Türkiye´nin en fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu Türk-iş, 8-11 Aralık tarihlerinde 21. Olağan Genel Kurulu´nu topluyor. Artık, AKP Hükümeti´nin arka bahçesi değil ön bahçesi olduğu suçlamalarının hedefinde olan Türk-iş´te, bir yandan da 10 sendikanın başlattığı muhalefet hareketi sürüyor. Geçen 4 yılda Türk-İş´te neler yaşandığını, hangi tartışmaların yapıldığını hatırlattık; işçilere ve sendikacılara nasıl bir Türk-iş yönetimi istediklerini sorduk.

Türkiye’nin en fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu Türkiş 8-11 Aralık tarihleri arasında 21. Olağan Genel Kurulu’nu topluyor. AKP Hükümeti’nin arka bahçesi değil artık ön bahçesi olduğu suçlamalarının hedefinde olan Türk-iş’te, bir yandan da 10 sendikanın başlattığı bir muhalefet hareketi sürüyor.
Muhalefetin kalkış noktası ise geçen 4 yıllık süreçte yaşananlar, işçilerin ve emekçilerin haklarına yönelik saldırılar karşısında Türk-İş yönetiminin aldığı daha doğrusu almadığı tutum. Emeklilik yaşından, asgari ücrete, örgütlenme mücadelelerinden özelleştirmelere kadar her yaşanan da Türk-İş yönetimi hedefte oldu. Biz de, dosyamızla geçen 4 yıllık süreçte neler yaşandığını, hangi tartışmalar yapıldığını hatırlattık; işçilere ve sendikacılara nasıl bir Türk-İş yönetimi istediklerini sorduk. ."

Türk-İş şu anki yönetimi ilk yönetime geldiğinde "AKP’nin listesi seçildi" yorumlarıyla iş başı yaptı. Arka bahçe ve uzlaşmacı sendikacılığın hakim olduğu bir anlayışın yönetime geldiği tartişmalan arasında bu yönetim en önemli sınavını Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortasıyla (SSGSS) verdi. Emeklilik yaşının ve prim gün sayısının yükseltilmesinden, sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesi gibi konuları içeren yasa her kesimin tepkisini çekiyordu ve gözler en fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu Türk-İş’teydi.
AKP Hükümeti Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasası ile herkes için bütün sağlık hizmetlerini paralı hale getirmeyi, emeklilik yaşını yükseltmeyi, prim gün sayısını 9 bin güne çıkarmayı, gazetecilerin yıpranma payını kaldırarak emekli maaşlarında yüzde 23 ile yüzde 33 arasında azaltmayı, prim ödemeyenin sağlık hakkından yararlanmamasını, katılım payı ödenmesini istiyordu. Hükümetin bu saldırı planlarına karşısında ise Türk-İş yönetiminin sessizliği dikkat çekiyordu. 6 Nisan’da Türk-İş’e rağmen üye sendikalar İSGSS mitingine katıldı.
Türk-İş’e bağlı sendikalar, şubelerde katılmaya başlayınca Türk-İş’te AKP il binaları önlerine yürüyüşler, merkezi yerlerde eylemler yapmak zorunda kaldı. Türk-lş içinde şubeler işyeri eylemleri, bölgesel eylemler yaparak yasanın,jptalini istediler. Ama her üç konfederasyon ortak büyük bir mitirtg örgütleyemedi.

11 SENDİKA TÜRK-İŞ’TEN AYRILDI
SSGSS’ye karşı Türk-İş yönetiminin sessizliği ve merkezi güçlü eylemler örgütlenmemesi bağlı sendikaları sokaklara taşırdı. Herkese Sağlık Güvenlik Gelecek Platformunun 6 Nisan 2008 yılında Kadıköy İskele meydanında yaptığı mitinge Türk-İş’e bağlı 11 sendika genel merkezi de katıldı. Türk-İş’in "Mitinge katılmayacağız" açıklamalarına rağmen Petrol-İş, Tez Koop-İş, Harb-İş, Deri-İş, Haber-Iş, Yol-İş, TÜMTİS, Basın-İş, Selüloz-İş, Hava-İş ve Belediye-İş sendikaları mitinge kitsel katılarak, SSGSS’nin geri çekilmesini talep etti. Bağlı sendikalarından bu kadar güçlü bir ses çıkmasına rağmen Türk-İş’teki sessizlik miting sonrasında da devam etti. AKP Hükümeti SSGSS’yi yeniden tartışabileceklerini söylemesi, işçiler, sendikalar içinde umutlu bir havaya girilmesine neden olsa da hükümet son dakika golüyle yasayı meclisten geçirdi. Türk-İş yönetimi ise bu kez yasanın Cumhurbaşkanından döneceği umudu ile üyelerini oyalamayı sürdürdü.

TÜRK-İŞ ÜZÜLDÜ
Cumhurbaşkanının yasayı onaylamasının ardından Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu yaptığı yazılı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün, emeklilik yaşının 65’e yükseltilmesi, emekli aylıklarının hesaplanmasında kullanılan güncelleme katsayısı ile aylık bağlama oranının düşürülmesi ile fiili hizmet zammından yararlanan bazı sigortalıların bu haklarının elinden alınması başta olmak üzere bazı maddeleri nedeniyle toplumun kaygı duyduğu ve hassasiyet gösterdiği hükümleri içeren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nı onaylaması, Türk-İş topluluğu tarafından üzüntüyle karşılanmıştır" demişti.

