Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
13 Ekim 2010
ÇİN VE KÜRESEL ‘DENGESİZLİKLER’

Hafta sonunda yapılan IMF – World Bank toplantısında, küresel dengesizliklerin giderilmesi için uluslararası işbirliğinin önemi vurgulandı. IMF Başkanı Strauss Kahn, işbirliği gerçekleştirilemezse, ulusal ve uluslararası alanlarda siyasi istikrarsızlıkların kaçınılmaz olacağını savundu.

ÇİN VE KÜRESEL  ‘DENGESİZLİKLER’

‘Dengesizlikler’… Ama kimin için?

ABDde yönetimi, IMF ve Dünya Bankası, ekonomik toparlanmanın geleceği açısından uluslararası dengesizliklerin (ABD ticaret açığı-Çinin döviz rezervleri) giderilmesini, Çinin yuanı yüzde 40-50 oranında revalüe etmesini istiyorlar. Çinin tavrıysa ilk anda izleyicileri şaşırtıyor: Nasıl olur da dünyanın ikinci büyük ekonomisi, dengesizliklerin giderilmesi için kendisine düşeni yapmaz?

Pazartesi yazımı Ya Çin bu dengesizlikleri azaltmak istemiyorsa sorusuyla bitirmiştim. Pazartesi günü Financial Timesda Güney Afrika MALİye Bakanı Prasad Cornell, Çini dinlediğinizde yaşanmakta olanların bir yorumuyla, ABDyi dinlediğinizde bir başka yorumla karşılaşıyorsunuz diyordu.

ABDye göre Çin, yatırıma, ihracata öncelik veren dengesiz bir büyüme modelinde ısrar ediyor. Halbuki parasının değerlenmesine izin verse, iç tüketimini güçlendirmeye odaklansa çok daha dengeli bir yapı oluşturabilir. Böylece hem Çin halkının refahı artar hem de ABD, Çindeki talepten yararlanma, dış ticaret açığını azaltma olanağı bulur, dünya ekonomisindeki dengesizlikler ortadan kalkar.

Ancak bu senaryo, Çin açısından hem ihracat sektörünün, hem de dünya ekonomisinde doğal kaynaklara, kıymetli minerallere, enerji mallarına ulaşmasına, arzu ettiği yabancı şirketleri satın almasına, hükümetleri ucuz-kredi yoluyla kendine bağlamasına olanak sağlayan rezervlerinin imha edilmesi anlamına geliyor.

Bu sırada Çin halkının refahı belki bir süre için yükselecek ama aynı dönemde ülkeye dolan mali sermaye bu refahın zeminini çürüterek, Çini gelişmekte olan ülkelerin düzenli olarak yaşadığı mali krizlerin döngüsüne itecek.

Dengesizlik Çin’e yarıyor

Carnegie Endowment for Peacein üst düzey görevlisi, eski Dünya Bankası, Çin Masasının direktörü Yukon Huanga göre, Dengesiz büyüme Çin için çok yararlıolmuş. Huang, hızlı ekonomik büyümenin (sermaye birikiminin-EY) motoru, tüketim, yatırım ve ihracattır. Hiçbir ülke ekonomik büyümeyi salt tüketime dayalı bir yaklaşımla uzun süre sürdüremezdiyor, genel kanının aksine geçen 10 yıl boyunca ekonomik büyümenin yalnızca yüzde 10-15inin ihracattan kaynaklandığına işaret ediyor. Huanga göre, Çin gibi bir ülke 20 yıllık yüksek ekonomik büyümeyi, yüksek bir yatırım hızı olmadan sürdüremezdi. Çinde yatırımların banka sistemi ve oto-finansman yoluyla gerçekleştirildiğini, mali bir kriz durumunda, zararları devletin emmesi halinde bunun kısmen bütçe açığı anlamına geleceğini savunan Huang, Çinin borç/GSMHoranı çok düşük, döviz rezervleri çok güçlü olduğu için bir finansman sorunuyla karşılaşmayacağını düşünüyor. Huang, aslında tüketimin de yılda ortalama yüzde 8-10 oranında büyümekte olduğuna dikkat çekiyor. Özetle Çinin ekonomik modelini değiştirmek için şimdilik bir nedeni yok.

Peki, ABDnin döviz savaşları tehdidiyle Çini zorlama şansı var mı? Bence, dört nedenle yok. (1) Döviz savaşları, doların zayıflaması anlamına gelecek. Pekinli ekonomist Dee Woonun işaret ettiği gibi, ABD ile Yunanistanın mali krizi arasındaki tek fark, doların uluslararası statüsü. Doların zayıflamaya devam etmesi bu statüyü sarsıyor. (2) Doların zayıflaması, ABD işçi sınıfının refah düzeyinin korunmasına olanak sağlayan, Çin kaynaklı ucuz malların fiyatını yükseltecek, işçi sınıfının gerçek gelirlerini düşürecek. Bu toplumsal çelişkilerin derinleşerek siyasi istikrarı tehdit etmesi anlamına geliyor (Wall Street Journal, 08/10). Ayrıca bu malları Çinden ithal eden, Wall- Mart, Home Depot, Best Buy gibi dev şirketlerin, sermayelerinin yarattıkları istihdamın çapından dolayı ABD siyasetinde büyük ağırlıkları var ve bunlar bir döviz savaşına karşılar. (3) David Pillingin Financial Timesda gösterdiği gibi, Çinin ucuz işgücü nüfusu ve iç pazarının potansiyelleri çok büyük. Bu hem ona çok güçlü bir üretim, rekabet kapasitesi, hem de dünyanın geri kalanına, Çinin koşullarını kabul ettikleri oranda, pazar, finansman olanakları sunuyor. (4) Bu yüzden ABD, Çinle iş yapan ülkeleri, Avrupa Birliği ve Brezilya dahil, Çine karşı kendi etrafında toplayamıyor…

Özetle, dengesizlikler, ABD hegemonyası altında şekillenmiş dünya ekonomisine ait ve Çinin yükselişiyle de ilişkili. Dengesizliklerin giderilmesi, bu hegemonyanın restorasyonuna açılıyor, Çin ise bu dengesizliklerde kendi yükselişine hizmet eden dinamikler görüyor.

CUMHURİYET – ERGİN YILDIZOĞLU

DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.