Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ile birlikte 156 ülkede 200 milyon işçiyi temsil eden 10 uluslararası işçi örgütü, 21-22 Haziran günlerini Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine dikket çekmek için eylem günü ilan etti. Bu iki günde Avrupa ve dünyanın çeşitli yerlerindeki Türkiye’nin diplomatik temsilcilikleri önünde eylemler yapılacak. Güney Kore ve Brezilya’da ise Türkiye’ye biber gazı satan firmalar protesto edilecek. 

 

Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) dün Hava-İş Sendikası’nm grev alanına gelerek, Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Platformun Dönem Sözcüsü ve Kristal-İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş yaptığı açıklamada, "Şiddete, baskıya ve zorbalığa karşı yaşasın uluslararası dayanışma!" diyerek, uluslararası emek örgütlerine seslendi. 

 

Çetintaş, AKP’nin son 20 günde Türkiye’yi yangın yerine çevirdiğini belirterek, "Barışçı ve demokratik gösteri hakkını kullananların üzerine polis ve jandarma kuvvetlerini göndererek, ezmeye çalıştı. Türk-is eleştirildi Otellere, evlere ve hastanelere biber gazları atıldı. İnsanlar yerlerde sürüklenerek ve darp edilerek gözaltına alındı. Bu şiddet ortamında biri doğrudan kurşunla olmak üzere dört insan yaşamını yitirdi. 59’u ağır olmak üzere 8 bin kişi yaralı. Ağır yaralılardan altısının hayati tehlikesi devam ediyor. 11 kişi ise gözünü kaybetti" dedi. 

 

Bu tablonun sözün bittiği yer olduğunu ifade eden Çetintaş, Hükümet’in yaşananlardan birinci derece sorumlu olduğunu ve tüm dünyanın da bunu görerek hükümeti eleştirdiğini dile getirdi. Çetintaş, "Türk-İş’in de üyesi olduğunu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu, Hükümet’e yönelik eleştirileri dile getirip uluslararası eylem günü kararı alırken, Türk-İş Yönetimi hükümetin kolu kanadı altında beslenip büyüyen işveren örgütleriyle ve yandaşlığı emek örgütü kimliğinin önünde duran Hak-iş ve MemurSen ile birlikte gazetelere ilan verip, Hükümet’in iddialarını tekrarladı" yorumunu yaptı. 

 

Hak-İş ise bir basın açıklaması yaparak Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)’un üyesi olduklarını ve Konfederasyo’nun böyle bir kararı olmadığını iddia etti. SGBP de yazılı bir açıklama yaparak iddialara yanıt verdi. 

 

Açıklamada, ITUC’un ve diğer uluslararası emek örgütlerinin ortak imzaladığı karar metnine ve ITUC Genel SEKRETERİ’nin konuya ilişkin olarak gönderdiği e-postaya yer vererek, Hak-İş’in iddialarını çürüttü. 

 

SGBP, uluslararası emek örgütlerinin Türkiye ile dayanışma günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında taleplerini yeniden sıraladı. SGBP’nin talepleri şöyle: 

 

"Sivil eylemlere yönelik polis şiddeti durdurulmalı, polis cadı avına son vermelidir. Halka uygulanan şiddetin sorumluları hesap vermeli. Binlerce kişinin yaralanmasına yol açan, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Mustafa Sarı’nın ölümünden sorumlu olanlar yargılanmalılar. Gözaltına alınanlar ve tutuklananlar yargılanmalıdır. Gözaltına alınanlar ve tutuklananlar serbest bırakılmalıdır. Toplantı ve gösteri yasakları kaldırılmalı, herkesin özgürce kendini ifade etmesinin önü açılmalıdır. THY’de süren grevi kırmak için sergilenen tutumdan vazgeçilmeli. Sendika ile masada toplu iş sözleşmesi bitirilmeli, haksız biçimde işinden edilen 305 çalışan işe geri alınmalıdır.