Şubede düzenlenen basın toplantısında konuşan Mart, OHAL ile birlikte iş cinayetlerinin yüzde 9 artış gösterdiğine de dikkat çekerek, "İşçilerin örgütlenmesi zaten Türkiye’de birçok şekilde engellenmeye çalışılırken bu durum OHAL’le birlikte iyice keyfileşti. Sendikal çalışmalar kısıtlandı. İşte bu yüzden OHAL kaldırılsın diyoruz" dedi. 

 

Mart, ayrıca şunları kaydetti: "Konu öylesine vahim ki; iş kazalarında her yıl, her ay ve her gün bir öncekini aratıyor. İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor. İşyerlerindeki kazaların nedenleri dikkatsizlik vb. işçilerden veya mühendislerden kaynaklanmıyor. Alınmayan önlemler, üretimin ve çalışma yaşamının emekçiler aleyhine olan düzenlenme tarzından kaynaklanıyor." 

 

 

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 2012 yılında çıkarılırken yasa sonrası iş kazalarının biteceği mesajlarının verildiğini hatırlatan Mart, "Ancak kazalar, ölümler, sakat kalmalar azalmadı, sürekli olarak arttı. Çünkü kurulan sistem yanlıştı. Getirilen sistemde, bu alana ilişkin tüm yetkiler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü elinde toplandı. Tüm düzenlemeler ilgili Genel Müdürlük tarafından yapılıyor; sendikaların, meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin görüşleri ise hiçbir şekilde dikkate alınmıyor. Konunun tek karar alıcısı, uygulayıcısı, denetleyicisi ÇSGB İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü olduğu sürece, yanlış kararlar alınmaya devam edecek, iş kazaları ve ölümler sürecektir" diye konuştu. 

 

İbrahim Mart bu durumu değiştirmek için; sendikalar, meslek örgütleri, üniversiteler ve işveren örgütlerinin de içinde yer aldığı, idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü kurulması, tüm kararların bu kurum tarafından alınması gerektiğini söyledi. Mart, işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin OSGB denilen ticari kuruluşlar tarafmdan verilmesi anlayışından vazgeçilmesini de istedi.