ÇALIŞANA DESTEKLE GÖÇ ENGELLENEBİLİR
Depremden etkilenen illerden biri olan Adıyaman’dan, nitelikli iş gücü göç ediyor. Üretimin devam etmesi için OSB’ye konteyner kent ve işçiye destek talep ediliyor.
Deprem felaketiyle sarsılan Türkiye’de afet bölgesi içinde yer alan 11 ilden en büyük yıkımı merkez üssü Kahramanmaraş’ın yanı sıra Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya aldı. Bu illerden biri olan Adıyaman’da yıkım büyük, göç yoğun. Şehirdeki sanayiciler, üretim çarklarının dönmesi için destekler bekliyor. Özellikle işçi göçünün önlenmesi ve organize sanayi bölgesinde (OSB) konteyner kent kurulması talep ediliyor. Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Gani Bereket ile depremden etkilenen Adıyaman’da depremin sanayi ve ticaret üzerindeki etkisini, beklenti ve taleplerini konuştuk. Gani Bereket, ilde tarım ve tekstil sektörünün ön plana çıktığını söylerken, birtakım destek paketlerinin açıklandığını ancak yetersiz olduğunu dile getirdi.
Yeniden inşa süreci
Bereket, “Altı ay ödemesiz çek, altı ay ödemesiz kredi… Bu şehir altı ay sonra düzene girmeyecek. Şehir artık bomboş. Göç verdiğimiz için de işletmeler bu kadar kısa sürede faaliyete geçemeyecek” dedi. “Adıyaman merkezde bir tane sağlıklı işyeri ve konut yok” diyen Bereket, yeniden inşa etmenin altı ayda olmayacağını belirtti.
Taleplerini açıklayan Bereket, şöyle konuştu: “En az iki yıl ödemesiz çekler ve krediler verilmeli. Bunların dışında ekstra olarak işveren ve iş alan kişiye de burayı cazibe haline getirmek için destekler vermemiz gerekiyor. Adıyaman göç veriyor ve insanlar başka şehirlere gidiyor. Şehirden giden insanları geri getirmenin yolunu şöyle sıralayabiliriz: Gelen insanı da cezbetmek onlara da ekstra cazip tekliflerde bulunmak gerekiyor. Örnek verecek olursam; asgari ücret 8 bin 500 lira. İşverenin işi var o da iş verecek. Ancak devlet teşvik olarak çalışan depremzedelere şartlar ve katkılar sağlamalı. 8 bin 500 lira olan asgari ücrete ekstra ücret desteği verilirse göç edecek insanları burada tutabiliriz. Aksi takdirde gidecek insanları burada tutma şansımız yok. Giden insanların yeniden geriye dönmeleri çok zor. Artık acımızı bile yaşayamıyoruz, her hafta farklı bir sorunla karşılaşıyoruz. Bu insanlara öncelikle kısmi de olsa konfor alanı yaratarak onları burada tutmamız gerekiyor.”
Ticaret alanlarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Bereket, “Buraları desteğin dışında ayakta tutacak hiçbir şey yok. Acilen üretime geçilmesi lazım. Bu üretim için de çok büyük faizsiz destekler, KGF’ler, beş yıl ödemesiz desteklerin olması gerekiyor. Adıyaman tarım bölgesi. Şu anda burada buğday ve arpanın ilaçlanması, bademin sulanması, tütünün fidelerinin dikilmesi lazım. Bunları yapalım ki sezonsal ürünleri üretebilelim. Bunları yapamadığımız takdirde üretime de geçemeyiz. Tarımı bekletemeyiz. Tarım ne felaketi, ne depremi, ne de pandemisi var. Tarımda zamanlama çok önemli, o zamanlamayı kaçırırsak bu sefer gıdadan da oluruz” diye konuştu.
Organize sanayi bölgesi tarafında büyük kayıpların olmadığını söyleyen Bereket, yaklaşık 10-12 işletmenin zarar gördüğünü belirtti. Fiziksel zararların bir şekilde düzeltilebileceğini vurgulayan Bereket, şöyle konuştu: “Sanayideki en büyük sorunumuz göç. OSB’deki sanayicilerin en büyük beklentisi konteyner kent kurulması. Mevcut işletmelerin işçilerin o konteynerde barınmaları lazım ki o işletmeler bir şekilde harekete geçsin.”
Adıyaman’da binası hasarlı olan ticaret ve sanayi odası, bina bahçesine kurulan konteynerde hizmet vermeye başladı. TOBB’un gönderdiği konteynerde üyelerin şirket açma-kapama, taşıma, dijital belge alma gibi pek çok işlem yapılıyor.
‘Kültürümüz korunsun’
Adıyaman’ın en fazla zarar gören şehirlerden biri olduğunu ve yeniden inşa etmenin zor olacağına değinen Gani Bereket, “Hızlı düşünüp, kötü hareket etmememiz gerekiyor. Bu şehri yeniden inşa ederken dokusunun da bozulmasını istemiyoruz. Bundan sonra depreme dayanıklı konutlar, işletmeler yapılsın. Ama bu şehrin bir dokusu ve kültürü var. Hızlı ama daha verimli, sürdürülebilir işler yapmamız lazım. Türkiye’den hatta dünyadan uzmanların buraya gelip doğru analizler yapmaları gerekiyor. Durum analizini doğru yapamadığımız takdirde yine aynı hatalara düşebiliriz” dedi.
Barınma ihtiyacı var
Şehirde özellikle konteyner, çadır ve kuru gıdaya ihtiyacın olduğunu dile getiren Gani Bereket, “Ayrıca hijyen malzemeleri, iç giyime ihtiyacımız var. Bundan sonra hastalık boyutuyla ilgili risk taşıyoruz. Risk taşıdığımız için suların daha hijyenik bir şekilde şehre verilmesi gerekiyor. İş dünyası olarak da beklentilerimiz var ancak yaşamsal bu sorunlar da karşımıza çıkıyor” dedi.