2014, büyümenin düştüğü, işsizliğin arttığı, AKP hükümetinin çok övündüğü "ekonomide başarı" hikâyesinin darbe aldığı bir yıl oldu. Büyüme oranı hızla aşağı inerken, işsizlik yeniden çift haneye yükseldi.
Resmi rakamlara göre 3 milyon insan işsiz gezerken, iş bulan ya da mevcut işinde çalışmaya devam eden emekçilerin yaşam koşullarında ise kayda değer bir iyileşme olmadı, ülke çalışan yoksullar cehennemine döndü. Asgari ücretin 891 TT olduğu ülkede açlık sınırı 1283 TL, yoksulluk sınırı 4057 TL..
Yüzlerce emekçi ise iş cinayetlerinde canını kaybetti. Borsada işlem gören 148 şirket ise yılın ilk dokuz ayında 5 milyar TL kâr etti. Yüzde 10’larda seyreden hayat pahalılığı emekçi kesimleri ezmeye devam etti. Talan ekonomisinin, neoliberal nizamın bir unsuru olan özelleştirme cephesinde ise AKP hükümeti elinden geleni yapmasına karşın, özelleştirme uygulamaları bu sene için 6 milyar dolar seviyesinde kaldı, bu rakam 2013 yılında 12.5 milyar dolar düzeyinde idi.
2004-2014 arasında AKP hükümeti 57 milyar dolara yakın özelleştirme gerçekleştirdi. Ekonomik konjonktür, bölgede yaşanan jeopolitik gerilimler 2015 yılı için beraberinde belirsizlikleri de getiriyor. Dolar 2014 yılının son ayında TL karşısında rekor kırdı Rusya’da yükseldi. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 19.1 oldu.
DİSKAR’a göre ise, Eylül ayı itibari ile geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 17.5, işsiz sayısı ise 5 milyon 549 bin oldu. Yani işgücüne yeni katılan 10 kişiden 3’ü işsiz.
DİSK-AR araştırmasına göre, her dört issizden biri yükseköğretim mezunu, yüksek öğretim mezunlarında işsiz sayısı 769 bine ulaştı. Hükümetin 2014 ve 2015 yılları için işsizlik oranı tahmini sırası ile %9.6 ve %9.5. Enflasyon: Yıllık enlasyon oranı Kasım ayında %9.15’e yükseldi.
Yoksul kesimlerin harcamalarının büyük bir kısmını oluşturan gıda harcamalarında ise yıllık fiyat artışı % 14.37, ulaştırmada %5.1, giyimde %7.7, konutta % 7.64 olarak gerçekleşti. Hükümetin 2014 yılı için resmi enflasyon hedefi yüzde 5, ancak Orta Vadeli Program’da 2014 sonu için TÜFE tahminini % 9.4’e revize etmişti. 2015 yılı için hükümetin enflasyon tahmini ise %6.3.
Cari işlemler açığı: Merkez Bankası verilerine göre cari işlemler açığı Ocak-Ekim döneminde 33.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2013 yılının aynı döneminde cari işlemler açığı 52.5 milyar dolar seviyesindeydi. Cari açıktaki iyileşmenin ardındaki ana nedenlerden bir tanesi ekonomideki yavaşlama nedeniyle ithalatın gerilemesi.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi halinde cari işlemler açığı 2015 yılında da gerilemeye devam edebilir. Ancak, açığın genelde "sıcak para" yaşanan çalkantı, Türkiye’de Cemaat operasyonları "yatırımcılar" için siyasi risk olarak algılanınca ve bu faktörler birleşince TL hızla değer kaybetti. 2015 seçim yılı, yani siyasi gerginliklerin artacağı bir döneme giriyoruz. Siyaset ekonomi için belirleyici olmaya devam edecek.
Ekonomide ne oldu?
Büyüme: 2015 yılının ilk dokuz ayında Türkiye ekonomisi geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 2.8 büyüdü. Büyüme üçüncü çeyrekte % 1.7’ye geriledi. Birinci ve ikinci çeyrekte büyüme oranları sırası ile %4.8 ve %2.2 olmuştu.
Hükümet, Orta Vadeli Programda 2014 yılı için büyüme tahminini yüzde 3.3’e çekerken, 2015 yılı için büyüme tahminini yüzde 4’e revize etti. Ekonomi 2013 yılında yüzde 4.1 büyümüştü.
İşsizlik: "Resmi" işsizlik oranı Eylül ayında 10.5’e, resmi işsiz sayısı ise 3.06 milyona ile finanse edilmesi kırılganlığın devam etmesi anlamına geliyor. Reformlar: 2014 yılı başlangıcında açıklanan 10. Kalkınma Planı ile neredeyse hiç bir farklılık taşımayan Ekonomide Dönüşüm Programı Üretim ve verimlilik, tasarruf, İstanbul Finans Merkezi gibi başlıklar içeriyor olmasına rağmen uygulanabilir bir eylem olmadı.
AKP’nin en sıklıkla kullandığı Türkiye 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girecek sözleri masal oldu. Türkiye, 2014 yılı sonuçlarında iki sıra birden gerileyerek 19. ekonomi oldu.