Enerji ve maden işçisinin 442 gündür sürdürdüğü direniş santrallerin devri öncesinde daha da büyüyerek sürüyor. İşçilere civar illerden gelen vatandaşlar, kitle örgütleri ve siyasi partiler de destek veriyor

Enerji ve maden işçisinin 442 gündür sürdürdüğü direniş santrallerin devri öncesinde daha da büyüyerek sürüyor. İşçilere civar illerden gelen vatandaşlar, kitle örgütleri ve siyasi partiler de destek veriyor

Yatağan Termik Santrali ve kömür ocaklarının devir teslim tarihi yaklaştıkça direniş daha da güçleniyor. Muğla ve çevresinden Direniş Çadırına destek ziyaretleri arttı. Tepsisine yiyeceğini dolduran yurttaşlar direniş çadırına gelip bundan sonraki süreçte nasıl destek olacaklarını soruyor. Muğla’nın Bodrum ilçesinden gelen yurttaşlar Direniş Çadırından çağrıda bulunarak, duyarlı tüm vatandaşları vatandaşlık görevini yerine getirmeye, Yatağan’a çağırdı.

Emekli ODTÜ üyesi Prof. Dr. Gürdal Alaeddinoğlu, “Bu kardeşlerimizin direnişine elimizden geldiği kadar destek olmaya çalıştık. Her şeyden önce yine kamuya ait bir kurumun özelleştirilmesini kabul etmiyoruz. Devlet eliyle satılan ne varsa sonuçlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Burada bulunmak bir vatan görevidir. Duyarlı tüm vatandaşları da vatandaşlık görevini yerine getirmeye,Yatağan’a çağırıyoruz” dedi.

‘BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR’

Sema Höcek, gelebilecek herkese Yatağan’a gelerek destek verme çağrısı yaptı: “Bu onurlu direnişe destek vermek için buraya geldik. Bundan sonraki süreç çok daha önemli. Bodrum’da yaşayan arkadaşlarımız, çevremiz ne kadar tanıdığımız varsa önümüzdeki hafta burada olacağız. Biz bugüne kadar hep ‘termik santrallere hayır’ dedik, ancak buradaki durum çok farklı. Burada kamu mallarının özelleştirilmesine karşı durmak hepimizin görevi onun için buraya geldik. Daha önce yaşanan özelleştirmelerin sonuçlarına hep birlikte şahit olduk. Soma ve Ermenek en büyük örnekleridir. Orada sadece rant için, kâr için emekçi kardeşlerimizin nasıl sömürüldüğünü gördük, sonunda hayatlarından oldular. Burası özelleştirilmemeli, son kaleler buralar. Mücadeleyi sadece uzaktan izlememeli, bedenen de burada olmalıyız. Madem ki artık teslim sürecine girildi, bu insanlar aylardır kamu mallarını gelecek nesillere miras bırakmak için mücadele ediyor, sadece işleri ellerinden gidecek diye düşünmüyor. Biz de hep birlikte direnmeliyiz. Muğla başta olmak üzere gelebilme imkanı olan herkese buradan çağrıda bulunuyorum. Sürecin artık sonuna gelindi, burada olalım. Birlikten güç doğar, güçten de direniş doğar. Hep birlikte bu direnişi destekleyelim” 

‘DEVREDİLMESİNE KESİNLİKLE ENGEL OLACAĞIZ’

Tes-İş Sendikası Yatağan Şubesi TEŞKİLATlandırma SEKRETERİ Kemal Özcan, 442 gündür  enerji ve maden işçileri olarak büyük bir mücadele yürüttüklerini söyledi. Özcan, AKP  hükümetine özelleştirmeler ile ilgili defalarca uyarılarda bulunduklarını belirtti ve “Bugüne kadar sürekli eylem süreci devam etti. İhaleler sonuçlandı ancak iş sonuna geldi. Biz bu santralleri satılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz, bu santrallerin devralınmasına engel olacağız” dedi.

