BURSA ŞUBEMİZİN KONGRESİ TAMAMLANDI
Bursa Şubemizin 16. Olağan Kongresi tamamlandı.

Bursa’da 24 Temmuz Pazar günü yapılan kongreye, Genel Başkanımız Mustafa Türkel, Genel Sekreterimiz Mustafa Akyürek, Genel Teşkilatlanma Sekreterimiz İbrahim Ören ve Genel Eğitim Sekreterimiz Kemal Köse katıldı.
Kongreye şube başkanlarımızdan da Bursa Mustafakemalpaşa Şube Başkanı Engin Öz, Bursa Karacabey Şube Başkanı Ergün Çarıkçı, Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı Serdar Geneci, Eskişehir 2 Nolu Şube Başkanı Erdoğan Yörüksoy, Eskişehir 3 Nolu Şube Başkanı Yılmaz Taşpınar, Gebze Şube Başkanı Seyfullah Keskinoğlu, İzmir 7 Nolu Şube Başkanı Ömer Atabey, Kocaeli Şube Başkanı Ali Bostan, Manisa Şube Başkanı Yavuz Uçkıran, Tuzla Şube Başkanı Fikret Yılmaz, Trakya Şube Başkanı Aytaç Göçmen ile Örgütlenme Uzmanlarımızdan Suat Karlıkaya ve Adem Çınkır katıldı.
KARDEŞ SENDİKALAR DA KATILDI
Kongreye konfederasyonumuzdan Türk-İş Bölge Temsilcisi Ruhi Biçer ve bağlı sendikalardan Tarım-İş Bursa Şube Başkanı Ayhan Gürçe, Teksif Bursa Şube Başkanı Nihat Şeker ve Türk Metal Bursa 3 Nolu Şube Başkanı İsmail Türk katıldı.
Kongre, Bursa Şube Başkanımız Zeki Ertürk tarafından yapılan açılış konuşması ile başladı. Sonrasında delegelerin önergesi ile kongreyi yönetmek üzere Divan Kurulu oluşturuldu. Divan Kurulu Başkanlığına Genel Teşkilatlanma Sekreterimiz İbrahim Ören, Divan Kurulu Üyeliklerine; Genel Eğitim Sekreterimiz Kemal Köse ve Mustafakemalpaşa Şube Başkanımız Engin Öz seçildi. Divan Kurulu yerini aldıktan sonra başta Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı şehitleri olmak üzere sınıf mücadelesinde hayatını kaybeden işçilerin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Misafirlerin tanıtımı sonrası konukların konuşmalarına geçildi ve ilk konuşmayı Türk-İş Bölge Temsilcisi Ruhi Biçer yaptı. Sonrasında Tekgıda-İş Karacabey Şube Başkanımız Ergün Çarıkçı, Tekgıda-İş Mustafakemalpaşa Şube Başkanımız Engin Öz ve TEKSİF Şube Başkanı Nihat Şeker sendikal örgütlenmenin ve işçilerin birliğinin önemine değinen birer konuşma yaptı. Kongrede delegelerimiz de söz aldı. Delegelerimizden Mustafa Başkan ve Hüseyin Kurt yaptıkları konuşmada sendikalı olmanın önemine, ekonomik krizin olumsuz etkilerine ve beklentilerine değindi. Konukların, şube başkanlarının ve delegelerin konuşmasının ardından bir konuşma yapan Genel Başkanımız Mustafa Türkel, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumu, pandemi süreci ve bunun çalışanlara yansımalarını, asgari ücret artışını ve bunun toplu sözleşmelere etkileri de dahil çalışma hayatının gündemindeki konuları değerlendirdi.
