Türk lirasının 15 Temmuz sonrasında dolar karşısında yüzde 18 oranında değer kaybetmesi ekonomideki dolarizasyona karşı halkı uyandırdı. Başta kamu kurumları olmak üzere dövizle yapılan sözleşmeler TL’ye çevrilirken, siyasiler de vatandaşları dolar bozdurmaya çağırdı. Ancak buna karşın ekonominin milli gelirin yüzde 45’lerine ulaşan oranda net dış kaynağa bağımlılığının yarattığı kırılganlık nedeniyle dolar kuru 3.50 TL düzeyinde tutundu.
EKONOMİYE ZARAR
“Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” nedeniyle bir açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise, dolardaki yükselişin ülke ekonomisine zarar verir hale geldiğini belirterek, TL güçlendirilmesi, ekonominin dolarizasyondan kurtarılması gerektiğini söyledi. Bayraktar açıklamasında, “Yapmamız gereken belli doların etkisini azaltmak için ‘yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı’ sloganını yeniden hayata geçirmeli, bir ürünün yerlisi varsa hepimiz onu tüketmeli, kullanmalıyız” çağrısı yaptı.
İTHAL TÜKETİM 23 MİLYAR
TÜİK’in yayımladığı dış ticaret istatistiklerine baktığımızda Türkiye yılın ilk 10 ayında 163 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Bu ithalatın 29.8 milyarı sermaye/yatırım malı, 109.9 milyarı hammadde/ara mallardan oluşuyor. Diğer yandan 23 milyar dolarlık da tüketim malı ithaaltı yapılmış. Özellikle tüketim mallarına odaklandığımızda bunun; 7.8 milyarı otomobil, 2.7 milyarı dayanıklı tüketim malı, 4.9 milyarı yarı dayanıklı tüketim malı, 4.3 milyarı dayanıksız tüketim malı, 886 milyon esası yiyecek-içecek olan işlenmemiş ve 1.4 milyar işlenmiş tüketim malı ve 590 milyon doları da motor benzini, hafif yağlar olarak sıralanıyor. Alt kalemlere baktığımızda 4.3 milyar dolarlık tahıl ve bitkisel ürün ithalatı ise ayrıca dikkat çekiyor. Türkiye aynı dönemde 192 milyon dolarlık işlenmiş sebze ve meyve ithal etmiş. Ayçiçeği, zeytinyağı ve mısır üretimi olan ülkemiz 1.6 milyar dolarlık bitkisel ve hayvansal yağ ithal etmiş.
ÇİFTÇİYE DARBE VURMAYIN!
Bu tabloyu gören TZOB Başkanı Bayraktar açıklamasında, şunları kaydetti: “Hepimiz ithal ürün özentisinden vazgeçmeli, Türkiye’de üretilen ürünlere yönelmeliyiz. Ülkemizde her şey üretiliyor. Unutmayalım, ithal ürün tercih ettiğimizde kendi çiftçimiz, üreticimiz yerine başka ülkelerin çiftçisine, üreticisine kazandırıyoruz. Tarımda iyi bir planlamayla ithalatı yarı yarıya azaltırız. Kahve, kakao gibi ürünleri Türkiye’de yetiştiremeyiz ama ithal ettiğimiz çoğu ürünü ülkemizde rahatlıkla üretiriz. Vatandaşlar olarak ne kadar çok yerli ürün kullanırsak, o kadar az ithalat yapar, dolara ihtiyacımızı o kadar çok azaltırız. Çiftçimiz, gecesini gündüzüne katarak, yaz kış, yağmur çamur demeden her türlü ürünü yetiştiriyor. Bu ürünler, ithal ürünlerden çok daha doğal ve lezzetli.”
GİRDİLER ZARAR YAZDIRIYOR
Doların yükselmesinin, tarıma da zarar verdiğini anlatan Bayraktar, “Mazotun ham maddesi petrolün neredeyse yüzde 93’ü ithal ediliyor. Gübre ham maddesinin neredeyse tamamı ithal, önemli miktarda gübre ithalatımız da var. Gübre üretiminde kullanılan doğalgazın yüzde 99’unu ithal ediyoruz. Tarım ilaçlarının önemli bir bölümünü ithal ediyoruz. Elektrik kullanıyoruz. Yine elektriğin yarıya yakını ithal doğalgazla üretiliyor. Bütün bunların fiyatları dolara endeksli. Dolar artıkça bütün bu ürünlerin fiyatları etkilenecek” diye konuştu.