Kenan Evren 12 Eylül 1980 günü darbe yaptıklarını TRT radyo ve televizyonunda yaptığı konuşmada vurguladı ve sermaye yanlısı tavrını açıkça şöyle söyledi:

“Çalışkan ve vatanperver Türk işçisinin ekonomik koşullar çerçevesinde her türlü hakları korunacaktır.

Ancak, temiz Türk işçisini sömüren, onları kendi ideolojik görüşleri istikametinde kullanmak için her türlü baskı oyunlarına başvuran, işçinin hakkı yerine kendi menfaatlarını ön planda tutan bazı ağaların bu faaliyetlerine asla müsaade edilmeyecektir.

Tüm işverenlerin iş barışının koşullarını sağlayacak esaslardan ayrılmadan üretimin arttırılması ve ihracata yönelik gayretlerin gelişmesine yardımcı olmaları için her türlü tedbir alınacaktır.”

Evren, 16 Ocak 1981’de Adana’da, “sendika ağaları” kavramını kullanarak, şöyle dedi:

“İstanbul’da bir otelde, otelin ismini vermeyeceğim, çalışan metrdotelin maaşı, aldığı ücret 100 bin lira. Eline geçen 57 bin lira.

Benim elime geçen 40 bin lira. Sayın vatandaşlarım, bu adalet değildir.

Bir otelde, diğer bir otelde çalışan şef garsonun eline geçen net 47 bin lira, diğer bir garsonun o otelde eline geçen net para 36 bin lira.

Başka bir otelde 35 bin lira. Başka bir otelde 30 bin lira, bunlar eline geçen net paralar.

Ayrıca, bahşişler buna dahil değil. Ondan sonra, tutuyorlar bunları yapanlar, karşımıza geçip sosyal adaletten bahsediyorlar. Bu mu sosyal adalet?”

Kendi maaşını yükselteceğine emekçilerin insanca hakça kazandıkları analarının ak sütü gibi helal paralarına göz diken işveren yanlısı Evren ve arkadaşlarına en büyük destek bakın kimden geldi;

12 Eylül 1980 askerî darbesinin hemen ardından, Türk-İş Genel Başkanı İbrahim Denizcier, Evren’e şu mesajı gönderdi:

-“Atatürk ideallerini kendisine şaşmaz rehber olarak kabul eden Türk işçi hareketi kısa zamanda Anayasa ve ilgili kanunlarda değişiklik yapılarak demokrasiye geçişin sağlanacağı, işçi haklarının korunacağı yolundaki teminatınızı memnuniyetle karşılamış bulunmaktadır.

Milletin bağrından çıkan ordumuzun tam bir bütünlük içinde milletimize huzur ve güven veren bu davranışının milletimiz ve memleketimiz için hayırlı olmasını temenni ile Türk-İş topluluğu adına saygılarımı arz ederim.”

Bu asisti Türk-İş’ten alan Evren golü attı ve 1982 anayasası ile işçilerin başta grev hakkı olmak üzere tüm sendikal haklarını yok etti.

Bugün hangi sendika, “hakkımızı söke söke alırız” diye greve gidebiliyor?

Örneğin bugünlerde memur ve memur emeklilerinin maaşlarının belirlenmesi için Hükûmet Heyeti ile Memur-Sen arasında oynanan tiyatro acı sonlandı.

Sanki masada yaptırım gücü varmış gibi rol yapan Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, tiyatro “perde” dedikten sonra oyundan kalktıklarını açıkladı.

Ve bingo:

12 Eylül Darbecisi Kenan Evren’in bulduğu formüle göre kurulan, “Hakem Kurulu Tiyatrosu” sahnelenmeye başlandı.

Bu tiyatronun oyuncuları bakın kimler;

-Devlet Personel Başkanlığı’nın bağlı olduğu Bakanın başkanlığında,

-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,

-Kalkınma Bakanlığı,

-Maliye Bakanlığı,

-İçişleri Bakanlığı,

-Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı temsilcileri…

Hepsini toplayınca ortaya aslında tek bir isim çıkar:

-Recep Tayyip Erdoğan…

Evren modeli Tek Adam Rejimi…

O gün Evren’in sözleri yasaydı, emirdi,

Bugün Erdoğan’ın sözleri yasa ve emir…

Haydi Memur Sen,

Haydi Türk İş…

O gün Evren, bugün Erdoğan’ı desteklemeye devam…

İşçi ve memurlar mı?

Onlar sendikalara üye olurken ve oy verirken düşüneceklerdi…