Siyasi iktidarın iki uygulaması var ki; bunlar tartışmasız, çok açık ve net olarak 85 milyon insanın hayatını olumsuz etkiledi ve Türkiye’yi her türlü riske soktu.

Bunlardan birisi yanlış faiz politikası ve kararıdır.

Dünya, henüz çift haneye dahi ulaşmayan ve fakat üç-beş puan arttığı için endişe yaratan enflasyona karşı faizleri artırıyor. Türkiye’de yüzde 73,5 enflasyon varken, Merkez Bankası gösterge faizini yüzde 14’e düşürdü. Bugün için eksi yüzde 34 reel faiz demektir.

Eksi reel faizin getirdiklerini hep birlikte yaşıyoruz…

En büyük kur şokunu yaşıyoruz. Hiper enflasyona gidiyoruz… İşsizlik ve yoksulluk arttı. Gençler Türkiye’de kalmak istemiyor. Beyin göçü yaşıyoruz. Ülke riski arttı. Dış borçlarda temerrüt riski arttı. Dış tehditler arttı.

Buna rağmen neden siyasi iktidar faiz yanlışından dönmüyor?

İkincisi, Suriyeli ve Afganlı göçmen sorunudur.

Göçmen diyorum… Zira bunlar sığınmacı değil, çünkü çoğu 18-35 yaş arasındaki erkek nüfustur.

Suriyeli ve Afganlılar, ekonomik krizden daha fazla zararlı oluyor. Önceki gün İç İşleri Bakan Yardımcısı, ”12 bin Suriyeli iki yıldır yok. Aradık, taradık bulmadık. 2016 yılından bugüne kadar kaçak göçmen sayısı 1 milyon 246 bin 376 kişi oldu.”

Kayıp Suriyelilerin bir kısmı kaçak yollardan Avrupa’ya geçmiştir. Bir kısmının terör örgütlerine gitmiş olma olasılığı da yüksektir.

Milyonlarca kaçak göçmen, Türkiye’ye nasıl girdi? Sınırlarımıza hâkim değilsek, teröristlerin girmesini nasıl önleriz? Kendi sınırlarımız açıksa, neden Suriye’de güvenli bölge oluşturmaya çalışıyoruz?

Aslında bütün anketlerden halkın, hayat pahalılığı ve göçmen sorunundan aşırı rahatsız olduğu sonucu çıkıyor.

1- Artı Bir Araştırma’nın; 21-30 Nisan tarihleri arasında 26 ilde telefonla 1500 örneklem üzerinde yaptığı araştırma sonuçlarına göre halkın;

* Yüzde 55,2’si ekonomiyi;

* Yüzde 27,3’ü hayat pahalılığını;

* Yüzde 14,6’sı sığınmacıları, Türkiye’nin en önemli sorunu olarak görüyor.

Aynı ankette “Size göre Türkiye’nin ekonomik sorunları kısa zamanda çözülür mü?” sorusuna;

* Halkın yüzde 82,3’ü, “çözülemez.”

* Yüzde 12,6’sı çözülür; diyor.

“Sığınmacılar mülteciler ülkelerine dönmeli mi?” sorusuna ise ankete katılanların;

* Yüzde 78,3’ü “Evet”,

* Yüzde 14,8’i “Hayır” diyor.

Yine ankete katılanların;

* Yüzde 72,6’sı erken seçim yapılsın;

* Yüzde 15,3’ü ise erken seçim yapılmasın; diyor.

2- Metropol Araştırma anketinde de “Türkiye’nin en önemli sorunu sizce nedir?” sorusuna; ankete katılanların yüzde 61,5’i ekonomi ve işsizlik yanıtını veriyor.

3- Optimar’ın, 23-28 Nisan tarihleri arasında yapmış olduğu ankette;

* Halkın yüzde 51,6’sı, Suriyeliler varken kendimi güvende hissetmiyorum;

* Yüzde 69,2’si Suriyeliler işimizi elimizden alıyor, diyor.

Normal bir ülkede hükümet, halkın sesini, tepkisini dinler. Çözüm geliştirir. Ama Türkiye’de Hükümet;

”Suriyeliler gidince önce o iş adamları isyan edecek” diyor.

Neden Hükümet Suriyeli ve Afganlı göçmenleri koruyor? Eğer insan hakları ise önce kendi insanımızın hakkını vermek gerekmez mi? Suriyelilere harcanan 100 milyar dolar olmasaydı, Türkiye bugünkü ekonomik krizi daha kolay atlatabilirdi? Hükümetin bildiği, halkın bilmediği nedir?