Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
17 Ekim 2020
DEVLETÇİLİK İYİ Mİ, KÖTÜ MÜ?

Kemalist Devrim’in “devletçilik” anlayışının doğru kavranabilmesi için, başka “devletçilik” anlayışlarıyla farkının bilinmesi gerekir.

DEVLETÇİLİK İYİ Mİ, KÖTÜ MÜ?

Kemalist Devrim’in temel dayanaklarından biri, devletçiliktir. Kemalist Devrim’i savunanlardan biriyim. Bu nedenle, Kemalist Devrim’in “devletçilik” anlayışının doğru biçimde kavranmasının da son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Kemalist Devrim’in “devletçilik” anlayışının doğru kavranabilmesi için, başka “devletçilik” anlayışlarıyla farkının bilinmesi gerekir. Yoksa her “devletçilik” veya “kamuculuk” uygulamasını “Kemalist Devrim’in devletçilik anlayışı” sanmak büyük bir yanılgıdır. Ben genel olarak “devletçilik” savunucusu değilim; “Kemalist Devrim’in devletçilik” anlayışının savunucusuyum. 

Peki, başka “devletçilik” anlayışları da mı var?
 
Hem de kaç tane. Eğer bunları bilmeden devletçilik yönünde atılan her adımı alkışlarsanız, yanılma olasılığınız büyüktür. 
 
FARKLI DEVLETÇİLİK ANLAYIŞLARI
 
Atatürk’ün devletçilik anlayışının temelinde bağımsızlık ve milli bütünlük amacı yatar. Amaç yalnızca sanayileşmede veya ekonomik ve toplumsal yaşamın diğer alanlarında devlet/kamu mülkiyetini ve denetimini sağlamak değildir. Amaç, bu yolla bağımsız bir ülke ve Osmanlı’dan devralınan halk kitlesinden bir millet yaratmaktır. Devletçilik, bu amaca ulaşmada kullanılan araçlardan belki de en önemlisidir. 
 
Bir başka devletçilik anlayışı, Almanya’da 19. yüzyılda gündeme gelen “devlet sosyalizmi”nin devletçilik yaklaşımıdır. Benzer bir anlayışa 19. yüzyılın ikinci yarısında Meiji Restorasyonu döneminde Japonya’da da rastlarsınız. “Devlet sosyalizmi”nin devletçiliği, İttihatçıları epeyce etkileyen, Atatürk’ün de geliştirdiği sistemin dayanaklarından yalnızca biri olan bir yaklaşımdır. Bağımsız bir kapitalist gelişmeyi amaçlar. 
 
Sermayedar sınıf da bazı alanlarda “devletçi”dir. Siyasal iktidarı ele geçirdikten sonra, daha başından itibaren, çeşitli nedenlerle, kamuculuğu ve devlet mülkiyetini kullandı. 
 
“Tekelci devlet kapitalizmi” ise emperyalizm döneminde kapitalizmi korumak ve güçlendirmek amacıyla sermayedarların hakimiyeti altındaki devletin ekonomiye çeşitli biçimlerde müdahalesi ve özellikle de İkinci Dünya Savaşı sonrasında “refah devleti” olarak nitelenen çeşitli devletçi uygulamalara girmesidir. Çeşitli özel şirketlerin millileştirilmesi ve devlet mülkiyetine geçirilmesi, özellikle sağlık ve eğitim hizmetlerinde devletçilik, bu anlayışın ürünüdür. 
 
Sosyalist bir düzende devletçiliğin işlevi tümüyle farklıdır; üretim araçları mülkiyetinin ve temel kamu hizmetlerinin devletin eline geçmesi ve sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya doğrultusunda kullanılmasıdır.
 
1960’lı yıllarda pek revaçta olan “kapitalist olmayan yol” anlayışındaki devletçilik ise, sosyalist devletlerin de yardımıyla, azgelişmiş ülkelerin temel ekonomik işlevlerinin devlet tarafından üstlenilmesidir. Buradaki amaç, bir süreç içinde ekonomide devletin payını ve rolünü artırmak ve sosyalist bir düzene geçmektir. 
 
Ayrıca, devlet mülkiyetindeki kuruluşların, özel sektörü desteklemek veya siyasi iktidarlara halk desteği sağlamak amacıyla arpalık olarak kullanılması da söz konusudur. Türkiye’deki devletçiliği anlamada, Atatürk’ün devletçilik anlayışından saparak, özellikle 1960’lı yıllardan itibaren yaygınlaşan bu uygulamayı hatırlamak gerekir. 
 
DEVLETÇİLİK İYİ Mİ?
 
Bu kadar farklı “devletçilik” anlayış ve uygulamalarının olduğu koşullarda, bazı işletmelerin kamu mülkiyetine geçirilmesini değerlendirebilmek kolay değil. 
 
Devletçilik, “silah” gibidir. Silah iyi midir?
 
Silahı hangi amaçla kullandığınıza bağlı. 
 
Silahı, başkalarını ezmek ve sömürmek için kullanıyorsanız, saldırgan bir amacınız söz konusuysa, silah kötüdür. 
 
Silahı, kendinizi savunmak için, ülkenizin bağımsızlığı için kullanıyorsanız, iyidir. 
 
Devletçilik de öyle. Hatta planlı ekonomi de öyle. 
 
Devletçiliği ve planlı ekonomiyi, ülkenizin bağımsızlığı, insanlarınızın büyük çoğunluğunun huzuru, refahı ve mutluluğu için kullanıyorsanız, iyidir. Başka ülkeleri veya kendi ülkenizin halkını ezmek ve sömürmek için kullanıyorsanız, kötüdür.
 
Devletçilik tartışmalarında temel sorun şudur: Devletçilik, sermayedar sınıfın sorunlarını çözmede mi kullanılacak, ülkenin ve halkın geniş kesimlerinin sorunlarını çözmede mi? Özel sektör mü devletin hizmetinde olacak, devlet mi özel sektörün hizmetinde?
 
Önümüzdeki iki yazımda farklı devletçilik anlayış ve uygulamalarını özetleyeceğim. 
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.