Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
16 Şubat 2010
BU 4/C NEYİN NESİ?

Tekel işçilerinin 4/C uygulamasına karşı direnişleri 2. ayını tamamlayarak 3. ayına girdi. Peki birçok kişinin belki de tam olarak ne olduğunu bilmediği bu 4/C neyin nesidir?

BU 4/C NEYİN NESİ?

TEKEL DİRENİŞİNDEN NOTLAR

Tekel işçilerinin 4/C uygulamasına karşı direnişleri 2. ayını tamamlayarak 3. ayına girdi.

Peki birçok kişinin belki de tam olarak ne olduğunu bilmediği bu 4/C neyin nesidir?

Kamu çalışanlarının hukuksal konumunu düzenleyen 657 sayılı devlet memurları yasasının 4. maddesinin A fıkrasında kadrolu devlet memurları, B fıkrasında sözleşmeli personel, C fıkrasında ise geçici personel tanımları yer alıyor.

Geçici personel, maddenin bu fıkrasındaki tanımıyla, bir yıldan daha az süreli ve sözleşme ile çalıştırılan ve yine buradaki tanımla işçi sayılmayan kişilerdir.

2003 yılında başlayan özelleştirmeler sonucunda işlerinden olan kamu emekçilerinin durumunu görüşen Bakanlar Kurulu, 2004 yılında, bu kamu emekçilerinin ve daha sonraki özelleştirmeler sonucunda işsiz kalacak olanların 4/C kapsamında çalıştırılabileceklerini kararlaştırıyor…

İşçilerin kölelik yasası dedikleri bu 4/C fıkrasına şimdi daha yakından bakalım:

Kadrolu, sigortalı ve diyelim ki on beş yıllık kamu emekçisisiniz. Çalıştığınız kamu kurumu özelleştiriliyor ve kendinizi sokakta buluyorsunuz.

Size deniyor ki, işiniz ve sigortanız artık sona ermiştir.

Fakat isterseniz, aldığınız ücretin çok altında bir ücretle ve işçi sayılmayacağınız için de herhangi bir sendikal hakka sahip olmaksızın, sizi geçici personel olarak çalıştıralım.

Artık işçi sayılmadığınız için, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi hakları ve sendikal hakları bütünüyle aklınızdan çıkarın.

Sigortalı olmayı, günün birinde emekli olmayı unutun.

Çalışma sürenize gelince, bu yılda on aydan dört aya kadar değişebilecektir, vb…

Şimdi, (vicdan sahibi olanlar için söylüyorum), elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün:

Bu nedir?

Kazanılmış bir hakkın zorla alınması ve arkasından da bir kölelik dayatması değil midir?

Başbakanın ağzıyla konuşulacak olursa, üç kuruşa çalışmaya can atan milyonlarca işsiz varken, TEKEL işçilerinin direnişi kendini bilmezlikmiş. Devam ederlerse hadleri bildirilecekmiş.Aynı zamanda ABD yurttaşı bir bakan, direnişteki işçilerin kendilerine hükümetçe gösterilen merhameti istismar ettiklerini söylüyor.

TV ekranları karşısına yaka paça açık çıkan sözüm ona yine bir hükümet mensubu, sokak kabadayısı ağzıyla ve tavrıyla, lafı PKKye kadar uzatıyor.

Bu lafları ve sahiplerini acaba hangi sözcüklerle nitelemeli? Burada sözü direnişteki işçilere bırakmaya ne dersiniz…

Diyarbakır çadırında

Kızılay Bayındır Sokaktaki Türk-İş binasınının zemin katındaki konferans salonunda yaklaşık on gündür açlık grevindeki işçi arkadaşlarla 24 saatlik bir destek grevi için buluşma öncesinde, binanın çevresindeki sokakları kaplayan direniş çadırlarını geziyoruz.

İlk durağımız Diyarbakırdan gelmiş TEKEL işçilerinin çadırı.

Sakallar uzamış, yüzler yorgun.Fakat bu yüzlerde yılgınlıktan eser yok. Tersine, sıkışık düzen sohbetinde bir süre sonra muhabbet koyulaşıyor.

Mehmet Nuri Aker adındaki arkadaşın öyküsü, beni birlikte olduğumuz Tevfik Kızgınkaya, Abdullah Nefesi, çadırda kim varsa hepimizi gülmekten kırıp geçiriyor.

Direnişteki işçiler bir protesto yürüyüşü sırasında Bakanlıkların bulunduğu caddeden Kızılaya doğru inmektelerken, bu arkadaşın gözüne bir apartmanın ikinci katındaki pencere kenarına patilerini dayayıp onları izlemekte olan bir köpek ilişmiş.

Gerisini, bu arkadaşın Güneydoğu şivesiyle tatlanan Türkçesiyle aktarmayı beceremesem de onun anlatımıyla sürdürelim: Başımı bizi sessizce izlemekte olan köpeğe doğru çevirip:

– Susma, sustukça sıra sana gelecek! diye bağırdım…

Havlamaya başladı

Biz uzaklaşana kadar da havlaması sürdü…

Mehmet Nuri Aker, öyküsünü şöyle noktalıyor:

O bile bizi anladı, ama hâlâ anlamayanlar var!

Diyarbakır çadırındaki sohbet bununla sona ermedi.

Bir yerlerden bir darbuka çıktı ve korobaşı Abdülhalim Dinçin yönetiminde, direniş günlerinde bu çadırda uyarlanmış şarkılar bir ağızdan söylenmeye başladı

Bunlardan Havuz Başında olanı şöyle:

 

İndim havuz başına

Tayyip çıktı karşıma

4/C nedir bilmezdim

O getirdi başıma

 

Gelemem ben gidemem ben

4/Cyi kabul edemem ben

Al 4/Cyi çal başına

Geçemem geçemem geçemem ben

 

Türk-İş önünde hurma

Tayyip karşımda durma

Ya işçiye sahip çık

Ya da Mecliste durma

 

Nakarat…

 

Bu güzel uyarlamayı Arınçın gözyaşları adını verdikleri, Türk-İş Başkanının adıyla başlayan şarkı izledi:

 

Kumlu gider boş gelir

Tayyip sözü hoş gelir

Müdahale geliyor

Biber gazı vız gelir.

 

Ankaranın taşları

Ley ley limi limi ley

Ampulün ışıkları

Limi limi güzel gel bize

Yedi bitirdi bizi

Arınçın gözyaşları

 

Halkın yaratıcı dehasına, en güç zamanlarda bile kaybolmayan o eşsiz mizah duygusuna hayran olmamak mümkün değil…

Diyarbakırlı TEKEL emekçileriyle, kırk yıl bile değil, bin yıllık dostlar gibi kucaklaşıp ayrıldık…

 

 

SÜRECEK

ATAOL BEHRAMOĞLU / Cumhuriyet

DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.