13 Nisan 2020
DENİZLİ’NİN TÜTÜN ÜRETİMİ FİLM OLDU, 8 ÖDÜL ALDI, DÜNYACA ÜNLÜ KATALOĞA GİRDİ
Akdeniz Üniversitesi öğrencilerinin Kale’de imece usulü çektiği ‘Saksak: Bir Tütün Belgeseli’ adlı kısa film, Cannes Film Festivali’nde Türkiye kataloğuna girmeye hak kazandı.
Akdeniz Üniversitesi öğrencilerinin Kale’de imece usulü çektiği ‘Saksak: Bir Tütün Belgeseli’ adlı kısa film, Cannes Film Festivali’nde Türkiye kataloğuna girmeye hak kazandı. Tütün tarlalarındaki zorlu ve trajik bir yaşayışı sinemaya aktarma başarısı ülke sınırlarını aştı.
Anadolu’nun binlerce yıllık geçim kaynağı olan, şarkılara, şiirlere ilham veren tütünün, film tadındaki belgeseli uluslar arası başarı kazandı. Ünlü şair Ahmet Arif’in , “…‘Kız saçı’ demiş zeybekler / Su içmez her damardan / Yerini kolay beğenmez / Üşür / Naz eder / Darılır…” dediği tütün, ‘Saksak: Bir Tütün Belgeseli’ isimli belgesel filmle hem 8 ödül aldı, hem de Cannes film festivalinin kataloğuna girdi.
TÜTÜNÜN HİKAYESİ
Akdeniz Üniversitesi öğrencilerinin çektiği ve Turan Kubulay’ın yönettiği ‘Saksak: Bir Tütün Belgeseli’ adlı kısa film Kale’nin Gülbağlık Mahallesi’ndeki tütün üreticilerinin ve işçilerinin çektiği zorlukları beyaz perdeye taşıyor, tütüne emek verenlerin hayatlarını konu alıyor. Filmde; yılın yaklaşık on ayını kaplayan bu üretim sürecinin sosyolojik etkilerinin insan psikolojisine yansıması ele alınıyor. Başta 30 bin lira maliyet belirlenen film, imece usulüyle 3 bin 500 liraya çekildi.
8 ÖDÜL ALDI, KATALOĞA GİRDİ
Bugüne kadar çeşitli festivallerden 8 ödül kazanan ‘Saksak: Bir Tütün Belgeseli’, Cannes Film Festivali’nde Türkiye kataloğuna da girdi. Cannes’dan gelen haberin kendilerini tetiklediğini ifade eden Yönetmen Turan Kubulay, Avrupa ve dünyanın en prestijli festivalinde yer almaktan dolayı mutlu olduklarını dile getirdi.
TÜTÜN EMEKÇİSİNİN BİR GÜNÜ
Gülbağlık Mahallesi’nde çekilen belgeselin çekim sürecini anlatan Kubilay, “Gülbağlık Köyü’ne gittiğimiz ilk günlerde hiç çekim yapmadık, sadece insanlarla konuştuk. Ardından tütün işçiliğinin ilk aşamalarında 7 günlük bir çekim yaptık. Çekimler sırasında orada bizim tasarladığımızdan çok farklı bir dünya olduğunu gördük. Ağustos ayında Gülbağlık’ta ve Tavas ovasında ikinci çekimleri yaptık. Oradaki insanların varlığı bizi çok cezbetti. Kısa filmde aktarmak istediğimiz hala bir grubun hayatlarını tütün üreterek devam ettirmesi ve orada sıkışmışlığıydı.
Tütün, ekiminden hasadına 11 ay süren çok meşakkatli bir iş. Köy halkı tatil yapamadan sürdürdükleri bu kısır döngüde aile üyeleriyle birlikte gece gündüz çalışıyor. Bu drama yaz aylarında mevsimlik işçiler de dahil oluyor. Tütün dünyanın her yerinde politik bir konu olmuştur. Ama biz temelinde insan olan bir film yapmak istedik. Uzun ve meşakkatli tütün üretimi sürecini tütün işçisinin bir günüymüş gibi belgeselde vermek istedik” dedi.
