ÇALIŞMA HAKKININ KAYBOLMASI…
Ekonomimizin iri büyüme rakamlanyla en büyük 500 işletmemiz ve finans sektörümüz, kârlarını kat kat artırırken, çalışma hayatında da zorunlu iyileştirmelerin vakti gelmişti!

Ekonomimizin iri büyüme rakamlanyla en büyük 500 işletmemiz ve finans sektörümüz, kârlarını kat kat artırırken, çalışma hayatında da zorunlu "iyileştirmelerin" vakti gelmişti!
Sendikal hakları kullanılmaz kılınan ve sendikaya üye olunca polise, jandarmaya teslim edilen işçiler için kıdem tazminatının pek gereği kalmamıştı, nasıl olsa işveren de zaten tazminatı ödemiyordu.
Dolayısıyla kıdem tazminatının fona devriyle aynı işsizlik fonu tecrübesi misali devasa kaynak yaratarak bu fonun da yönetimi devlet ve sermayeye bırakılabilirdi.
İşsizlik fonunda biriken 50 milyar liranın 11 milyarı ne kadar güzel GAP’a harcanmıştı, zaten 5 milyon işsizden 165 bini "işsizliğini" anca kanıtlayıp işsizlik maaşı alabiliyordu.
Üstelik kamu zaten dev bir taşeron sistem kurmuştu, özel sektörle de 10 milyon kayıtdışı çalışanla "Küçük Çin olmaya tek engel kıdem tazminatıydı.
İşverenlerin işçiyi işten atmada büyü! derdi, ülkenin topyekun esnek istihdama geçirilişinde tıkanıklık yaratan kıdem tazminatı ivedilikle "fonlanmalıydı".
Zımnen yasak ama yasalarda mevcut sosyal haklar epeydir hayattan çekilmişken şimdi işçi ve işveren arasındaki tarihsel ilişki ve akdi de bitirmenin tam zamanıydı.
12 Eylül’ün bile dokunamadığı kıdem tazminatının varlığı, piyasaların takdirini kazanmış Türkiye’de ele güne karşı ayıp oluyordu.
Hele bir de "kıdem tazminatı" tarihsel haktır geri alınamaz diyebilecek gençler ve gelecek kuşakları "büyük durgunluğu" aşamayan dünyaya bakıp vakitlice davranmak lazımdı.
İkinci dip krizi gelen küresel sistemde "büyüyen ekonomimizi" yabancı sermayeye sudan ucuz işgücümüzle çekici getirebilirdik…
Yani örgütleri, sosyal güvenceleri, üretimdeki güçleri ellerinden alınmış, vasıf sızlaştırılmış, sözleşme yapma yetkinliği kalmamış piyasa mantığına boyun eğen işsiz kalabalıklarla artık kim işli kim işsiz kimse birbirine karışacak ve "işsizlik" böylece çözümlenmiş olacaktı.
Ayda birkaç saat iş bulabilen işçiye bile "ben esnek istihdamda çalışıyorum" dedirtilecekti…
İşsizliğin muhtelif versiyonlarını "iş gibi" algılatma liberal dünyanın büyük numarasıydı.
Kolay işten atılan işçiler, işsizleri pazarlayarak para kazanan özel istihdam simsarları, bölgesel asgari ücret adıyla kırılan ücretler, çalışanları birbirine düşüren ve dayanışmalarını kıran "çalışma biçimleri" ülkemizin "geleceği" içindi…
Üstelik az sayıda işçiyi uzun çalışma saatlerine mahkum ederek çalıştırmak, maraza çıkarınca tazminatsız kapıya koymak "ekonomiye katkıydı"!
Velhasıl işsizliği "çözecek" Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi bu geçiş için incelikle hazırlandı…
Adım adım ilerliyor eğer "kıdem tazmi natı" kaldırılıyor diye çok tepki olursa aka binde de işsizliğe özendirici "işsizlik parası’ zammı medya propagandasıyla devreye so kulüp perdeleniyor.