Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
16 Mayıs 2017
EKONOMİDE DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ

Türkiye 97 yıldır siyasi ve ekonomik sorunlar yaşıyor. Bu yolla milletlerin hayatında siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarı sağlam bir zemine oturtmanın asırlar sürdüğünü de görebiliyoruz. Siyasilerin iyi niyetine bağlı olarak bazı ülkelerde bu süre daha da kısalabilir. Söz gelimi Güney Kore bu anlamda daha şanslı bir ülkedir.

EKONOMİDE DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ

Türkiye 97 yıldır siyasi ve ekonomik sorunlar yaşıyor. Bu yolla milletlerin hayatında siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarı sağlam bir zemine oturtmanın  asırlar sürdüğünü de görebiliyoruz. Siyasilerin iyi niyetine bağlı olarak bazı ülkelerde bu süre daha da kısalabilir. Söz gelimi Güney Kore bu anlamda daha şanslı bir ülkedir.

14 Mayıs 1950 tarihi, Türkiye’de tek parti döneminin kapandığı ve çok partili döneme geçişin yaşandığı, seçim tarihidir. Bu geçişte birçok faktör etkili  olmakla birlikte İsmet İnönü’nün iyi niyeti yadsınamaz öneme sahiptir.

1950-1960 Demokrat Parti iktidarının özellikle 1954 sonrası siyasi çalkantılarla geçti. Ancak aynı zamanda ekonomik sorunlar da bir o kadar arttı ve sonunda Türkiye dış borç iflasına gitti.

Demokrat Parti döneminde ekonomide üç fahiş hata yapılmıştır:

Birisi, fiyatlarda narh konulmasıdır. İkincisi liberasyon uygulamasıdır, üçüncüsü ise bir sonuç olarak, geçmişte ve bugüne kadar ilk defa 1958 yılında dış borçlarımız için Moratoryum ilan edilmesidir.

1- Fiyat kontrolünün önemli iki ayağı,1956’da ithal malları fiyat kontrolü  dairesinin kurulması ve daha da önemlisi de Millî Korunma Kanunu’nun uygulamaya konulmasıdır. Bu yasanın amacı piyasaları daha iyi denetlemek, stokçuları ve karaborsacıları şiddetle cezalandırmaktır. Bu müdahale ters çalıştı ve karaborsa arttı.

2- DP, 1950’den itibaren ithalatta liberalleşmeye gitti. 1954 yılına kadar, ithalat yapmak isteyenler Merkez Bankası’na Türk Lirası yatırıyor, buna karşılık Merkez Bankası da döviz transfer ediyordu. Bu şekilde ithalat için verilen bu devlet garantisinin de etkisiyle, ithalat arttı. Aşağıdaki tablodan anlaşılacağı gibi, dış ticaret açıkları arttı. Altın ve döviz rezervlerini kullanan Türkiye, bu borçları yurt dışına aktarmakta zorlanmaya başladı. Bu durumda ithalatın kısıtlanacağını düşünen ithalatçılar, ithalatlarını hızlandırarak, dış ticaret açığının daha çok artmasına neden oldular. Türkiye 1952 yılında döviz taahhütlerini yerine getirememeye başladı. 22 Eylül 1952’de liberasyon sisteminden vazgeçildi.

3- 4 Ağustos 1958 tarihinde ”iktisadi istikrar tedbirleri” adı altında IMF’nin de baskısı ile istikrar programı yapıldı. Bu program çerçevesinde Türkiye’nin en yüksek oranlı devalüasyonu yapıldı. Bir dolar 280 kuruştan 900 kuruşa çıkarıldı.

Devalüasyonu ihracattaki tıkanıklığa kısmen faydalı oldu. Ancak TL’nin değer kaybı nedeniyle ithal mallarının fiyatı arttı. İthal mallarında darlıklar ve fiyat yükselmeleri oldu. Bu nedenle iç fiyatlar arttı. 1958 yılında enflasyon oranı yüzde 14.3 ve 1959 yılında 19.9 oldu.

Bu dönemden kalan ithalat borçları, 1959 yılındaki istikrar programı ile taahhüt edildi ve buna ilişkin olarak da aynı yıl Paris’te bir anlaşma imzalandı. 1950-1960 döneminde 3,389 milyar dolar ödemesi yapılmış olan bu borçların 1960 yılı bakiyesi 376,6 milyon dolardır. Vadesi geldiği halde ödenmemiş bu borçlara ”Ariyere Borçlar” denilmiştir.

Türkiye için iktisat politikaları, gelen siyasi iktidarın ideolojik anlayışına göre değil, Türkiye şartlarına ve ekonomik konjonktüre göre  şekillenebilseydi, Türkiye’nin fert başına geliri, Güney Kore’den daha yüksek olurdu. Zira ellili yıllarda zaten daha yüksekti.

DİĞER HABERLER
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?

FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!
FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!

Bizler, yani kamuoyu, enflasyonda buzdağının su üstündeki kısmını görürüz. Merkez Bankası ise suyun altında kalan kısmı da görür, görmelidir, zaten gördüğünü de dile getiriyor.