Koreli Daiyang patronu, işçiler greve gidince ne yapacağını şaşırdı. Uzman operatörlerin de aralarında olduğu grevci işçiler olmayınca fabrikası duran patron Kore´den işçi getirdi. Grevciler Avrupa Serbest Bölgesi´nin kapısına dayanınca polis devreye girdi. İşçiler, kendilerini Koreli işçilerle karşı karşıya getiren patron karşısında geri adım atmıyor.

Koreli Daiyang patronu, işçiler greve gidince ne yapacağını şaşırdı. Uzman operatörlerin de aralarında olduğu grevci işçiler olmayınca fabrikası duran patron Kore’den işçi getirdi. Grevciler Avrupa Serbest Bölgesi’nin kapısına dayanınca polis devreye girdi. İşçiler, kendilerini Koreli işçilerle karşı karşıya getiren patron karşısında geri adım atmıyor.

İki ayı aşkın süredir grevde olan Daiyang işçileri, fabrika sahibinin yasa dışı yöntemlerle grev kırıcılığı yapmasını dün düzenledikleri bir eylemle protesto etti. Grevci işçilere saldıran polis bir işçinin parmaklarını kırdı.

Daiyang, Türkiye’nin şu anda sürmekte olan tek yasal grevi. Patron Kore’den getirdiği kaçak işçileri fabrikaya sokarak grevi kırmak isterken, işçiler suç işlendiğini, Koreli işçilerin turist vizesiyle geldiklerini söylüyor. Tüm baskılara rağmen 64 gündür grevdeler Çorlu’da Daiyang işçilerinin sendikal mücadelesi 2010 yılı Ocak ayında, fabrikada çalışan işçilerin çok büyük bir bölümünün Birleşik Metal-iş Sendikası’na üye olmasıyla başladı.

Daha kaç yasa hiçe sayılacak?
Daiyang patronu grev kırıcılığı yaparak açıkça yasayı çiğniyor. Yasadışılık bundan ibaret de değil. Kore’den getirtilen işçilerin "kaçak işçi" olmaları ihtimali yüksek.

İşçi ve sendika temsilcileri: Kararlıyız
Daiyang’da olup bitenleri ve grevin bundan sonraki seyrini sorduğumuz işçi temsilcileri gazetemize şu değerlendirmeleri yaptı. Tekirdağ’ın Çorlu ve Çerkezköy ilçeleri arasında bulunan Avrupa Serbest Bölge’de faaliyet gösteren Daiyang-SK Networks işçileri, haklarını vermeyen fabrika sahibinin Güney Kore’den operatör işçi getirmesini dün yaptıkları bir eylemle protesto etti.

Serbest Bölge’nin giriş kapılarını iki saat süreyle kapatarak eylemlerini gerçekleştiren işçilere yapılan polis saldırısı sonucunda beş işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı.

Grevi kırmaya çalışan patrona tepki gösteren işçilerin sabah 06.30’da başlayan eylemi sırasında Serbest Bölge’ye bağlanan yolda kilometrelerce araç trafiği oluştu. Nakliye araçları ve diğer işçileri taşıyan servislerin Serbest bölge’ye giremedikleri eylem sırasında, bölgede bulunan fabrikalarda çalışan çok sayıda işçi servislerinden inerek grevci işçileri destekledi.

İŞÇİLERİN EYLEMİ GÜN BOYU SÜRDÜ

Bunlar yaşanırken, grevci işçiler Serbest Bölge girişine servis aracıyla gelen Koreli işçileri fark etti ve çevik kuvvet engelini aşıp içeriye girmek istedi. Sloganlar atarak işçilerin Serbest Bölge’ye girişini engellemeye çalışan polis ise biber gazı ve coplarla işçilere müdahale etti.

Polis saldırısına rağmen dağılmayarak oturma eylemi başlatan işçiler, Koreli işçiler gitmeden eylemlerini bitirmeyeceklerini söyleyerek savcılığa şikayette bulundu, işçiler ve sendika yöneticileri, yetkililer gelip fabrikada çalışan kaçak işçileri tespit etmeden dağıtmayacaklarını bildirdiler ve akşam saatlerine kadar bölgede beklediler.

Öğlenden sonra Çalışma Bakanlığı’ndan bir heyet gelerek fabrikada incelemelerde bulundu, incelemelere direnişçi işçilerden bir heyet de katıldı. Birleşik Metal-Iş Sendikası’na üye olan işçiler yaptıkları eylemin meşru olduğunu, patronun turist vizesiyle getirdiği Koreli operatörleri fabrikaya soktuğunu ve böylece grevlerini engellemeye çalıştığını, polisin ise kaçak işçi çalıştıran patrona değil kendilerine müdahale ettiğini belirttiler.