“Bize sormadan, bize danışmadan yapamazlar, yapamayacaklar. Çünkü bundan önce iki defa geldiler hiçbir şekilde burayı teslim alamadılar” diyen Özcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Özelleştirmede duvara tosladılar. Bugün de, bundan sonraki süreçte de, Yatağan özelleştirilmeyecek! Çünkü Yatağan, Çanakkale’dir. Eğer Yatağan kaybederse Türkiye işçi sınıfı kaybedecek, Yatağan kaybederse emek kaybedecek, Yatağan kaybederse demokrasi ve bağımsızlığımız tehlikeye düşecektir. 

Bu yüzden Türkiye’deki tüm emek dostlarına, siyasi partilere, emeği ile geçinen herkese sesleniyoruz; Yatağan direnişine omuz vermeye çağırıyoruz. 

‘DİRENENLER KAZANIR, DİLENENLER KAYBEDER’

Biz kazanacağız, çünkü tarihte her zaman direnenler kazanmıştır, dilenenler kaybetmiştir. Biz direnen tarafız, 442 gündür çadır tiyatrosu oynamıyoruz, bu çocuk oyuncağı değil! Biz santrallerin bizim olduğunu, halkın malı olduğunu, talan ve peşkeşe izin vermeyeceğimizi söyleyerek geldik. Belki ihaleleri önleyemedik ama devri kesinlikle önleyeceğiz. Teslim etmeyeceğiz. Ve herkesi buradaki direnişe sahip çıkmaya çağırıyorum: Duyarlı olan, vatanını seven herkes Yatağan’da olsun.Yatağan bir kaledir bu kaleyi alıcı firmalara, siyasi iktidara, emperyalistlere peşkeş çektirmeyelim!” 

TÜRKİYE İŞÇİ SINIFININ DİRENİŞ İMTİHANI

Türkiye Maden-İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin de, “Bu kavgayı biz başlatmadık ancak bedeli ne olursa olsun sürdüreceğiz” dedi. 

“Bu devir derhal durdurulmalıdır!” diyen Girgin, Aydınlık’a şunları söyledi: “Ortam çok hassas ve gergin. Zaman Türkiye işçi sınıfını da, Yatağan enerji ve maden işçilerinin şahsında imtihan etmektedir. Bu mücadele kuru bir özelleştirme mücadelesi değildir. Sömürüye, zulme, emeğin değersizleştirilmesine karşı bir başkaldırıdır. Bu kavga, iyi doğru ve güzel ne varsa hepsinin ortak kavgasıdır.”

‘442 GÜNDÜR YATAĞAN İŞÇİSİYLE KENETLENDİK’

İşçi Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Karanlık, Aydınlık’a verdiği mesajda şu ifadeleri kullandı: “Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy enerji ve maden işçilerinin özelleştirmeye karşı mücadelesi dalga dalga büyüyerek, 442. günü buldu. Bu hafta kritik; Yatağan işçisi, santralleri ve madenleri teslim etmeyecek. Kendi ifadeleri ile ‘Ölümüne bir mücadele’ içindeler, Çanakkale savunmasındayız asla geçemeyecekler” 

Esasında Yatağan, daha şimdiden büyük bir başarıya imza attı. Özelleştirmeye karşı mücadeleyi bütün işçi sınıfına ve Türkiye’ye benimsetti. Soma madencisinin mücadelesi ile de birleşerek kamulaştırmayı gündeme soktu. Ülkenin önünde artık kamulaştırma var. 

İşçi Partisi olarak biz de, 442 gündür bütün gücümüzle, beynimizle, enerjimizle ve ruhumuzla Yatağan işçisiyle kenetlendik. Bu kritik aşamada da birlikteyiz, omuz omuzayız. Zaferi birlikte kutlayacağız. Başta Türk-İş olmak üzere tüm işçi sendikalarını, tüm vatansever ve cumhuriyetçi güçleri, tüm emek dostlarını bu kritik aşamada Yatağan işçisi ile tam bir dayanışmaya çağırıyoruz.”