ÇATILAR SIZDIRIYOR
TÜİK ´Zengin ve yoksul makası açılmadı´ dese de yaptığı araştırma vahim tabloyu gizleyemiyor.
TÜİK ‘Zengin ve yoksul makası açılmadı’ dese de yaptığı araştırma vahim tabloyu gizleyemiyor
Yoksullar kitlesi büyüdü
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2010’a ilişkin araştırmasına göre, en zengin yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 50’ye yaklaştı. 12.5 milyon kişi yoksulluk sınırının da altında yaşıyor. 3 kişiden 2’si borç ya da taksit ödüyor. Halkın yüzde 65.7’si "beklenmedik harcamaları" yapamaz durumda. Yüzde 43.8’lik kesim, konutundaki sızdıran çatı, nemli duvarlar gibi sorunları ekonomik nedenlerle gideremiyor.
"Bu ayıp çuvala sağmaz’
Ekonomistler, TÜlK’in gerçek yoksul sayısını gizlediğine dikkat çekti. Prof. Dr. Aziz Konukman, büyümenin sokaktaki insana yansımadığını söyleyerek "Yeni fabrikalar açılarak yeni istihdam alanları yaratılarak elde edilmiş bir büyüme değil" dedi. Mustafa Sönmez ise rakamların hatalı olduğunu belirterek "Ne kadar çarpıtıp üstünü örtsek de gelir ayıbımız çuvala sığmıyor" dedi.
Yüzde 9’luk büyüme yurttaşa yansımadı. Her 6 kişiden 1 ‘i yoksulluk sınırının altında yaşıyor
Türkiye’deki 12.5 milyon kişi yoksulluk sınırının da altında yaşıyor. 3 kişiden 2’si borç ya da taksit ödüyor. Zenginlerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 50’ye yaklaştı. Bu rakamlar TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın sonuçları ancak uzmanlara göre tablo bundan daha da vahim, yoksulluk her geçen gün artıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu ‘nun (TÜİK) 2010’a ilişkin’Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, nüfusun yüzde 16.9’u yoksulluk riski altında bulunuyor. Uzmanlar ise Türk-tş’in geçen ay yoksulluk sınırının 3 bin 18 lira 18 kuruş olarak açıklanmasına rağmen TÜİK’in açıkladığı yoksulluk rakamının gerçekleri yansıtmadığına, gerçek yoksul sayısını gizlediğine dikkat çekti.
Türkiye ekonomisi 3. çeyrekte yüzde 8.2 büyümesine rağmen buradaki büyüme sokaktaki yurttaşa yansımadı. Zengin ve fakir arasındaki makas her geçen gün açılıyor. TÜİK’e göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20’lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46.4 iken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 5.8’de kaldı. Bu da bir kez daha zengin ile fakir arasındaki gelir adaletsizliğini gözler önüne serdi. Buna göre, son yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20’lik gruba göre 8 kat daha fazla.
Araştırmada şu tespitlere yer verildi:
* Türkiye’de hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 22 bin 63 TL iken, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir ise 9 bin 735 TL oldu.
* İstanbul bölgesi 13 bin 382 TL ile ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek bölge konumunda. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 5 bin 144 TL ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.
* Maaş-ücret gelirleri yüzde 43.7 ile toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip iken bunu yüzde 20.5 ile sosyal transferler ve yüzde 20.2 ile müteşebbis gelirleri izledi.
Ciddi sıkıntıyla karşı karşıyayız ?
Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 87.57 (10 kişiden 9’u) "evden uzakta bir haftalık tatili", yüzde 65.7’si "beklenmedik harcamalarını" ve yüzde 81.7’si "yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını" ekonomik nedenlerle karşılayamıyor. Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan "maddi yoksunluk" oranı ise 2009’da yüzde 63 iken 2010’da yüzde 63.5’e yükseldi.
Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 43.8’inin konutunda "sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb."sorunların varlığı belirlendi. Nüfusun yüzde 43.3’ünün oturduğu konutta "izolasyondan dolayı ısınma sorunu"yaşanıyor. Yüzde 61.4’ünün hanesinin ise taksit ödemeleri ve borçlan bulunurken bu borç ödemelerinin yüzde 28.3’ünün hanesine çok yük getirdiği belirlendi.
Geleceğimizi tüketiyoruz
Prof. Dr. Aziz Konuk man: TÜİK’in yoksulluk rakamları ve göstergeleri, Türk-lş, Kamu-Sen’in açıkladığı rakamlardan daha iyi de olsa, bu tablo yüzde 9’larda büyüyoruz diyen bir ülkenin tablosu değil. Büyümenin nimetlerini sokaktaki insanın hissetmediği bir yerde başka tablo beklemek mümkün değil. TÜİK’de birtakım istatistiki sorunlar var, yoksulluğu tam olarak yansıtmıyor. En yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46.4 deniyor. Gelir dağılımında ankatler üzerinden gidildiği için üst gelir grupları çoğu zaman gelirlerini beyan etmiyor. Aslında zengin kesimin pastadan aldığı pay daha düşük görünüyor. Olumlu göstergelerin arkasındaki noktalara bakmak gerekiyor. Özel harcamalar artıyor mesela. İnsanlar gelecekteki gelirlerini kredi kartlarıyla, tüketici kredileriyle bugünden tüketmeleri sonucunda bu ilke büyüyor. Yoksa insanların reel gelirleri artmadı.