Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
AquaAna
LA LORRAİNE
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
AquaAna
LA LORRAİNE
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
12 Eylül 2012
BÜYÜME AŞAĞI, CARİ AÇIK HALA DERT…

Küresel krizin yıkıcı etkisine 2008 son çeyreğinde giren Türkiye kapitalizmi, 2009 yılının tamamını yüzde 4.8 küçülme ile kapamıştı.

BÜYÜME AŞAĞI, CARİ AÇIK HALA DERT…

Küresel krizin yıkıcı etkisine 2008 son çeyreğinde giren Türkiye kapitalizmi, 2009 yılının tamamını yüzde 4.8 küçülme ile kapamıştı. Ancak 2009un ikinci yarısından itibaren çıkan sıcak paranın geri dönüşü, kamu maliyesi üstünden iktidarın krizi yönetmesi ile büyüme yeniden başladı ve 2010 ile 2011 yıllarında ortalaması yüzde 9’a yaklaşan büyüme gerçekleşti. Gelin görün ki, bu büyüme, ancak ve ancak dış kaynak girişi ile gerçekleşti ve ithalata dayalı bir büyüme yaşandı. Yüksek büyüme madalyonunun öteki yüzünde milli gelirin yüzde 10una, bir dünya rekoru olarak vuran ve toplamı 77 milyar doları bulan cari açık vardı.

Bu ölçüde bir cari açığın sürdürülemez olması nedeniyle Orta Vadeli Programda büyüme hedefi 2012 için yüzde 4, 2013 için yüzde 5 olarak belirlendi.Yumuşak iniş adı verilen bu ekonomiyi soğutma hedefi ne ölçüde gerçekleşti? TÜİKin pazartesi açıkladığı ikinci çeyrek büyüme verilerine göre yılın ilk 3 ayında yüzde 3.3 olarak gerçekleşen büyüme, ikinci çeyrekte yani Nisan-Haziran döneminde biraz daha yavaşladı ve yüzde 2.9da kaldı. Bu, 6 aylık büyümenin yüzde 3.1 olarak gerçekleşmesi demek.

Yüksek büyüme yıllarında iç talepten, özel yatırımlardan büyük destek alan büyümenin yelkenleri, 2012 yılında bu iki cepheden artık rüzgâr almıyor. Yılın ilk çeyreğinde yüzde sıfır büyüyen iç talebin ikinci çeyrekte yüzde yarım gerilediği görülüyor. Özel yatırımların da yüzde 8 gerilediği dikkat çekiyor. Yüzde 3lük büyümenin asli taşıyıcısının ihracat, bir ölçüde devlet harcamaları olduğu gözleniyor.

Yılın ikinci yarısında büyümenin seyri, ilk yarıdan farklı olabilir mi? Hedeflenen yüzde 4 büyüme, bu dönemde gerçekleşebilir mi? Bazı göstergeler bu konuda fazla umut vermiyor. Başta ihracatın temmuzdan itibaren hız kestiği AB pazarlarına ihracatın toplamdaki payının yüzde 34e kadar gerilediği, Ortadoğu, BDT gibi coğrafyalardan bu ihracat kaybının telafi edilemediği anlaşılıyor. Keza sanayi üretiminde, tahıl üretiminde, beklenti anketlerinde büyümeye dönük işaretler çok zayıf. Güvenilen dağ, kamu maliyesi, genel bütçe idi. Orada da açıklar hızlandı. Dolayısıyla kamu harcama ve yatırımlarını artırarak büyümeye ivme vermenin de imkânları daraldı. Böyle olunca 2012 büyümesinin yüzde 3ü geçemeyeceğine ilişkin yorumlar ağırlık kazanıyor.

