DEMİRYOLLARI VE 23 MART LÜLEBURGAZ MİTİNGİ
KP, limanlar, enerji sektörü, TÜPRAŞ, TEKEL, Sümerbanklar, SEKA´lar, TELEKOM, ERDEMİR, Bankalar, deniz işletmeciliği, otoyollar ve köprülerden sonra, şimdi de Demiryollarını satmaya çalışıyor. Satarken, TCDD adını değiştirip TürkTren yapacaklarmış.
AKP, limanlar, enerji sektörü, TÜPRAŞ, TEKEL, Sümerbanklar, SEKA’lar, TELEKOM, ERDEMİR, Bankalar, deniz işletmeciliği, otoyollar ve köprülerden sonra, şimdi de Demiryollarını satmaya çalışıyor. Satarken, TCDD adını değiştirip TürkTren yapacaklarmış.
Türk Telekom adını İngilizlere satmaları gibi… Demiryolları, sadece halkçılığın ve devletçiliğin en önemli simgelerinden değil, ulusal bağımsızlığın ve milli ekonominin temel taşlarından. Demiryollarının öyküsü, Reji idaresindeki tütüne benzer. Reji idaresinin adı "Memalik-i Şahane Duhanları Müşterekül Menfaa Reji Şirketi". Türk tütününü yabancılara veren Osmanlı hanedanı, 20 binden fazla tütün üreticisi köylümüzü katleden idareye"Müşterek-ül Menfaa İnhisan Duhanı Devlet-i Aliye-i Osmaniye" diyordu.
İşgalci katiller sürüsünün adı ne kadarda şatafatlı değil mi? Kurtuluş Savaşı, sadece topraklanınız işgal edildiği için değil, tütünümüzü gasp eden, on binlerce köylümüzü öldüren katiller sürüsünden kurtulmak, tütünümüzü, demiryollanmızı millileştirmek için de yapılmıştı. Cumhuriyetin ilk işi bu oldu, tütün, limanlan, demiryollan, madenler yabancılardan alındı, millileştirildi. Demiryollan millileşince bölgesel ekonomiler birleşti, toplulukları millet yaptı. Mustafa Kemal Atatürk "Demiryollan bir memleketin tüfekten toptan daha mühim bir emniyet silahıdır" diyor.
Ülkesini, ülkesinin bağımsızlığını ve milli ekonomiyi savunan herkes, Mustafa Kemal gibi düşünmek zorundadır. Demiryollannı satmak, vatana ihanetle eş değerdedir. Demiryollannda 13 bin işçi ve 15 bin memur çalışıyor. Hükümet, demiryolu emekçilerini ve sendikalan da tasfiye etmek istiyor. Çalışanlan teşviklerle emekli olmaya zorlayacak, beş yıl boyunca sektörde çalışmalanna engel olacaklar. İşçilerin tamamı Türk-İş’e bağlı Demiryolİş Sendikasında örgütlü, ama Demiryol-İş susuyor.
Stratejik bir kuruluşumuz daha satılacak, ama Türk-İş’in de sesi çıkmıyor. Memurlann yetkili sendikası Ulaştırma MemurSen’e bakıyoruz, onlann da gıkı çıkmıyor. Ulaştırma Memur-Sen’in bağlı olduğu Memur-Sen ise, çalışanlann başına türban geçirmekle meşgul. Demiryollan satılıyormuş, çalışanlar sorun yaşayacakmış, aldırmıyor. Demiryollannın pazara çıkanlması bir kez daha gösterdi ki, ne Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı olmak, ne Abdullah Gül ile ‘kanka’ gibi olmak, Hükümetin kamu kurumlanna ve işçilere bakışını değiştirmiyor. Umanm sendikacılar bu dersi çıkarmış olurlar, işçilerine ve kurumlara sahip çıkarlar. BTS, Ulaşım-İş ve T. Ulaşım-Sen, açıklama yaptılar, özelleştirmeye karşı olduklannı belirttiler.
Ama henüz hareket yok. Bir araya gelmediler, çalışanlara ve Türkiye’ye birlikte seslenmediler, ortak bir mücadele planı çıkarmadılar. 23 Mart mitingi, demiryollannda örgütlü sendikalar için de fırsattır. On binlerle orada olmalılar. Henüz seslerini çıkarmayan Demiryol-İş ve Ulaştırma Memur-Sen, bütün üyelerini Lüleburgaz’a getirmelidir.İşçi sınıfı Cumhuriyet tarihinin en büyük saldınsıyla karşı karşıya… Kıdem tazminatı, taşeron yasası, esnek çalışma, kiralık işçi bürolan, özelleştirmeler… İşçi sınıfının örgütleri, hiç olmadığı kadar birbirine muhtaçlar. Sendikalı ve sendikasız işçiler, memurlar, mühendis ve mimarlar, sağlık çalışanları, esnaf ve köylü, birlikte davranmaya, el ele vermeye mecburdur.
"Dayanışma" sözü, eğer, süslü konuşuyor görünmenin malzemesi değil ise, hayata geçirmenin zamanıdır. 23 Mart mitingi, işçi-memur bütün sendikalarımızın, topyekun işçi sınıfımızın, mühendis ve mimarlann, sağlık çalışanlannın, esnafımızın ve köylümüzün şaha kalktığı, "yeter artık" denilen gün olmalıdır.