BÜYÜME Mİ ? KÜÇÜLME Mİ ?
TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) yılın ilk çeyreğine ilişkin GSMH tahmini, yüzde 11.7 oranında büyüme hesabı, her yönüyle başarısız bir iktidar için övünme ve övgü kaynağı oldu.

TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) yılın ilk çeyreğine ilişkin GSMH tahmini, yüzde 11.7 oranında büyüme hesabı, her yönüyle başarısız bir iktidar için övünme ve övgü kaynağı oldu. Fırsatı kaçırmayan yalaka takımı derhal “ekonomik mucize”, “dünya ikincisi olduk”, “dünya rekoruna ramak kaldı”, “ekonomik başarı” ve benzeri ifadelerle övgü yağdırdı. Sayın Başbakan, bu büyük başarıyı (!) gününden önce 1 Temmuz tarihini beklemeden bizzat açıkladı, krizin Türkiye ekonomisine teğet geçtiğine nihayet bir kanıt bulunmuştu; hızlı büyüme. Bir önceki yıl, ekonomi yılın ilk çeyreğinde yüzde14.5 küçüldüğünde, kalemler, sözcükler suskun kalmışlar, dünya sıralamasında sondan kaçıncı olduğumuza değinmek yürekliliğine, dürüstlüğüne gerek duymamışlardı.
***
Yüzde 11.7 oranında artış, ölçünüze göre, karşılaştırma temeline, bazına göre büyüme olarak da, küçülme olarak da görülebilir. Eğer ekonominin yüzde 14.5 oranında küçüldüğü 2009 yılı ilk çeyreğini temel olarak alırsanız büyüme; kriz öncesi 2008 yılını karşılaştırmaya temel olarak alırsanız yüzde 4.5 oranında küçülme hesaplarsınız.
Hızlı ekonomik düşüşler, çöküşler, büyüme oranının paydasını küçülttüğünden, baz etkisini arttırmakta, izleyen dönemlerde büyük artışlar hesaplanmasına olanak verebilmektedir. Aritmetiğin, istatistiğin sözcük yerinde ise bu cilvesinin, 2010 yılının bir ve ikinci çeyreğinde yüksek büyüme hızları izleyen dönemlerde yavaşlayan hatta sıfıra yaklaşan büyüme hızları hesaplanmasına yol açacağına, bu başarı(!) açıklanmadan önce dikkat çekilmişti.
2009 yılının ilk çeyreği için revize edilen büyüme hızı eksi 14.5 olduğundan, ekonominin bu gerilemeyi gidermesi, ulusal gelirin 2008 ilk çeyreğindeki düzeyine ulaşabilmesi için yüzde 17.0 büyümesi gerekirdi. Büyüme bu düzeyin altında kaldığına göre, ulusal gelir, 2010 yılının ilk çeyreğinde hâlâ 2008 yılının eş döneminin yüzde 4.5 altında bulunmaktadır. TÜİK verilerine göre son iki yılda Türkiye ekonomisi büyümemiş, tersine küçülmüştür. Yinelenirse 2010 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11.7’lik büyüme hızı, 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 14.5’lik küçülmeyi telafi edememiş, küçülmeyi dengeleyememiştir.
***
Karşılaştırmalarda diğer bir tutarsızlık da 2009 yılında büyüyen ya da küçülmesi sınırlı boyutta kalan ülkelerle anılan yılda hızlı bir gelir kaybına uğrayan ülkelerin 2010 yılı büyüme hızlarının karşılaştırılmasıdır. Örneğin 2008 yılının ilk çeyreğinde karşılaştırılan iki ekonominin de ulusal geliri 100 kabul edildiğinde, 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 8.0, 2010 yılının ilk çeyreğinde de yüzde 12.0 büyüyen ekonominin ulusal gelirinin ulaştığı düzey 121.0 olur. Buna karşı aynı dönemlerde 2009 yılında yüzde 14.5 gerileyen, 2010 yılında da yüzde 11.7 büyüyen ekonominin ulusal gelirinin ulaştığı düzey 95.5 olur. İki ekonomi arasındaki fark 25.5 puan büyür. Bu nedenle Çin’le, Türkiye’nin 2010 yılı ilk çeyrek büyüme hızlarını karşılaştırırsak, “Ekonomik büyümede az farkla dünya birinciliğini kaçırdık” diye hayıflanmanın bir anlamı yoktur. Çin ekonomisinin 2010 yılının ilk üç ayında yüzde 12.0, Türkiye ekonomisinin yüzde 11.7 büyümesi, büyüme hızı açısından Çin’i yakalıyoruz anlamına gelmez. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi 2008 – 2010 ilk çeyrekler aralığında her iki ekonomi arasında büyüme açısından fark 25 puan dolayındadır.
Türkiye ekonomisi, 2010 yılında üç aylık dönemler itibarıyla giderek yavaşlayan hızlarla büyüyecek, son çeyrekte büyüme hızı sıfıra yakın olacaktır. Bu tahmin bir kehanet değildir, iktisat bilgisi de gerektirmemektedir. Aritmetiğin, istatistiğin doğal sonucudur.
Kaynak: Cumhuriyet / ÖZTİN AKGÜÇ