Çorlu Avrupa Serbest Bölgesi’nde bulunan Daiyang-SK Networks işçileri 2010 yılında Birleşik Metal-iş Sendikası’na örgütlendi, işçilerin sendikaya üye olduğunu öğrenen Koreli patron işçileri "Biz Kore’de sendika yüzünden fabrika kapattık. Burada sendika istemiyoruz. Sendikadan istifa etmezseniz önce bu işin başını çekenleri sonra tüm işçileri işten atacağız" diyeret tehdit etti ve 16 işçiyi işten çıkardı.

Sendikanın yetki almasından sonra, fabrika patronuyla yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde bir sonuca ulaşılamayınca geçtiğimiz yıl 14 Kasım’da işçiler greve başladı. Grev sürecinde serbest bölge yönetimi ve polis işçilere baskı yaptı, giriş kartları olmasına rağmen grevcileri serbest bölgeye sokmadılar ve diğer fabrikalarda çalışan işçilerin de servis güzergahlarını değiştirdiler, işçilerin savcılığa şikayette bulunması ve kaymakamla görüşmesi de bu durumu değiştirmedi.

Anlaşmaya yanaşmayan ve grevi bitirmeye dönük birçok usulsüzlüğe başvuran Daiyang yönetimi ayrıca, "grevdeki işçinin işten atılamayacağı" yönünde yasa hükmü olmasına rağmen iki işçiyi daha işten çıkardı, birçok işçiye ise ‘kınama’ ve ücret kesme cezası verdi.

RAKI MASASI VE KISA MESAJLA GELEN AHLAKSIZ TEKLİF

İşçileri grevden vazgeçirmek için sık sık şiddete başvuran Daiyang patronu zaman zaman işçileri kandırmak için göz boyayacak bazı adımlar da atıyor. Greve katılmayan 10 işçiyle birlikte rakı masasında çekilen fotoğraflarını Twitter üzerinden paylaşan Koreli patron, geçtiğimiz ay işçilere yolladığı telefon mesajlarıyla "sendikadan dayanışma maaşlarınızı alın, sonra dönün" çağrısı yaptı, işçilerden birçoğuna yollanan mesajlardan birisi şöyle:

"Acele etmeyin! 15 Aralık saat 10.00 ‘da dayanışmaları dağıtılacakmış aldıktan sonra da gelseniz geç değil(aylık 120 kişi net 112,147tl, kişi başı 934 TL"

Daiyang’da grev sırasında özellikle üretimin önemli aşamalarındaki makinalarda çalışan operatörlerin tamamına yakını greve katıldıkları için üretim gerçekleştirilemiyor. Grevdeki işçilere grevi bırakıp işbaşı yapmaları için sürekli çağrı yaptığı söylenen Güney Koreli patronun bu çağrıları sonuç vermedi. Patronun bunun üzerine işçilerin teleplerini yerine getirmek yerine, grevi kırmak için bu önemli makinalarda çalışabilecek işçileri Güney Kore’den getirme yoluna başvurduğu anlatılıyor.

Patronun bu girişimi birden fazla alanda yasa ihlali anlamına geliyor:

Yasalarda grev uygulaması yapılan bir işyerinde üretimin sürdürülmesine ilişkin kesin hükümler yer alıyor. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu iş Sözleşmesi Kanunu’nun, 68 .maddesine göre, grev uygulaması yapılan bir işyerinde patronlar, greve katılmış işçinin yerine hiçbir şekilde süreli ya da geçici işçi alamaz, onların yerine başka işçi çalıştıramaz.

Dolayısıyla değil yurt dışından işçi getirmek, grev süresince işyerine herhangi bir yoldan yeni işçi sokmak yasak. Aynı yasa maddesinde greve katılmayan işçilerin de işyerinde nasıl çalışabilecekleri belirleniyor.

Buna göre işyerinde greve katılmayan işçi varsa, o işçilere ancak grevden önce yaptıkları işler yaptırılabilir, greve katılan işçilerin işleri yaptırılamaz. Yani bir işçi greve katılmamış ise, greve katılan işçi arkadaşının işini yapması yasaya göre suç sayılıyor.

Yabancıların Çalışma izinleri Hakkında Kanun, yabancıların Türkiye’de çalışmaları için önceden izin alınması gerektiğini hükme bağlıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yabancıların Çalışma izinleri Daire Başkanlığından aldığımız bilgiye göre, yabancı işçinin önce Türkiye’de çalışacağı fabrikanın patronuyla 4857 sayılı iş Kanunu’na uygun bir iş sözleşmesi yapması, bunu bulunduğu ülkedeki Türk Konsolosluğu’na iletmesi ve oradan bir referans numarası alması gerekiyor.

