DARBE RUHU GERİ GELDİ
Hükümet, sosyal tarafların uzlaştığı metni Meclise göndeririz sözünü unuttu, emekçinin talepleri yok sayıldı.
Sendikal Güçbirliği Platformu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilen tasarıyla ilgili olarak; 12 Eylül’ün çalışma yaşamına getirdiği hak kayıplarını gidermek, tortusunu temizlemek yerine 12 Eylül döneminde çıkarılmış çalışma yasalarının adeta kemikleştirildiğinin altını çizdi.
Sendikal Güçbirliği Platformu, Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı hakkında teknik rapor ve bir değerlendirme yayımladı. Platformun dönem sözcüsü Tek Gıda-İş sendikası tarafından yapılan açıklamada, tasarıyla, yıllarca hükümet tarafından verilen, “ancak sosyal tarafların mutabık kaldığı metni Meclis’e sevk ederiz” yolundaki sözlerin unutulduğu, işçi sendikalarıyla alay edildiğine dikkat çekildi.
Açıklamada, emeğin temsilcisi olarak, yıllardır ILO normları, evrensel hukuk ve demokratik hak ve özgürlükler çerçevesinde çalışma yasalarında değişiklik yapılması, sendikal özgürlüklerin teminat altına alınması gerektiğini savunan platformun, 12 Eylül darbesinin ağır yükünü taşıyan ve işçiler ile sendikalarının nefes almasını bile zorlaştıran yasaların değiştirilmesi için mücadele verdikleri dile getirildi.
Güç Birliği’nin TBMM’ye sevk edilen tasarıya muhalif olduğunun vurgulandığı ve tasarının bir fiyasko olarak nitelendiği açıklamada şu görüşlere yer verildi:
Türkiye, 87 ve 98 sayılı Uluslararası Sözleşmelere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne, çekincelerle de olsa Avrupa Sosyal Şartı’na taraf olan, anayasasının 90. maddesinde bu sözleşmelere üstünlük veren bir ülke olarak, 21. yüzyılda böyle bir yasanın yükünü taşımayı hak etmiyor.
Tasarı, uygulamaya dönük bazı maddelerde olumlu düzenlemeler getirmekle birlikte, tasarının tümüne egemen olan ruh ve felsefesiyle, özgürleşme umutlarını yok eden bir mahiyette.
Tasarı, işçi sendikalarını en az mevcut yasalarda olduğu kadar baskı altına almayı, faaliyetlerini işveren ve siyasi otoritenin baskı, kontrol ve güdümünde tutmayı hedefliyor.
Tasarı, anayasanın 90. maddesini ihlal ediyor.
Tasarı bu haliyle yasalaştığı takdirde, siyasi otorite; sendikaların serbestçe kurulma ve birliklerini oluşturma.
Sendikaların faaliyetlerini özgürce belirleme, işçilerin sendikalara serbestçe üye olma, özgürlüğünü sıkı bir denetim altına almakta.
Tasarı ayrıca sendikaların da toplu iş sözleşmesi faaliyetlerini serbest iradeleri ile yönetme, toplu iş sözleşmesi hakkının ayrılmaz parçası olan grev hakkını kullanma, işçilerin ve sendikalarının sınıfsal hak ve çıkarlarını kollama, hak, yetki ve özgürlüklerini ellerinden alıyor.
LASTİK İŞVERENİ YÜZDE 3.4 ZAM ÖNERDİ
DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu İzmit -Adapazarı Goodyear, Pirelli ve Brisa’da çalışan 4 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin dördüncü oturumu yapıldı. İşveren işçilere ilk 6 aylık dilimde ücretlere ilk 6 aylık enflasyon oranının yarısı olan yüzde 3.4’ü teklif olarak sundu.
BAT’ta işçi kıyımı devam ediyor
TEKEL’in özelleştirilmesinin ardından British American Tobacco (BAT) firmasına devredilen 19 Mayıs Ballıca Sigara Fabrikası’nda işçi kıyımı sürüyor. Fabrikada çalışan 269 işçiden 162’sinin BAT’a geçirildi. Kalan 107 işçinin 50’si fabrikaya yeni giren taşeron temizlik firması kadrosuna geçti. Kalan 57 işçiye’de davet yapılmadı. İşten çıkarılan bazı işçiler KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nda (BES) basın toplantısı düzenledi.
Ekici: Söyleyecek sözümüz, yapılacak işimiz var
DİSK’in yeni Genel Başkanı Erol Ekici, dün yönetim kurulunu topladıklarını ve kısa sürede genel kurulun beklentilerini yerine getireceklerini söyledi. Önceliklerinin Meclis’te görüşmeleri devam eden Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı olacağını belirten Ekici, itirazlarını ileteceklerini kaydetti. Ekici, sendikaların değil toplumun tüm kesiminin taleplerini dile getireceklerine dikkat çekerek, “Söyleyecek sözümüz, yapılacak işimiz var” dedi. Yeni tasarı ile 12 Eylül hukukunu, yasakların meşrulaştırılmak istendiğini belirten Ekici, grev ve toplusözleşmenin önündeki engellerin, işkolu barajlarının, sendikalara siyasi müdahalelerin sürdüğünü söyledi.
DUL VE YETİME İNTİBAK YOK
2000 öncesi emekli olanlara uygulanacak intibak yasasının son tasarısında, dul ve yetimleri uygulamanın dışında tuttuğu ortaya çıktı. İntibak yasası ile ilgili ilk tasarıda, 2000 öncesi SSK emeklilerinin Ocak 2000’den sonra ölmesi halinde dul ve yetimlerinin de intibak zammından yararlanması öngörülürken son tasarıda bu hüküm kalktı. 12 bin Bağ-Kur’lu tasarıya eklendi ancak 100 bine yakın dul ve yetimin intibak zammı riske girdi. Tasarının ilk halinde, “506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun mülga hükümleri doğrultusunda 2000 yılı Ocak ayı başından önce gösterge sistemine göre bağlanmış olan malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklarıyla bu tarihten önce malullük ve yaşlılık aylığı almakta iken bu tarihten sonra ölen sigortalıların ölüm aylıkları bu madde hükümlerine göre yeniden hesaplanır” hükmü yer alırken 31 Ocak 2012 tarihli tasarıda bu madde değiştirildi.