DENGESİZ VERGİ YÜKLERİYLE TOPLUM REFAHA ULAŞAMAZ
Genel Başkanımız Mustafa Türkel’in konuşmasının satır başları şöyle:
– Toplu sözleşmeleri ne kadar mükemmel yaparsanız yapın, asgari ücreti ne kadar artırırsanız arttırın, vergi yüklerini dengelemezseniz, çalışanların ücretlerini dolaylı ya da direk vergiler yoluyla müdahale ederek ücretlerinden çalmaya devam ederseniz yani kısacası “vergide adalet sağlanmaz” ise insanlar asla huzur bulamaz, toplum refaha ulaşamaz.
– Asgari ücret 2 bin 825 lira olduğu yıl ocak ayı içerisinde asgari ücretli 2 bin 450 ekmek alabiliyordu. Asgari ücret 4 bin 200 lira civarına çıktığında 1400 ekmek alınır oldu, 1050 ekmek kaybetmiştik. Asgari ücret geldiğimiz noktada net 5 bin 500 TL oldu, 1100 ekmek almaya başladık. Asgari ücretlinin alım gücünün düştüğünün çok basit örneği bu. Bunu kabul edebilir misiniz? Yağından şekerine, tuzundan doğalgazına varana kadar ücretlerdeki erime olağanüstü düzeylere ulaştı.
– Bu ülkede zaman zaman çalışanlarımız bize dedi ki; “Bu ekonomik kırılmaları sendika öngörebilmeliydi.”
– Peki ülkeyi 20 yıldır yönetenler bu gelişmeleri öngöremedi de sendika nasıl öngörebilsin? Bu kadar da haksızlık yapmayın. Keşke sizler de bu seçtiğiniz iktidarın beceriksiz olduğunu öngörebilseydiniz .
ÜLKEYİ YÖNETENLERİN BECERİKSİZLİKLERİNİN BEDELİNİ ÖDEMEK İSTEMİYORUZ
– Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Türk-İş Genel Sekreteri olduğum dönemde siyasi iktidara her platformda, gözlerinin içine baka baka, “Bu şartlarda yapılan özelleştirmelerle ülkeyi yokluğa, yoksulluğa, sefalete ve yolsuzluğa götürüyorsunuz, bu şekilde bu ülkenin gelir dağılımındaki uçurumlarını kaldıramazsınız, işsizliği önleyemezsiniz, büyük kentlere göçü engelleyemezsiniz. Yapmayın bu politikalar yanlış. Tam tersine bunları özelleştirmeyin, bu kamu yatırımlarını “özerkleştirerek” üretim yapmasına, istihdam yaratmasına devam etmesini sağlayın. Kamu kurumları bulunduğu bölgelerde iş aş üretsin. Diyarbakır’da, Van’da, Erzincan’da Sümerbank ve çimento fabrikaları istihdam yaratmaya, üretmeye devam etsin, iş ve aş üretsin” dedik, dinlemediler bizleri ve sonuç ülkenin geldiği karanlık tablo ortada.
– Sendika olarak biz toplu iş sözleşmeleri yaparken işletmelerin bacalarının tütmesini öncelik tutarız, işyerleri kapanmamalı. Bizden sonra çocuklarımızın çalışacağı yerler istihdam yaratmaya devam etmeli. Biz çalışanlar ekmeğimizden başka satacak şeyimiz olmadığı için alın terimizin karşılığını almak istiyoruz. İşverenlerin ya da bu ülkeyi yönetenlerin beceriksizliklerinin, yetersizliklerinin faturasını artık ödemek istemiyoruz. Ve siz de arkadaşlar istemiyorsanız, din tutar gibi siyasi parti tutmayın, her seçimi iktidarlara ders verme fırsatına dönüştürelim. Yoksa bizim ensemizde boza pişirmeye devam ederler. Ya da din tutar gibi siyasi partiler tutarsak “Nasıl olsa benim seçmenim bana oy veriyor” diye bizi kullanmaya, sermayeye taklacılık yapmaya devam ederler. “Emeği görmezden gelen, sermayeyi destekleyen siyasi partilere oy yok” diyeceğiz.
Genel Başkanımızın konuşmasından sonra delegeler sandık başına gitti.