Bu işlemlerin yapılmasının ardından, patron e-devlet şifresiyle online başvuru yapmalı ve evrakların çıktısını da Bakanlığa iletmeli. Bunun üzerine Bakanlık 30 günlük bir inceleme gerçekleştiriyor ve bu incelemenin sonucu olumlu olursa, işçi Türk Konsolosluğu’na harç ödedikten sonraki 90 gün içinde Türkiye’ye yasal çalışma izniyle giriş yapabiliyor.

Yaklaşık olarak minimum 40 gün süren bu prosedüre ek olarak, bu izinlerin alınmasının kolay olmadığı da ifade ediliyor. Herhangi bir ihbar durumunda, ne kadar sürede sonuç alınacağına ilişkin ise net bir bilgi yok. Fabrikanın bulunduğu ile ve çalışma yoğunluğuna göre "1 ay da olabilir, 3 ay da" deniliyor.
Koreli patronun daha kaç yasayı ihlal edeceği ve Çalışma Bakanlığı’nın hangi yasaların ihlalini sessizlikle karşılayacağı merak konusu.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Örgütlenme SEKRETERİ Özkan Atar: Grevci işçinin yerine işçi çalıştırıyorlar. Hem de bu işçilerin kaçak oldukları da belli. Fabrikada Bölge Çalışma Müdürlüğü müfettişleri çalışan işçile re ilişkin tespitler yapıyor, içeride grev dışındaki üyelerimiz var, onların vereceği ifadeler var. Müfettişler objektif tespitler yaparsa durum net olarak ortaya çıkacak ve grevimiz bir adım daha ileriye taşınacak. Bizler bu iş sonuçlanana kadar Avrupa Serbest Bölgesi (ASB) önünde bekliyoruz, içerideki teftişin gidişatına göre, bundan sonra yapacaklarımız da netleşecek. Sabah saldırıda bir temsilcimizin parmaklan kırıldı, alçıya alındı. Ama saldırılara rağmen buradayız. Destek veren, yanımızda olan, moral ziyaretinde bulunan herkese teşekkür ediyoruz.

Birleşik Metal-İş Sendikası Trakya Şube SEKRETERİ Beyhan Vatansever: Biz grevin ikinci günü, grevci işçilerin yerine işçi çalıştırılmasına ilişkin tespit istedik. Bir türlü gereken yapılmadı. Ardından geçtiğimiz hafta Pazartesi günü Korelilerin getirildiğini duyduk. Bunun üzerine Salı günü, fabrika önünde bir basın açıklaması yaparak "kaçak işçiler var" dedik. Yetkililer yine bir şey yapmadı. Ama biz bu sabah büyük bir eylem yapınca, aynı gün müfettişler fabrikaya geldi, tespitler yapılmaya başlandı. Biz çok kararlıyız, sonu neresiyse bu işin, oraya kadar götüreceğiz. Bu sabah grevci işçilerin tamamı buradaydı, bizim bölgedeki fabrikalarımızın tamamının temsilcileri buradaydı, işçilerin morali çok yüksek, yapılan eylem ASB’de büyük yankı uyandırdı, işçi arkadaşlarımız, "bu da yetmezse, yarın da buradayız" diyorlar, sonuna kadar buradayız.

Daiyang İşyeri Baştemsilcisi Ali Rıza Köse: Biz yasal bir grev yapıyoruz, patronlar ise yasadışı biçimde grev kırıcılığı yapıyor. Üstelik bunu Kore’den getirdikleri yabancı makine operatörleri ile yapıyorlar. Devletin yetkili makamlarına buna ilişkin başvuru yaptık, "yasal prosedür uygulansın" dedik. Ama gerekeni yapmadılar. O zaman biz de "içerideki kaçaklar çıkarılana kadar Avrupa Serbest Bölgesi önünde olacağız" diyoruz. Şişecam ve Yatağan’daki kazanımlar, her yerde etkili oluyor. Bunların üzerine biz de başka türlü davranamazdık. Bizim eylemimiz de gün geçtikçe buradaki etkisini artırıyor. Bugün yolu kapattığımızda, ASB işçileri servislerinden indiler, alkışlarla destek verdiler. Tüm bu eylemliliklerin sınıf mücadelesinin bir parçası olduğu hergün daha fazla anlaşılıyor ve işçi sınıfının bu yöndeki bilinçlenmesinin artarak süreceğini düşünüyorum.