fırtınalı dönemlerin değil, sakin denizlerin örgütleri durumunda. Çoğunun örgütsel yapılan zayıf. Sendikalann çoğunda tabandaki insanların sendika yönetimlerine güveni yok. Bazı sendikalarda yöneticilerin bir bölümü ancak işverenlerle (hükümet veya özel sektör işvereni) yakın ilişki içinde olarak yerlerini koruyabiliyor. Birçok sendikada antidemokratik uygulamalar 2012 Kasım’ında yürürlüğe giren yeni kanunla daha da artmış durumda. Sendikalar, 13 milyon işçinin yalnızca 1.4 milyonunu üye kaydedebilmiş ve bu üyelerin bir bölümü de göstermelik. Gerçek sendikalaşma oranı yaklaşık yüzde 8-9. Özetle; mevcut işçi sendikalarının büyük bölümü, içinde yaşadığımız dönemin görevlerini yerine getirebilecek, işçi sınıfının artan sorunlarına çözüm üretebilecek anlayış, yapı ve güçte değil.

SENDİKALARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ ZOR

Günümüzde işçi sendikalarında genel merkez veya şube düzeyinde yöneticilik yapanların büyük bölümü, son 20 yıllık dönemde göreve geldi. 1989-1995 döneminde işçi sendikalarının ve işçilerin yoğun eylemleri olmuştu. 1995 sonrasında ancak özelleştirilen işyerlerindeki işçiler ve sendikalan eylem yapü. Bir de sosyal güvenlik alanındaki düzenlemelere karşı tepki yaşandı.

Günümüzün sendikal kadrolarının büyük bölümü 1995 sonrasının bu nispi sessizlik döneminde yönetimlere geldi. Ayrıca birçok sendikada yöneticiler işçilerden koptu. Yüksek aylıklar, kanundışı hizmet ödenekleri, yolsuzluklar ve israf yaygınlaştı. Sınıfından kopan bu yöneticilerin yeniden sınıf mücadelesine ve vatan mücadelesine ikna edilmeleri kolay değil. Aynca 2012 yılında kabul edilen Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, genel merkeze muhalefet eden sendikacıların tasfiyesini kolaylaştırdı. Hükümetlerin maşası veya işverenlerin kuklası olmuş sendika yöneticilerini dönüştürmek veya böylesi sendikalarda demokratik yollardan yönetime gelmek neredeyse olanaksızdır.

YENİ ARAÇLARDAN DA YARARLANILMALI

Yeni sendikalar kurmak bir seçenek olabilir. Ancak kolay değildir.

İşçilerin dernekler aracılığıyla örgütlenmesi bazı açılardan işe yarayabilir; ancak yeterli değildir.

Bu durumda siyasi partinin işçi ve sendika çalışmalannı güçlendirmesi, işçileri doğrudan partiye kazanmaya yönelik çalışmalara girmesi önem kazanmaktadır.

Siyasi partinin ekonomik-demokratik mücadeleye doğrudan katılımı, mümkün olduğu kadar çok işçiyi partiye üye yapıp onların mücadelesini yönlendirmesi gündemdeki görevdir. Vatan savunması ve sınıf mücadelesi böyle bütünleştirilebilir.

DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.