CHP sayın Kılıçdaroğlu’nun başarıyla yürüttüğü ve sonlandırdığı Adalet Yürüyüşü iktidar partisini ve onun Cumhurbaşkanı genel başkanını çok rahatsız etti.

CHP sayın Kılıçdaroğlu’nun başarıyla yürüttüğü ve sonlandırdığı Adalet Yürüyüşü iktidar partisini ve onun Cumhurbaşkanı genel başkanını çok rahatsız etti. Yürüyüş ülkede adalete susamış milyonların onayladığı bir yürüyüş oldu. Yapılan son düzenlemelerle yargı bağımsızlığının, yargıçların iş güvencesinin tamamen yok edildiği, AKP yargısının kurulduğu bir ortamda CHP’nin başlattığı adalet arayışı yurt içinde ve dışında çok ses getirdi. CHP şimdi de Çanakkale’de 26 Ağustos’ta başlattığı Adalet Kurultayı ile adalet kavramının yokluğunu gündemde tutmak istiyor. Bu girişim bir siyasi parti için önemli bir girişim. Gönül CHP’den önce böyle bir girişimi Türkiye Barolar Birliği’nin ve onun yürekli, inançlı, Atatürkçü genel başkanının yapmasını isterdi ama ülkede sürdürülen KHK ceberrutluğu TBB yöneticilerini daha ihtiyatlı davranmaya zorlamış olmalı. Sonuçta adalet kavramının yok edilmek istendiği bir ortamda adalet kavramını birçok yönü ile tartışmak hayli önemli bir girişim olarak kabul edilmeli.

KURULTAYIN İLGİNÇ KONULARI

CHP Adalet Kurultayı’nda dört gün süreyle oturumlar ve çalıştaylar yapacak. Konular bir hayli ilginç. Oturumların konuları “Adalet Paneli”, “Yaşamda Adalet”, “Seçimde Adalet”, “İnançta Adalet”, “Geçimde Adalet”, “EĞİTİMde Adalet”, “Devlette Adalet”, “Medyada Adalet” olarak düzenlenmiş. Bunun dışında birçok konuda çalıştaylar yapılacak. Çalıştay konuları arasında “EĞİTİMde İnanç”, “Kampanya Adaleti”, “Siyasi Parti ve Seçim Sistemleri”, “Seçim Güvenliği”, “Toplumsal Adalet ve Kadın”, “Cumhuriyet Dönemi EĞİTİMde Adalet”, “EĞİTİMe Erişimde Adalet”, “Tarım İşçileri ve Adalet”, “Soma’da Şirvan’da Madencilere Adalet”, “Engellilere Adalet”, “Devlet Yayıncılığı”, “Tutuklu Gazeteciler”, “Kapatılan Yayın Kuruluşları”, “Medya Siyaset İlişkileri”, “Devam Eden Davalar”, “Baskı Medya ve Gençlik”, “Yeni Nesil Sivil Toplumculuk”, “Gençlik Kimliği İnşaası” var. Bunlar bu ülkenin çok önemli sorunları ve üzerinde durulması, çarpık düzenin çirkinliğini bütünü ile ortaya koymada çok yararlı olacaktır.

CHP EMEK DÜNYASINI GENE ISKALAMIŞ

Bir siyasi partinin iktidar olması geniş bir seçmen kitlesi tarafından desteklenmesine bağlıdır. Hele solda olduğunu iddia eden ama bu konuda hiçbir çalışma sergileyemeyen CHP dayanması, güç alması gereken asıl tabanından, adını açıkca söyleyelim, çalışanlardan öylesine kopuk ki nedenini anlamak mümkün değil. SGK kapsamında CHP’yi iktidara taşıyacak 60 milyon emekçi ve aile bireyleri varken CHP’nin bu sınıfın siyasal önemini hâlâ kavrayamamış olması inanılmaz bir şey. Kıdem tazminatı ile ilgi yaptığı çalıştayın ne kadar ilgi gördüğünü umarım anlamıştır ama gelin görün ki sonrasında bu konularda derin bir sessizliğe büründü oysa arkasını getirip emek dünyasında fırtınalar yaratabilirdi.

KURULTAYDA NEDEN EMEĞİN ADI YOK

Kurultay programının konularını dikkatle taradım ama iki küçük değinmenin dışında çalışma yaşamındaki adaletsizlikleri konu eden bir oturum başlığına rastlayamadım. Çok yazık. CHP gibi ana muhalefet partisinin emek konusunu böylesine ıskalaması affedilmez bir hatadır. Daha önce de yazdık. CHP, eğer iktidar olmak istiyorsa, emekçiler için bir program hazırlamalı ve bu çalışmada İş Yasası’nda, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nda, Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası’nda, Sosyal Güvenlik Yasası’nda, İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nda hangi değişiklikleri yapacağına fiilen çalışan 25 milyon emekçiye anlatmalıdır. Emekçilere, işçi ve memur sendikalarına bugüne kadar uzak durmuş CHP iktidar olabilmek için kendi yanlışlarını sorgulamalı ve siyasetinde emek açılımını mutlaka yapmalıdır. CHP emekten yana somut politikalar üretmedikçe işçiler ve memurlar büyük çoğunlukla AKP’ye oy vermeye devam edeceklerdir. Adalet Kurultayı’nda bile çalışma yaşamındaki adaletsizlikleri göremeyen CHP’nin , “İşçiler bana oy vermiyor” diye sızlanmaya hakkı yoktur. CHP titreyip kendi özüne dönmeli, 1970’li yıllardaki Ecevit ruhunu yeniden yaşatmalıdır. Yoksa yapılacak ilk genel seçimde gene hüsrana uğrayacaktır.