Hükümet, gizlice hazırladığı kanun tasarısını Bakanlar Kurulu´na imzalattı. Tasarı yasalaşırsa Özel İstihdam Bürosu adıyla kurulan şirketler, işçileri köle gibi pazarlayabilecek.

Hükümet, gizlice hazırladığı kanun tasarısını Bakanlar Kurulu’na imzalattı. Tasarı yasalaşırsa Özel İstihdam Bürosu adıyla kurulan şirketler, işçileri köle gibi pazarlayabilecek.
İşçi sınıfını hücrelerine kadar parçalayacak, sınıf kavramını tarumar edecek tasarıdır bu. İradesini köle taciri şirkete verecek olan işçinin, hem işçi kardeşleriyle bağı koparılıyor, hem sömürüye karşı mücadele olanağını kaybediyor, hem de sendikalaşması imkansızlaşıyor.
Özel şirketlerin taşeronlannda çalışan işçilerin sahip oldukları hakları bile ortadan kaldıracak tasarıdır bu. Bu kölelik planının öyküsü 2003 yılına kadar uzanır. AKP hükümeti 2003te, 4857 sayılı İş Kanununun 7. Maddesine, "geçici iş ilişkisini" yerleştirmişti. İşçinin, holding ya da şirketler topluluğuna bağlı bir şirkete ya da dışarıdaki bir şirkete 6 ay süreyle kiralanması kanunuydu bu. Köle ticaretinin ilk adımı buydu.
İkinci adım yine 2003 yılında İŞKUR yasasını değiştirmek oldu, özel şirketlerin İŞKUR’un görevini yapması sağlandı. Ardından Özel İstihdam Büroları Yönetmeliği yayınladı, köle tüccarlığı yapacak şirket kurulabilmesi sağlandı. O güne kadar İŞKUR, işçiye iş bulduktan sonra işveren ile işçinin arasından çekiliyordu. Oysa işçi kiralama büroları, ellerindeki işçiyi kiralayacak işverenle pazarlığı kendileri yapacak, işverenden parayı kendileri alacak, ne kadar aldıklarını söylemeden, işçiyle yaptıkları anlaşmaya göre ancak bir kısmını verecekti.
Yeni durumda işçi, hem kiralayan şirketi, hem çalıştığı işvereni zengin edecek, ama kiralandığı zaman yaptığı sözleşmesinden başka hiçbir hak talep edemeyecekti. Bütün iradesini köle tüccarı şirkete teslim etmiş olacaktı. İŞKUR’a yayınlatılan bu yönetmelik, Cumhuriyetin İş ve İşçi Bulma Kurumunun idam fermanıydı.
İş bulma yetkisi özel şirketlere devrediliyordu. Devletin "işçiye sahip çık” diye görevlendirdiği İŞKUR ise kölelik merkezlerini onaylama görevlisi yapılıyordu. Üçüncü adım, Özel İstihdam Bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesiydi. Bu amaçla hazırlanan yasa 2009’da Meclisten geçirildi. Ama ‘eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve işçiyi korumadığı" gerekçesiyle Cumhurbaşkanı tarafından veto edildi.
O günden beri, köle tüccan bürolar kanun çıksın diye sıkıştırıyordu. AKP, köle tüccarlarının formüllerini 2011’de sistemleştirdi, Ulusal İstihdam Stratejisi adını verdi. Taşeron sistemi, esnek çalışma, kiralık işçi büroları ve işverenlerin sırtından kıdem tazminatı yükünü kaldırmak, ‘işsizliği önlemenin stratejik planı" diye ilan edildi. Şu anda 351 köle tüccarı şirket faal durumda. Yasanın çıkmasını bekliyorlar.
İşte şimdi, yani köleleştirme planının son aşaması, Bakanlar Kurulunun imzası ile Meclise verilmek üzere tasan haline getirildi.
Tasarıya göre,
Köle ticareti yapan şirketler, sadece yurt içinde değil yurt dışına da işçi pazarlayabilecek. 
Emperyalist merkezlerin tüzel kişiliğe sahip köle taciri şirketleri, Türkiye’de faaliyet sürdürebilecek.
Kölelik şirketinin, sözleşme yaptığı işçinin %10’u kadannın ücretini ödememe ya da geciktirme özgürlüğü olacak.
Köle şirketinin yılda iki defa, sözleşme yaptığı işçiye ücretinin altında para verme ya da ücretini zamanında ödememe özgürlüğü olacak.
İŞKUR tarafından yetkilendirilmemiş, ya da yetki için yeterli olmadığı ortaya çıkmış olmasına rağmen bir köle şirketinin. İŞKUR tarafından en son fiilin öğrenildiği tarihten önceki iki yıl içinde 5 defa, yetkisiz olmasına rağmen işçi kiralaması yapması özgürlüğü olacak.
Tasarı, İşçinin iradesini bir şirkete kiralaması yolunu açmaktadır. Çalışacağı yerde ücret ve sosyal haklannı geliştirmek için pazarlık olanağına sahip değildir.
Kölelik şirketinin göndereceği işi beğenmeme şansına sahip değildir.
Hem kölelik şirketi, hem çalıştığı yer tarafından sömürülecektir.
Sendikalaşma, sendikal hakları kullanması mümkün değildir.
İşçi arkadaşlanyla dayanışma olanağı yoktur.
Grev hakkı yoktur.
…
Özetle, Bakanlar Kuruluna imzalatılan ve şubat ayı içinde yasalaştırılması planlanan tasarı, işçi sınıfını köle pazarına çıkarmakta, sendikal hareketi bitirmekte, dayanışma ve işçi sınıfı kavramlarını ortadan kaldırmaktadır. Sendikaların ve işçi önderlerinin dikkatine…