ÇALIŞMA HAYATI TEPETAKLAK
Geçici istihdam büroları da açık anlamıyla temizlik işçisinden psikologa emek pazarlayıp para kazanan modern köle büroları diye biliniyor. Yeni çalışma biçimleri, başta sendikal örgütlenme, sosyal haklar, kıdem ve ihbar tazminatı gibi teferruattan da içermiyor.
Kulağa sevimli çağrışımı olan "evden çalışma" gibi yeni istihdam biçimleri "reformist" değişiklikler olarak takdim edilirken, çalışma hayatının tepetaklak edildiğini pek fark edemiyoruz. Yeni yılda İş Kanununda yapılacak bir değişiklikle tam zamanlı, ücretli, kadrolu çalışma kavramının bütünlüğü didik didik ediliyor.
Ve "evden çalışma, uzaktan çalışma, iş paylaşımı ve esnek zamanlı" isimleri şirinlik muskası çalışma modelleri, aslında bizi ve gelecek kuşaklan "iş piyasalarının rehinesine çevirecek" uygulamalar.
Yani insanı ve emeğini korumadığı gibi işverenin elini demir yumruğa çevirecek çalışma kültürü kapımızı çalıyor…
İster kafa emeği ister kol emeği olsun "seni istediğim zaman kiralarım, işim bitince kovalarım" diyen yenilikçi çalışma modelleri, bilindiği üzere geçici istihdam bürolannı da meşruiyet ve işlevsellik kazandıracak.
Geçici istihdam büroları da açık anlamıyla temizlik işçisinden psikologa emek pazarlayıp para kazanan "modern köle büroları" diye biliniyor. Bu paylaşımcı, esnek sizi yuvanızdan istihdam ederiz diyen "yeni" çalışma biçimleri, başta sendikal örgütlenme, sosyal haklar, kıdem ve ihbar tazminatı gibi teferruattan da içermiyor.
Aksine düzenli, güvenceli mekânı ve çalışma saatleri belli bir iş tanımını tamamıyla zihinlerden silici ideolojik bir misyonu var. İş böylece zamanı, mekânı "muğlak" var gel denildiğinde gidilecek atıldın denilince bitecek, kısmi iş sözleşmesi imzalanan bir edilgen etkinliğe dönüşecek.
Yani hem işsizliğin hem de iş sahibi olmanın sınırlannı da birbiri içine geçirerek devasa bir işsizler ordusuyla ücretler kıran kırana aşağılara indirilecek.
Hem işi olan ama işsiz gibi evde boş oturan, yann nereye çağınlacağını bilmeyen, mesai arkadaşlannı tanımayan gelecek diye "belirsizliğe" mahkûmiyet nasıl bir toplum kurar dersiniz.
Sendikal örgütlülüğün omurgasını kıracak ve üniversite mezunlarını da bünyesine katıp vasıfsızlaştıracak yeni istihdam modellerinin Avrupa’da trafiği azalttığı söylenerek…
İşverenler ise yemek, ulaşım, sigorta, fazla mesai, ikramiye ve prim gibi ek maliyetlerden kurtulurken bir işçiye ödenen ücret gereğinde ikiye üçe bölünerek hesaplanacak.
İşe giriş ve işten atmanın kolaylaştınlması Türkiye için iş hayatının "esnekleştirmesi" demek olurken ülkemiz rekabet gücü yüksek iş piyasasını kurarak yabancı yatınmcıya en genç ve sudan ucuz işgücü sadece Uzak Asya’da değil bizde de var deme gururunu yaşayacak…
Hiç şüphesiz ki kamuoyu çalışma kavramındaki derin altüst oluşu jenerikte "insani uygulamalar" gibi işçi yaranna, işsizliği düşürmek ve yeniçağın iş alanlan diye algılayacaklar…
Ama sizler günümüzde insani değerler ve demokrasi postuna sanlmamış, sömürü ve otoriterliğin hamle yaptığını hiç gördünüz mü…