TURK-İŞ İLK KEZ EVET DEDİ
Hükümet ve patronlar ile aynı masaya oturup milyonlarca işçinin asgari ücretini belirleyen Türk-İş tarihinde ilk kez asgari ücret tespit komisyonunda çıkan rakama ‘evet’ dedi. 2007 genel kurulundaki arka bahçe tartışmalarının hemen ardından asgari ücret tespit komisyonuna giden Türk-İş günlük 55 Ykr’lik zammı kabul etti. Türk-İş adına konuşan Genel Sekreter Mustafa Türkel, oybirliğinin önemine değinerek, asgari ücrete ilişkin çekinceleri olduğunu da savundu. Asgari ücretin, asgari geçim indirimi ile geldiği noktayı görmezden gelemeyeceklerini savunan ve bundan dolayı Bakana teşekkür de eden Türkel, uzlaşma ile belirledikleri rakamın hala açlık sınırının altında belirlenmesini doğru bulmadıklarını ileri sürdü. Bu kadar ciddi bir saldırı karşısında sadece yazılı açıklama yapması da sendikaların ciddi tepkilerine neden olmuştu.

TÜRK-İŞ SON GÜNDE ÇARK ETTİ
SSGSS’de bağlı sendikaları ile arası açılan Türk-İş yönetimi durumu toparlamak için 2008 1 Mayıs’m Taksim’de kutlanması için DİSK ve KESK ile birlikte hareket etmeye başladı. Her üç konfederasyonun genel sekreterleri 1 Mayıs 2008’in Taksim’de kutlanmasını örgütlemek üzere görevlendirildiler. "Bizler ülkemizin emek örgütleri Türk-İş, DİSK ve KESK olarak 1 Mayıs 2008’de sosyal adalet, eşitlik, bağımsızlık, özgürlük, barış ve demokrasi için 1 Mayıs 2008 Taksim’deyiz" sloganları ile açıklamalarını yaptılar. İlk açıklamanın ardından yapılan bütün basın toplantılarda ortam biraz daha gerildi. Konfederasyonların "Taksime çıkacağız" açıklamalarının ardından İstanbul Valisi Muhammer Güler "İzin vermeyeceğiz" açıklaması yaptı. Konfederasyon başkanları Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşseler de sonuç değişmedi. AKP Hükümetininde işçilerin Taksim’e çıkmasına sıcak bakmaması üzerine Türk-İş 30 Nisan’da yazılı bir açıklama yaptı. Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu imzası ile yayınlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Hükümetin yaklaşımı, Taksim alanındaki kutlamalara ilişkin yoğun provokasyon endişesi içermektedir. Hükümet, Taksim Alanının bizlerin istediği biçimde kutlamalara açılamayacağını kesin bir dille ifade etmekte, ısrarların sürmesi halinde güvenlik güçleri ile emekçilerin karşı karşıya geleceği açıkça belirtilmektedir. Türk-İş, açıkça ifade edilen endişelerin göz ardı edilerek Taksim’e gidilmesinin 1 Mayıs’m kutlama ruhuna uygun olmayacağını düşünmektedir. Türk-İş Yönetim Kurulu, 1 Mayıs’ta Taksim’de olmak isteyen sendikalarımızın bu kararına saygı duymaktadır. Türk-İş Yönetim Kurulu ile Türk-İş’e bağlı bazı sendikalarımızın yöneticileri de 1 Mayıs 2008’de Valilikçe izin verilen sınırlar içinde Kazancı Yokuşu ve Taksim Anıtına çelenk koyacak, saygı duruşunda bulunacaktır. Ancak, Türk-İş Yönetim Kurulu, Taksim Alanında kitlesel bir kutlama için İstanbul Valiliğince izin verilmemesi nedeniyle ülkemizin içinde bulunduğu gergin ortamı da dikkate alarak Türk-İş topluluğunu 1 Mayıs’ta Taksim’e davet etmeyi, temsil ettiği kitlenin güvenliği ve sendikal özerklik açısından gerekli görmemektedir."

TÜRK-İŞ GENEL SEKRETERİNİ ORTADA BIRAKTI
Türk-İş’in bu açıklaması bir çok sendikanın tepkisi ile karşılaştı. Türk-İş’in bu açıklamasına rağmen başta Türk-İş Genel SEKRETERİ Mustafa Türkel olmak üzere bağlı bir çok sendika genel merkezi üyeleriyle birlikte Taksim’e çıkmak için 1 Mayıs’ta Osmanbey’de toplantılar. 1 Mayıs günü polisin müdahalesi ise çok sert oldu. İstanbul genelinde 530 kişi gözaltına alındı, 38 kişi yaralandı. Türk-İş konfederasyonunun genel sekreterinin arkasında durmaması Mustafa Türkel ile yönetim arasına örülen ilk duvar oldu. Türkel’i istifaya götüren sürecin başlangıcı da bu oldu. 1 Mayıs 2008’in bilançosu ise şöyleydi:
Polisin attığı gaz bombalarından DİSK Genel Merkezinin yanı sıra Şişli Etfal Hastanesi de etkilendi. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, DİSK’in içine girip gaz bombası atıldığını söyledi. Özpolat, "İnsanın nefesi kesiliyordu. İnsanlara bu kadar acımasız davranılmaz" dedi.
Polis hastanenin acil servisine de gaz bombası attı. Hastanenin acil bölümündekiler gazdan etkilendi. Okmeydanında 19 yaşındaki Burhan Gül isimli bir genç başından plastik mermiyle vurularak yaralandı.

Yarın-.Tekel direnişi ve 26 Mayıs grev kararı