Düşük büyüme, beraberinde düşen cari açığı getirdi. Biliniyor ki ekonomi ithalat ile büyüyor. Ekonomi küçülünce ithalat, ithalat azalınca dış kaynak ihtiyacı da azaldı. Böylece azalan ithalat, dış ticaret açığını, dolayısıyla cari açığın azalışını getirdi. Ocak-Haziran döneminde yüzde 3 büyüme ile yetinen ekonominin cari açığı da 31 milyar dolara düştü. 2011in ilk 6 ayında cari açık 45 milyar dolardı. Bu durumda 14 milyar dolarlık bir açık azalışı söz konusu. Ancak buna rağmen 2012nin ilk yarısında 376 milyar dolar olarak ifade edilen milli gelirin yüzde 8i kadar bir cari açığı var Türkiyenin. Bu, geçen yıl yüzde 10 dolayındaydı. İki puanlık bir gerileme var ama bu yine de Türkiyeyi cari açık derdi büyük, cari açık rekortmeni ülke olmaktan çıkarmış değil.

Dün açıklanan Temmuz 2012 cari açık verileri, ilk 7 ayda gelen yabancı kaynağın 44 milyar doları bulduğunu gösteriyor. Geçen yıl 50.3 milyar dolardı. Yani toplamda 6 milyar dolarlık bir dış kaynak azalması var. Ama bu arada, dışarıya götürülmüş sermayenin de geri getirildiği, dolayısıyla net kaynakta yüzde 9 artış olduğu görülüyor. Peki giren kaynak neden aynı ölçüde büyümeye yansımamış? Bu sorunun yanıtı detaylarda görülüyor. Anlıyoruz ki dış kaynağı kullananların başında devlet var. Kamu borç senetleri, sıcak para tarafından büyük ilgi görmüş. Yine dışarıdan içeriye yabancı mevduat aktığı görülüyor. Bunun hem güven hem de faizin cazibesi ile ilgisi var. Aynı ilginin önümüzdeki aylarda sürüp sürmeyeceği, ABdeki yeni tahvil programının uygulama sonuçlarına da bağlı görünüyor.

TÜİK, İrana 6 ayda ihracat olarak gösterilen 6.2 milyar dolarlık altın ödemesinin, büyüme hesaplarında dikkate alınıp alınmadığını açıklamadı. Türkiye hem dış ticaret, cari açık hem de büyüme verilerinde bir altın şaibesini sırtında taşıyor. Bu da kayıtlara geçsin.

DİĞER HABERLER
PEKİ YA ASGARİ ÜCRETLİ ÇALIŞAN ORANI?
PEKİ YA ASGARİ ÜCRETLİ ÇALIŞAN ORANI?

İktidar asgari ücretin alım gücünün yıldan yıla ne kadar arttığıyla övünmekten, muhalefet asgari ücretin alım gücünün nasıl yıprandığını anlatmaktan geri durmaz. Herkes kendi açısından haklı…

UMUTLARI TÜKENEN GENÇLER GÖÇ EDİYOR
UMUTLARI TÜKENEN GENÇLER GÖÇ EDİYOR

Gençler, ülkedeki ekonomik kriz, işsizlik, gelecek endişesi gibi nedenlerden yurt dışına göç ediyor. TÜİK’e göre, ülkeden en fazla göç edenler 25-29 yaş grubu.

NE YASA VAR NE DENETİM
NE YASA VAR NE DENETİM

TÜİK’in 2023 verilerine göre çalışan çocukların yüzde 30’u tarımda yer alıyor. İSİG Meclisi’ne göre ise 2024’te iş cinayetlerinde ölen çocukların yüzde 31’i tarım işçisiydi. 2013’ten bu yana en az 2 bin 58 tarım işçisi yaşamını yitirdi, bunlardan 402’si çocuktu.

TÜRK-İŞ’İN 24 NİSAN 1994 TANDOĞAN MİTİNGİ
TÜRK-İŞ’İN 24 NİSAN 1994 TANDOĞAN MİTİNGİ

Türkiye ekonomisi 1994 yılında önemli bir ekonomik kriz yaşadı. Tansu Çiller’in başbakanlığındaki DYP-SHP Koalisyon Hükümeti, ekonomik krizin yükünü öncelikli olarak işçilere ve memurlara yüklemeye kalkınca, 1994 yılı yoğun işçi ve memur eylemleriyle geçti.